SETA > Yorum |
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve AK Parti

Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve AK Parti

Erdoğan aday olursa, bugünkü iktidardan daha fazla oy alarak seçileceğinden, AK Parti ve vizyonu cumhurbaşkanlığı seçimleriyle tahkim olacaktır.

2007’de Abdullah Gül’ü her ne kadar meclis seçmiÅŸ olsa da, vesayet rejiminin çıkardığı kriz sebebiyle, 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle, de facto, cumhurbaÅŸkanı ilk kez halk tarafından seçilmiÅŸ oldu. 22 Temmuz’da sadece iktidar deÄŸil cumhurbaÅŸkanının da kim olacağı oylanmıştı. Bu yönüyle bakıldığında, AK Parti açısından, aslında ikinci kez halkın seçeceÄŸi bir cumhurbaÅŸkanlığı seçimleri yaÅŸanacak. ErdoÄŸan aday olup seçildiÄŸinde, kendisinin baÅŸbakanlık yaptığı hükümetle halkın seçtiÄŸi bir CumhurbaÅŸkanı olarak çalışacak. 

AK Parti açısından cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinin genel anlamda iki önemli dinamiÄŸi bulunuyor. Bunlardan birincisi halkın seçtiÄŸi cumhurbaÅŸkanının  oluÅŸturacağı yeni yapı. Bu yapı Türkiye’de hükümet etmeyi doÄŸrudan etkileyecektir. En hızlı ve en az maliyetli dönüÅŸüm modeli olarak, partili cumhurbaÅŸkanlığına geçilerek halledilmesi gereken bu mesele, yeni dönemin en önemli baÅŸlığı olmaya aday. Çünkü halkın bir kısmının oylarıyla seçilen ve rakiplerini yenerek cumhurbaÅŸkanlığı koltuÄŸuna gelecek olan kiÅŸiden bütün seçilme kerametini unutması beklenmektedir. Sistemde bir revizyon yapılmadan sorun yapısal olarak çözülmüÅŸ olmayacak. Bütün bunları konuÅŸmak ve üzerinde kafa yormak yerine, halkın oylarının denkleme girmesiyle bütün sistem yapısal olarak deÄŸiÅŸmesine raÄŸmen, hiç bir ÅŸey olmamış gibi devam edilmesi ancak hayattan kopuk ve siyaset dışı bir beklenti olabilir.

AK Parti açısından ikinci önemli husus ise ErdoÄŸan’ın aday olup seçilmesi veya aday olmaması durumunda partinin bundan sonra yoluna nasıl devam edeceÄŸidir. Öyle ki ErdoÄŸan aday olmasa bile, cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden sadece 6-7 ay sonra, AK Parti’nin üç dönem kuralı gereÄŸince ErdoÄŸan partisini bırakacağı 2015 genel seçimleri atmosferine girmiÅŸ olacağız. Yani her iki durumda da AK Parti’yi büyük bir deÄŸiÅŸim bekliyor. ErdoÄŸan aday olursa bu deÄŸiÅŸim cumhurbaÅŸkanlığı seçim sonuçlarıyla baÅŸlamış olacak. AK Parti açısından, hem ErdoÄŸan’ın köÅŸke çıkma ihtimali hem de üç dönem kuralı gereÄŸince kabinedeki isimlerin önemli bir kısmının meclis dışında kalmasından dolayı, II. AK Parti dönemini baÅŸlatabilecek potansiyelde bir deÄŸiÅŸim yaÅŸanması bekleniyor.

YaÅŸanmakta olan belirsizlikler ya geçmiÅŸteki ANAP tecrübesinden felaket senaryolarıyla ya da Abdullah Gül’ün ‘uygun bulmadığını’ söylediÄŸi Putin modeliyle giderilmeye çalışılıyordu. Oysa AK Parti’yi varoluÅŸsal olarak ANAP’tan ayıran yapısal özellikleri bulunuyor. Kaldı ki Özal’ın CumhurbaÅŸkanı olduÄŸu sırada partisinin durumu, siyasi dinamikler ve denklemlerin bugünle yakından uzaktan alakası yok. Öncelikle 1980 darbesi sonrası ANAP’ı var eden dinamikler de ANAP’ın siyasi aktörleri de büyük ölçüde konjonktürel ve vesayet rejimiyle açıkça yüzleÅŸecek ideolojik hikayeleri bulunmuyordu. 

AK Parti’yi var eden sosyolojik gerçeklik ve uzun yıllara yaslanan tarihsel tecrübenin yanında, 12 yıllık iktidarında, ‘bir AK Parti kimliÄŸi’ de inÅŸa etti. Parti sadakati en yüksek seçmen kitlesini inÅŸa eden AK Parti, yeni dönemde de partinin ana kimliÄŸi ile uyumlu bir isim ve kadroyu ortaya çıkardığı sürece ANAP benzeri krizleri yaÅŸaması mümkün deÄŸildir. Ayrıca üç dönem kuralı marifetiyle, yarım yüzyıl boyunca siyasi elitlerin darbeler marifetiyle rejenerasyona tabi tutuluÅŸunu, AK Parti kendi teknolojisi ile tabii olarak hayata geçirmiÅŸ olacak. Bu ise 20. Yüzyıla ait sayfalarda kalan ve bir sonraki sayfaya geçme cesareti bile gösteremeyen muhalefete karşı, AK Parti’nin ‘yeni döneminde’ bütün tecrübesiyle doldurma imkanına sahip olduÄŸu beyaz bir sayfanın açılması anlamına gelecektir. ErdoÄŸan aday olursa, bugünkü iktidardan daha fazla oy alarak seçileceÄŸinden, AK Parti ve vizyonu cumhurbaÅŸkanlığı seçimleriyle tahkim olacaktır.

Not: Soma’daki faciada yaÅŸamını yitiren madencilere Allah’tan rahmet, acılı ailelerine de sabırlar diliyorum.

[Star, 15 Mayıs 2014]