Türkiye'nin en eğitimli kitlesi.
Kemalist-Ulusalcı toplum kesimleri her fırsatta, zevkle kendilerini bu ifade ile tanımlıyorlar;
"CHP seçmeni Türkiye'nin en eğitimli kitlesi, çağdaş yaşamın olduğu kıyı kentlerinden oy alıyorlar, referanduma hayır diyen iller gelir seviyesinin ve eğitim oranının en yüksek olduğu iller..."Örneklerin sayısı arttırılabilir ama anlamları hep aynı.
Kısaca kendilerinden olmayana bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, cahil, pis demenin kibarcası. Muhataba hakaret etmiyor da kendisini ululayarak muhataplardan ayrıştırıyor. Hani İsmet İnönü'nün torunu CHP Milletvekili "Her türlü zorbalığa rağmen, bu ülkenin yarısı cesur ve namuslu" demişti ya referandumdan sonra, işte öyle bir şey. 'Evet oyu verenler korkak ve namussuz' demenin hesapta kibarcası, daha az siyasi maliyet doğuranı.
Peki, gerçekten öyle mi?
Benim oldukça kuvvetli kuşkularım var. Bir toplumsal kesimin zekası hakkında genelleme yapılamayacağını biliyorum. Hem teknik olarak mümkün değil hem de ahlaki açıdan büyük ayıp. Ama madem ortada bir iddia var, bu iddianın gerçek olup olmadığını sorgulayabiliriz.
Sorumuz şu; onlarca kez düştüğü tuzağa düşüp, defalarca aynı türden yalanlara inanan bir kitle, Türkiye'nin en zeki ve eğitimli kitlesi olabilir mi?
Geçenlerde sosyal medyada bir haber dolaşıma girdi. Varlık Fonu'na devredilen ÇAYKUR Katarlılar'a satılmış. Habere sözde Türkiye'nin en eğitimli ve zeki kesiminden tepki üzerine tepki geldi. Ülkenin değerlerinin bir bir satıldığından şikayet ettiler. Serde ulusalcılık var ya, ülkemizin bir değerinin daha yabancılara peşkeş çekildiğini söylediler.
Eh eğitimli ve zeki olmak kolay değil, bu haberden yola çıkarak biraz da ekonomik analiz yapmak lazım; kötüye giden ekonomiyi kamufle etmek için hükümet elindeki değerleri bir bir elden çıkarıyor, diye analiz kasanlar da oldu. O kadar zeki ve eğitimli olunca insan ister istemez duyarlı da oluyor, bir nevi paket program.
Bu tiyatroda kendisine duyarlı insan rolü düşenler de "Varlıklarımızı satarak günü kurtarıyoruz, ama gelecek nesillerimizi fakirleştiriyoruz" ajitasyonu kastı.
Referandumdan istedikleri sonuç çıkmayınca 'bu ülkeden defolup gitmek'ten bahsedenler, ÇAYKUR'un Katarlılar'a satıldığını duyunca birden yerli ve milli sermaye destekçisi kesildiler. Tabii bir de işin içinde 'Varlık Fonu' alerjisi var. Malum yeni bir kurum Varlık Fonu. Ne getirdiği, ne iş yapacağı falan da önemli değil.
AK Parti'nin getirdiği yeni bir uygulama ise mutlaka karşı çıkmak lazım. Bir yerden bir kulp bulup Varlık Fonu'na takmak lazım.
ÇAYKUR'un Katarlılar'a satılması da aranan kulp oldu Varlık Fonu için.
Ama o da ne!
Bütün hikaye, bütün kurgu yıkıldı.
Öfke boşa çıktı. Milli sermaye duyarlılığı gaz sıkışmasıymış meğer! ÇAYKUR'un Katarlılar'a satıldığı filan yokmuş! Haber tamamen yalan, sosyal medya dedikodusuymuş. Yani 'Türkiye'nin 'en zeki ve eğitimli kitlesi' aslı astarı olmayan haberlere inanıp gaza gelmiş, dolmuşa binmiş.
Ama olsun...
Ne gam! Çok zekiyiz ve eğitimliyiz ya ona da bir kılıf buluruz. Nitekim buldular; "İşte hep böyle yapıyorlar.
Önce yalan haber yayıp nabız yokluyorlar. Sonra ortam uygun olunca uygulamaya geçiyorlar."
Netice...
Buradan yola çıkarak ne gerizekalılar denebilir ne de cahiller ama kesinlikle zannettiğiniz kadar zeki değilsiniz.
Eğer varsa eğitiminizin de size olumlu bir katkısı olmamış. Aynı yalana defalarca inanıyorsunuz, yalan olduğu ortaya çıkınca da başka bir yalana sarılıyorsunuz..
[Takvim, 26 Nisan 2017]