15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ekonomide yaptığı tahribat silindi mi?” Bu soruya vereceğimiz cevapla, darbe girişiminin ekonomideki etkisini değerlendirebiliriz.

15 Temmuz'dan hemen sonra, darbe girişiminin izlerini ortadan kaldırmak için birçok adım atıldı ve bu amaçla önemli tedbirler de beraberinde geldi.

Böylece Türkiye, darbe girişimi sonrasında ekonomide alınan tedbirler ile hızlı bir şekilde toparlanmasıyla içerden ve dışardan gelebilecek şokları bertaraf etti, yapılacak olası manipülasyonları boşa çıkarttı ve halkın ekonomiye güven duymasını sağladı. Dolayısıyla, darbe girişiminin sebep olduğu tahribatın kısa sürede ortadan kaldırılması kolaylaştı.

Zaten halkın darbecilere ve onu destekleyenlere inat, dolarlarını bozdurup TL'ye geçmesi ve tüketici güven endeksinin de Ağustos ayındayüzde 11,1 oranında artması da bunun açık bir göstergesi değil mi?

FETÖ DARBE GİRİŞİMİNİN İZLERİNİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN NELER YAPILDI?

Türkiye'nin yatırım yapılabilir not seviyesini değiştirme konusunda kredi derecelendirme kuruluşları darbe sonrasında vakit kaybetmeden sahneye çıktılar. Ancak, ülke ekonomisinin direnci ve makro ekonomik göstergelerinin güçlü seyri sayesinde ülke notunu değiştiremediler. Kredi derecelendirme kuruluşları ilk günlerde yapmış oldukları açıklamaların yanlışlığını fark edip sadece not görünümüne dokunabildiler.

Bu da oluşturulmak istenilen algı operasyonunun başarısızlıkla sonuçlanmasının kanıtı.

Diğer yandan Türkiye, 15 Temmuz sonrası AB ülkeleriyle ve ABD ile yaşanan sorunlardan kaynaklanan sıkışıklığı ortadan kaldırmak için de adımlar attı. Bu amaçla, Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası dondurulan ilişkilerin normalleşmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti, birçok ülke için önemli bir mesajdı. Ana mesaj şu:

Türkiye ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda bölgede farklı alternatifler geliştirebilir.

Uluslararası siyaset arenasındaki mesajın yanı sıra ekonomik olarak da birçok karşılığı var Rusya ile ilişkilerin normalleşmesinin. Turizmsektörünün kısmen de olsa rahatlaması, enerji projelerin devamı, ticari ilişkilerin yeniden canlanması ve en önemlisi de devam eden projelerin sekteye uğramaması adına ülke ekonomisi için önemli bir adım.

Darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından gündeme gelen ve hızlıca hayata geçirilen diğer önemli adım ise “Türkiye Ulusal Varlık Fonu”. Ulusal Varlık Fonu, hem büyük yatırımların ve dev projelerin finansman sigortası olarak faaliyet gösterecek, hem de finansal piyasalarda meydana gelebilecek oynaklıkların etkilerinin bertaraf edilmesine olanak sağlanacak.

Bu fon çok önemli çünkü, Türkiye bu fon ile oluşturacağı kaynakla hem yıllarca yapmak istediği ama yapamadığı büyük yatırımlarını gerçekleştirecek hem de bu yatırımlar için gerekli kaynağı dışarıya bağımlı olmadan sağlayacak. Türkiye ekonomik bağımsızlığına kavuşacak ve bölgede önemli aktörlerden birisi olacak.

Zaten, yaşanan Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi ile oluşturmak istenilen kaotik ortamın sebebi Türkiye'nin başta enerji, ulaşım ve diğer alanlarda bölgede önemli konuma gelmesini engellemek değil mi?

KÖPRÜ AÇILIŞI

Yarın açılışı yapılacak ve ülkenin yüz akı olarak ifade edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu açıdan birçok anlam ve mesaj taşıyor.

Türkiye başlattığı bu büyük projelerini tamamlıyor. Sırada 3. Havalimanı var, Avrasya Tüneli var, TANAP projesi var. Ve sıradaki daha birçok proje…

Bu projeler tamamlandıkça ekonomi güçlenecek ve güçlenen ekonomi içerden ve dışardan gelebilecek tehditleri kolaylıkla bertaraf edecektir.

[Yeni Şafak, 25 Ağustos 2016]