Türkiye'deki siyasi ortam hem de bölgesel şartlar, ne yazık ki Türkiye'de ekonomi başlıklarını geri plana itilmesine sebep olmuştu. Ancak görünen o ki, 65. Hükümet ekonomi gündemine yoğun bir şekilde odaklanıyor. Hükümet programında da öne çıkan bu yoğunluğun göstergesi ise, yapısal reformlar, yatırım paketi ve planlanan teşvikler.
Devam eden yapısal reformların yanı sıra bu hafta açıklanan "Yatırım Reform Paketi" ile ekonominin öncelikli alan olduğunun göstergesi. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yabancı yatırımın gelmesi, yerli yatırımcıların iş yapması ve dolayısıyla üretimi artırma, iş yapma kolaylığı ile birebir etkilidir. Geçmişte büyük firmaların Türkiye'yi değil de başka ülkeleri tercih etmelerinin nedeni de bu kolaylık değil miydi?
Dünya Bankası verilerine göre iş yapma kolaylığı açısından Türkiye 189 ülke içerisinde 55. sırada yer alıyor. Ülke ekonomisinin dinamosu olan yatırımların gerçekleşebilme ihtimalini de içeriyor bu veri.
Yatırım-üretim-istihdam zincirinin ilk adımı olan yatırımların önündeki engelleri kaldırmak için bir çaba mevcut. Ancak tüm bu çabaya rağmen, gereksiz bir zaman ve emek kaybı olan bürokratik engeller de hala daha mevcut. Bu alanda yapılacak iyileşme sadece yatırım miktarının artmasını tetiklemeyecek, aynı zamanda ülke risk priminin azalmasına, kredi notunun artmasına ve faizlerin düşmesine katkı sağlayacaktır.
Türkiye'nin hem siyasi hem de ekonomik şartları dikkate alındığında, ülkenin dolaylı yabancı yatırım potansiyeli oldukça yüksek. Sadece bu yatırımları ülkeye çekecek cazip şartların oluşturulması ve bu şartların iyi anlatılması gerekiyor. Potansiyeli kullanmak tamamen Türkiye'nin yatırım ortamı konusunda ne yapacağıyla ilgili.
Daha 10 yıl önce 20 milyar doların üstünde yabancı yatırım çeken Türkiye, bunu neden sürdürmesin ve hatta artırmasın.
NASIL BİR TEŞVİK SİSTEMİ?
Yatırım reform paketinden sonraki aşamada ise yeni bir teşvik sistemi planlanıyor. Peki yapısal reformlar, yatırım reform paketi gibi uygulamaları etkinliğini artırması beklenen yeni teşvik sistemi nasıl olmalı? Teşvik sistemi beklentileri karşılayacak mı?Türkiye'de teşvik sisteminin tarihi çok eski. Öyle ki, teşvik sistemi cumhuriyetin kuruluşundan beri uygulanıyor. Her bir teşvik sisteminde farklı konular ön plana çıktı. Örneğin 1980'de dış ticareti serbestleştiren uygulamalara verilen teşvikler önemliyken, 1990'lı yıllarda bölgeler arasındaki sosyal ve ekonomik gelir farklılıklarını azaltıcı uygulamaların desteklendiğini gördük.
2000'li yıllarda ise, milenyum çağının etkisi teşvik sisteminde de görüldü ve bu yıllarda yüksek teknolojik ürün üretimi teşvik edilmeye başlanıldı. 2009 ve 2012 yılında ise, ülke yatırım bölgelerine ayrılarak teşvik sisteminin bölgesel anlamda verimli olması için farklı uygulamalar gerçekleşti.
Ancak, bugüne kadar verilen teşviklerle ilgili olarak, bu teşvikler ile ne yapıldığı, teşviklerin sonuçları, yani etkinliği ile ilgili herhangi bir "Etki Analizi"ne rastlamadım.
Evet, teşvik sistemini önemsiyoruz, bu alanda ciddi ve iyi niyetli bir gayret var, hatta teşviklere önemli bir kaynak aktarımı yapılıyor. Ancak, bu kaynağın etkinliği, teşvik kullananların karşılaştığı problemler veya teşvik sisteminin aksayan yönleri konuşulmalı.
TEŞVİK SİSTEMİ ÖRNEKLERİ
Tüm bunlar yapılırken, dünyada teşvik sistemi konusunda neler yapıldığına, nasıl bir yöntem izlendiğine ve teşvik sisteminin işlerliği konusunda neler yapıldığına bakmakta fayda var. Dünyada teşvik sistemleri dizayn edilirken, ülkeler kendi sosyal ve ekonomik dinamiklerini, avantajlı oldukları konuları ve dezavantajlarını göz önünde bulunduruyorlar.Örneğin Asya ülkeleri, esnek bir bürokratik yapıyla özel sektör ve yatırımcıları desteklemeyi benimsiyor. Avrupa'nın birçok ülkesinde ise, teşvik sistemleri sonrasında oluşabilecek sorunları önlemek için güçlü bir hukuki altyapı üzerine kurulmuş. Amerika'da ise eyaletlerdeki gelir farklılıkları nedeniyle bölgesel öncelikler var ve dolayısıyla her eyalette farklı teşvik sistemi uygulanmakta.
Türkiye'de de yapılması gereken öncelikli olarak, geçmiş dönemdeki teşvik sisteminin sorunlarının ve çalışmadığı durumların analiz edilerek, teşvik sisteminin kurgulanması. Tabi bunun yanı sıra, teşvik sisteminde hangi sektörlere öncelik verileceği tespit edilmeli. Bu alanlarda verilecek teşvikler de artırılmalı.
Özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yapılacak yatırımlar için teşvikler daha önemli. Bölgenin şartları ve son dönemdeki gelişmeler, devlet eliyle yapılacak yatırımların ve devletin sağlayacağı teşviklerin önemini artırıyor.
[Yeni Şafak, 16 Haziran 2016].