SETA > Yorum |
Evin Şımarık Çocuğu

Evin Şımarık Çocuğu

ABD öylesine rakipsiz ve öylesine rahat ki, çekildiğinde yerine gelebilecek bir rakipten bile endişe duymuyor. Ailesini sömüren şımarık bir çocuk gibi elindekilerin kıymetini bilmektense, ailesine küsüp kendisini odasına kapattığında daha mutlu olacağını zannediyor. .

Amerika kendi elleriyle kurduğu düzeni yine kendi elleriyle yıkıyor. Ortada hiç gerekçe yokken, dünya siyasetinden çekiliyor. Kendini odasına kilitliyor. Hiçbir ülke veya ülkeler topluluğu son yirmi beş yıldır Amerika'yı zorlayamadı. Ona meydan okumadı. Çok eleştiriye uğradı ama kimse karşısına dikilmedi. Böylelikle Amerika hem kendi gücü hem de kendi inşa ettiği uluslararası kurumlar aracılığıyla dünya tarihinde eşi benzeri az görülmüş bir hegemonya kurdu. Evet bu düzeni sürdürmek için çeşitli maliyetlere katlandı ama yine bu düzenden en fazla kendisi karlı çıkıyordu. Tepesinde oturduğu uluslararası düzeni sorunsuzca yönetiyordu. Şimdi onu bırakmaya çalışır gibi bir hali var. Tarihte bunun örnekleri vardır. Yeni bir güç yükselince hegemona meydan okur. Bu karşılaşmalardan genelde yeni gelen galip çıkar ve yeni düzenin kurucusu olur. Fakat hegemon durduk yere çekip gitmez. Savaşmadan bırakmaz konumunu. Atina ve Sparta arasında böyle oldu. Sonra Portekiz'den İspanya'ya, Hollanda'dan İngiltere'ye bütün hegemonlar bu konumu vuruşarak almış ve vuruşarak terk etmiştir. Sadece İngiltere'den Amerika'ya aktarılırken savaşsız biçimde aktarılmıştır. Ama orada bile İngiltere dünya savaşları nedeniyle zayıflamış ve Amerika'nın kuyruğuna yapışmak zorunda kalmıştır. Şimdi ise Amerika için böylesi bir zorunluluk yok. Ama Amerika kendi düzenini bozmaya çalışıyor. Bu kesinlikle açıklamaya muhtaç bir durum.

ALTERNATİF AÇIKLAMALAR  Konuya dair açıklamalar genelde Obama ve Trump etrafında dönüyor. Obama'nın izolasyonculuğu veya Trump'ın plansızlığı ve kafasızlığı Amerika'nın çekilmesinin nedeni olarak görülüyor. Bunlar yakın gerekçeler olabilir ama asıl sebep olduğunu söylemek mümkün değil. Zira böylesi yapısal bir dönüşüm yaşanırken bunu sadece başkanların karakterine indirgemek çok ikna edici değil. Trump ve Obama gibi birbirine ters iki karakterin benzer sonuçlar üretmesi tesadüf olamaz. Başka söylemler üretiyor olmalarına ikisi de Amerika'nın düzen bozucu davranışlarını üretiyor. İkisi de aslında yapısal olguların sebebi değil sonucudur. Bu nedenle konuyu başkanlara bağlamamak lazım. Başka bir izah ise Amerikan bürokrasisi veya derin devletini kullanmaya dayanıyor. Buna göre Amerikan devletinin uzun vadeli bir planı var ve bu plan adım adım uygulanıyor. Fakat bu açıklama maalesef gerçeklikle pek uyuşmuyor. Görüyoruz ki Amerikan devleti Ortadoğu'daki gelişmeleri yönlendirmek bir kenara takip dahi edemiyor. Açıkça savruluyor. Barzani, Katar ve Kuzey Kore krizleri bunun en güzel örnekleriydi. Bir de Amerika'nın zayıfladığını yerine yeni aktörlerin yükseldiğini düşünenler var. Ama bu da gerçekliğe uygun değil. Yukarıda ve dünkü yazıda açıkladığım gibi Amerika herhangi bir meydan okumayla karşı karşıya değil. Yani Amerika'yı dünyadan çekilmeye uluslararası sistem veya onun içinde yükselen yeni bir güç zorlamıyor.

​ŞIMARIKLIK  Fakat bu da açıklamanın yapısal olmadığı anlamına gelmiyor. Evet Amerika'yı sistem zorlamıyor aksine şımartıyor. Amerika dünyadan zorunlu olduğu için değil çekilme şansı ve lüksü olduğu için çekiliyor. Öylesine rakipsiz ve öylesine rahat ki, çekildiğinde yerine gelebilecek bir rakipten bile endişe duymuyor. Ailesini sömüren şımarık bir çocuk gibi elindekilerin kıymetini bilmektense, ailesine küsüp kendisini odasına kapattığında daha mutlu olacağını zannediyor. Çünkü evin tek çocuk. Şımarık, küstah ve tatminsiz. Hem kendisine hem eve zarar veriyor. Bir gün aklı başına gelir mi bilinmez. İnşallah çok geç olmaz. Ama şimdiye kadar bile çok ciddi maliyetler ürettiğini söyleyebiliriz. Odasından tekrar çıktığında yeni bir gerçeklikle karşılaşabilir. Evi yeni kardeşlerle paylaşmak zorunda kalabilir. Evi yanarken bulabilir. İnsanın kendine ettiğini kimse kimseye edemezmiş. Amerika Sovyetlere karşı rahat kazanmıştı ama kendine karşı kaybediyor..

[Takvim, 17 Aralık 2017]