Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç'in NATO üyeliği konusunu Türkiye-Batı ilişkilerinde yeni bir dönem başlatma fırsatına dönüştürdü. Vilnius Zirvesi öncesi İstanbul'da ağırladığı Zelenski ile toplantısında Ukrayna'nın NATO'ya üyeliği hak ettiğini açıklayan Erdoğan, zirveye giderken Türkiye'nin AB'de önünün açılması tartışmasını gündem yaptı. Pazartesi günü Erdoğan, NATO Genel Sekreteri ve İsveç Başbakanı ile yaptığı üçlü görüşme sonrası Madrid Zirvesi'nde verdikleri sözleri tutacakları belirli bir takvim sunmalarına bağlı olarak İsveç'in üyeliğine yeşil ışık yaktı. AB üyesi ülkelerin liderleri görüşmelerinde başta Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi olmak üzere Türkiye'nin AB sürecinin canlandırılması konusunu değerlendirdi. Erdoğan'ın ABD Başkanı Biden ile NATO marjında yaptığı 75 dakikalık görüşmede ise stratejik mekanizma ve F-16 satışına ek olarak başkanların ısınma turlarından yeni bir sürece geçmesi sonucu çıktı. Vilnius Zirvesi'ndeki olumlu hava, Erdoğan'ın ikili görüşmeleri ve Biden ile diğer NATO liderlerinin Erdoğan'a teşekkür etmeleri hem Türkiye- Batı ilişkilerinde yeni bir fırsat oluşturdu hem de Türkiye-Rusya ilişkilerinin nereye gittiğini konuşulur hale getirdi. Batı medyasında Erdoğan övgüsü öne çıkarken Türkiye'nin Rusya'dan uzaklaştığı veya Batı'ya döndüğü yorumları yapıldı.
***
Türkiye'nin NATO'nun genişlemesine (açık kapı politikası) karşı olmadığı belliydi. İsveç'in üyeliğinin bir yıl uzaması Stockholm'ün terörle mücadele konusundaki sorunları sebebiyleydi. Vilnius Zirvesi'ndeki uzlaşmanın yürümesi ve TBMM'den onay verilmesi için İsveç'in sunacağı takvim ve uygulaması önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arasında benim de olduğu gazetecilere uçakta verdiği mülakatta vurguladığı üzere verilen sözlere dair somut adımlar atılmalı: "Verilen sözlere dair somut adımlar, öncelikle terör örgütlerinin faaliyetlerinin söz konusu ülkelerde sonlandırılması, teröristlerin iadesi. Avrupa Birliği'nden göreceğimiz olumlu çalışmalar neticesinde biz de verdiğimiz sözleri hayata geçirmek için çalışmalara başlarız."***
Vilnius Zirvesi'nde Erdoğan'ın hamleleri Türkiye-ABD ve Türkiye- AB ilişkilerinde önemli bir fırsat penceresi oluşturdu. Türkiye'nin istekliliğine rağmen ABD ve AB'nin bu fırsatı nasıl değerlendireceği yeni bir dönemin başlayıp başlamadığını belirleyecek. Yeni bir dönem için çok uygun ortam var ancak Batı ittifakının Yeni Türkiye gerçeğini kabullenmesi gerekiyor. Bunun ne olduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkan Biden'ın kendisine teşekkür eden Twitter paylaşımına verdiği cevapta saklı:"Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları ve kazan-kazan esasına göre şekillenen bölgesel ve küresel açılımları dikkate alındığı müddetçe yapıcı tavrımızı sürdüreceğiz." Türkiye hem Batı ittifakı içerisindeki konumunu güçlendirmeyi hem de diğer ikili ve bölgesel iş birliklerini önemsiyor.
Bu sebeple ABD ve AB ile ilişkileri canlandırma hamlesi Rusya'dan uzaklaşma niyeti olarak görülmemeli. Batı ile ilişkilerde yeni dönem Rusya aleyhine olacak şekilde formüle edilmek zorunda değil. Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasındaki aktif dengeleyici ve arabulucu konumunu terk etme niyetinde değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rus lider Putin ile yapacağı görüşmede Türkiye-Rusya ilişkilerini güçlendirecek hamlelerde bulunmasını beklemeliyiz. Diplomasi çoklu aktörlerin etkileşimi ile yürüyen bir dünyadır. Mevcut şartlar, gelişmeler, çıkarlar ve imkânlar çerçevesinde yürütülür.
[Sabah, 14 Temmuz 2023].