Doludizgin seçime gidiyoruz.
Gidiyoruz, gitmesine de biz bu seçimde neyi oyluyoruz?
Terör eylemleri, medya manipülasyonları, jurnalci akademisyenler vs. derken bu soru arada kaynıyor.
7 Haziran'da iki şeyi oyluyorduk.
Bir, AK Parti tek başına iktidar olacak mı?
İki, HDP barajı geçecek mi?
1 Kasım'da ise sadece bir tek şeye karar vereceğiz. AK Parti tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı?
Bu seçimin başka bir hikâyesi var mı? Bu seçimde mesela CHP ile ilgili bir başarı kriteri var mı önümüzde?
Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir TV programında seçimden yüzde kaç oy beklediği ile ilgili soruya bile cevap veremedi. MHP'nin başarı kriteri ne, oylarını koruması mı? Peki ya HDP, bir kez daha barajı geçtiğinde kendisini başarılı mı addedecek?
Türkiye, 1 Kasım'da AK Parti'nin tek başına iktidar olup olmayacağını oylayacak.
CHP, MHP ve HDP ne zaman oyuna girecek? Top, AK Parti'den sekerse.
Peki, oyun kurabilecekler mi? Eğer, üç parti bir araya gelip hükümet etme imkânı elde ederlerse.
Peki bu ihtimal var mı? Yok!
AK Parti, tek başına iktidar olamazsa o takdirde bu partiler AK Parti'ye "beni seç" diye yalvarmaya başlayacaklar. Ona kur yapacaklar.
Hangi yüzle peki?
O zaman HDP ve CHP, AK Parti'ye "katil" imasında bulunduğunu hatırlayacak mı?
MHP, AK Parti'yi hainlikle itham ettiği günler için nasıl nedamet getirecek?
Karşımızda kilitli bir kapı var ve bu kapının bir anahtarı var. AK Parti'nin tek başına iktidar olması.
Ne Erdoğan nefreti, ne Davutoğlu alerjisi bu gerçeği örtebilir.
AK Parti, tek başına iktidar olmadığında, Türkiye'nin bir iktidar sorunu, bir yönetim meselesi olacak.
Buradaki kilit ifade, "tek başına iktidar."
Bunu, bütün Türkiye düşmanları görüyor elbette. O nedenle, PKK bir süredir "tek başına iktidar, kaos demektir" diye propaganda yapıyor.
Nitekim dün de Demirtaş, "HDP bile tek başına iktidar olsa bu, Türkiye için tehdit anlamına gelir" diyerek bu propagandayı yinelemiş oldu.
HDP'nin tek başına iktidar olma şansı yok elbette. Burada verilmek istenen mesaj, AK Parti'nin tek başına iktidar olması durumunda Türkiye'de işlerin karışacağı!
Tehdit ile abad olunmaz sayın Demirtaş!
***
Kör bir radikalizmle yüzleşiyoruz.
Bu kör radikalizme kendini kaptıranlar şunu görmemizi engellemeye çalışıyorlar. AK Parti, bir merkez partisi. İdeoloji partisi değil.
AK Parti, gerek ulusal, gerek uluslararası alanlarda farklı kesimlerle ittifak kurabilme kapasitesine sahip tek siyasi parti.
Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü noktasında katkıya açık tek parti, AK Parti.
AK Parti, hâlâ Türkiye'nin bütününe hitap edebiliyor. Hâlâ siyaset, toplum ve kültür alanlarındaki ikili karşıtlıkları aşabilen çözümleri dillendirebiliyor.
CHP, HDP ve MHP toplumun farklı kesimleriyle ne ölçüde diyalog kurabiliyor?
Bu üç parti, Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü noktasında ne denli katkıya açıklar?
CHP, bütün karşıt söylemlerine rağmen, hâlâ dar bir merkezden yönetilen bir ideoloji partisi. HDP ve MHP ise, radikal milliyetçi reflekslere sıkışmış marjinal partiler.
Türkiye ne bu marjinal partilerin fantezilerine, ne de CHP'nin iflah olmaz fanatizmine emanet edilmemeli...
[Sabah, 22 Ekim 2015]