SETA > Yorum |
Azerbaycan Türkmenistan ve Türkiye'nin Enerji Kardeşliği

Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye'nin Enerji Kardeşliği

Orta Asya coğrafyasındaki Azerbaycan ve Türkmenistan'ın enerji alanında Türkiye'yle beraber yürümesi, yeni bir güç denklemi anlamına geliyor. Her iki ülke için de kullanılan “İki Devlet Tek Millet” prensibi, “Üç Devlet Tek Millet” e dönüşebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov’un ziyareti süresince iki ülke ilişkileri açısından önemli açıklamalar ve stratejik hamleler gerçekleşti.

Ticaret, eğitim, turizm gibi birçok konuda ikili ve heyet temaslarının olduğu ziyarette, başlıca konu ise enerji oldu. Aslında, küresel siyaset ve ekonomiyi belirleyen enerji meselesinde, zengin doğalgaz kaynaklarına sahip Türkmenistan’ın oyuna girmesi doğal bir gelişmedir. Hele de enerji arz güvenliğinde ciddi sıkıntılar yaşayan Avrupa ülkeleri için Türkmenistan doğalgazı, çözüm adresidir.

Rusya’nın enerji arzındaki tavrı, sürekli artan enerji ihtiyacına rağmen enerji kaynaklarından yoksun olan AB ülkeleri için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Alternatif olarak Azerbaycan ve Kuzey Irak doğalgazına yönelen Avrupa için, enerji talebinin sürekli artması yeni tedarikçiler arayışına yol açıyor.

Çünkü Avrupa ülkeleri kısa vadede böyle bir talebi karşılayacak kaynağa sahip değiller, ayrıca tek başına Azerbaycan doğalgazı bu ülkeler için doğalgaz ihtiyacına yeterli düzeyde cevap veremeyebilir. Bu nedenle, Türkmen gazına verilen önem artıyor.

Diğer yandan, 2000’li yıllarda kalkınma hamleleriyle ekonomisinde ciddi aşama kaydeden Türkmenistan için sahip olduğu enerji potansiyelini kullanmak, siyasi ve ekonomik gücünü artırmak anlamına geliyor. Mevcut durumda Çin ve İran’a ihraç ettiği doğalgazı, Avrupa pazarına da taşımak isteyen Türkmenistan için Türkiye’nin önemi de artmaktadır.

Çünkü Türkiye’nin özellikle son dönemde uyguladığı enerji politikaları, her konuda yan yana olan iki devletin enerji konusunda da ortak hareket etmesi için fırsat sunmaktadır. Erdoğan ve Berdimuhamedov’un açıklamaları da, enerji işbirliğini kanıtlar nitelikte.

TÜRKİYE-AZERBAYCAN- TÜRKMENİSTAN ENERJİ TROYKASI

Türkmen gazının Türkiye’ye ve Türkiye’den küresel pazara açılmasındaki işbirliği, TANAP’ın yeni kolunun Türkmenistan olmasıyla sonuçlanabilir. Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan projeye Türkmenistan’ın da eklenmesi, hem enerji arz güvenliği açısından Avrupa ülkeleri için yeni bir seçenek olacak, hem de Türkmenistan ekonomisini pozitif etkileyecek.

Burada Türkiye’nin Türkmenistan ve Azerbaycan’la kardeşlik ve dostluk kaidesine bağlı ilişkileri, stratejik öneme sahip. Bu iki ülkenin de enerji kaynakları açısından zenginliği, Türkiye’ye duydukları güven ve itimatla birleşince, kardeş ülkeleri küresel enerjinin merkezi konumuna taşıyacak. Enerji bakanları düzeyinde yapılan toplantıların, liderler düzeyine yükselmesi üç ülkenin de ortak bir vizyona sahip olduğunu gösteriyor.

Orta Asya coğrafyasındaki Azerbaycan ve Türkmenistan’ın enerji alanında Türkiye’yle beraber yürümesi, yeni bir güç denklemi anlamına geliyor. Her iki ülke için de kullanılan “İki Devlet Tek Millet” prensibi, “Üç Devlet Tek Millet” e dönüşebilir. Hatta enerji alanında Azerbaycan ve Türkmenistan’ın sahip olduğu kaynaklar ve Türkiye’nin geçiş ülkesi olması, bu üç ülkeden oluşan Enerji Troykası’nı kurabilir.

ENERJİ ORTAKLIĞI DİĞER ALANLARDA İTİCİ GÜÇ OLACAK

Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devlet olan Türkiye, Türkmenistan’ın bağımsızlığı sonrasında da yanında durdu. İki toplumun ortak kültürü ve birbirine olan desteği iki ülke arasındaki ilişkilerin teminatı olmuştur. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı’nın ilk ofisini Aşkabat’ta açması ve Türkmenistan’daki faaliyetleri de kültürel etkileşimi artırmıştır.

Kardeşlik bağını kuvvetlendiren bu girişimler, enerji alanında işbirliğine giden yolun kilometre taşlarıdır. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler enerji ortaklığıyla zirveye ulaşırken, bu ortaklığın pozitif etkileri diğer sektörlerde de karşımıza çıkacaktır.

Örneğin, bugün Türkmenistan’da inşaat alanında faaliyet gösteren ülkelerin başında gelen Türkiye firmaları, oluşan güven ortamında yatırımlarını sürdürecek ve Türkmenistan ekonomisine katkı sağlamaya devam edecektir. Ayrıca 2013 yılında 2,6 milyar dolarlık ticaret hacminin de, yapılan son anlaşmalarla artacağı bekleniyor.

Ticaret hacminin artışında olduğu gibi, iki devletin birbirine sağladığı kolaylıkların ekonomik işbirliklerinin güçlenmesinde aktif bir rol oynadığını belirtmek gerekiyor. İki devletin birbirine duyduğu güven ekonomik ilişkilerde kendini gösterirken, bu ilişkilerin adım adım güçlü bir stratejik ortaklığa dönüştüğünü ifade edebiliriz.

[Yeni Şafak, 5 Mart 2015]