SETA > Yorum |
Türkler Avrupa'yı Değiştiriyor

Türkler Avrupa'yı Değiştiriyor

BaÅŸbakan ErdoÄŸan Batı ülkelerinde yaptığı konuÅŸmalarda yerel ve bölgesel bir devlet adamı olarak deÄŸil küresel bir lider olarak konuÅŸuyor.

Türkiye'den Avrupa'ya iÅŸgücü göçünün 50'nci yılı vesilesiyle düzenlenen etkinlikler söz konusu göçlerin siyasi ve toplumsal sonuçlarını gündeme taşıdı.DiÄŸer yandan dört milyonu aÅŸan Türkiye kökenli nüfusun Avrupa'nın kimliÄŸi, geleceÄŸi ve Avrupa BirliÄŸi-Türkiye ve DoÄŸu-Batı iliÅŸkilerine etkileri tartışılmaya baÅŸlandı. Türkiyeli göçmenler artık pek çok Avrupa kentinde toplumsal dokunun köklü ve ayrılmaz bir parçası olarak kamusal alanda temsil ediliyor, talepte bulunuyor, siyaset ve ekonomiyi etkiliyor.Sahip oldukları birikimler ve genç nüfusu ile Avrupalı Türkler, yaÅŸadıkları ülkelerin geleceÄŸini etkileyebilecek ciddi bir insan sermayesi oluÅŸturuyor. Ancak göçün üzerinden yarım asırdan uzun bir süre geçmesine raÄŸmen Türkiye'deki hükümetler ÅŸimdiye kadar Avrupa'daki vatandaÅŸlarımızın sorunları ile uzaktan ilgilenmiÅŸ, çoÄŸu kez bunları görmezden gelmiÅŸti.

BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın özel ilgisi ile Türkiye artık bir devlet olarak Avrupa'daki vatandaÅŸlarının yanında olduÄŸunu, onları yalnız bırakmayacağını ve bütün imkânları ile arkalarında duracaklarını ilan etti. Altmış yıllık göç tarihinde ilk kez bir BaÅŸbakan bu kadar açık bir dil ve güçlü bir irade ile Avrupalı Türkleri cesaretlendirici bir sahiplenme gösterdi. CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül de Ekim ayında yaptığı Almanya ziyaretinde benzer mesajlar vererek büyük bir ülke vizyonu ile Türkiye'nin kendi vatandaÅŸlarının hak ve hukukunu her yerde savunacağını belirtmiÅŸti.

Hak, özgürlük ve eÅŸitlik dili BaÅŸbakan ErdoÄŸan Batı ülkelerinde yaptığı konuÅŸmalarda yerel ve bölgesel bir devlet adamı olarak deÄŸil küresel bir lider olarak konuÅŸuyor. BM Genel Kurulu'nda yaptığı gibi her konuÅŸmasında hak, özgürlük ve eÅŸitlik çıtasını biraz daha yükseltiyor. Hafta içinde Almanya'da yaptığı konuÅŸmada da evrensel ilkelere yaslanan, temel hak ve hürriyetler üzerine inÅŸa edilen bir dille yurtdışındaki Türkiye vatandaÅŸlarına sahipsiz olmadıkları, muhataplarına ise vatandaÅŸlarını ezdirmeyecekleri mesajını verdi. BaÅŸkaban ErdoÄŸan'ın mesajı ince ve adil dengeler üzerine kurulu yapıcı tespit ve öneriler içeriyordu. Bir taraftan Almanya baÅŸta olmak üzere Avrupa ülkelerinde yaÅŸayan Türklere göçün baÅŸlangıcından itibaren yaÅŸadıkları sorunların farkında olduklarını, diÄŸer yandan da yurtdışındaki vatandaÅŸlarımızın yaÅŸadıkları ülke vatandaÅŸlığına geçmeleri ve o toplumlara uyum saÄŸlamaları gerektiÄŸinin altını çizdi. Yurt dışındaki vatandaÅŸlarımıza, yaÅŸadıkları ülkelerin dilini iyi öÄŸrenmelerini, siyasi, kültürel ve ekonomik hayatlarına mutlaka katılımlarını öÄŸütleyen ErdoÄŸan, bunların yanında Avrupa ülkelerine de hak ve özgürlükler dili ile hatırlatmalarda bulundu. Asimilasyonun bir insanlık suçu olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, Türkiye kökenli göçmenler ve onların çocuklarından kendi inanç, dil ve kültürel deÄŸerlerinden vazgeçmelerinin beklenmemesi gerektiÄŸine iÅŸaret ederek, karşı karşıya kaldıkları ciddi bir riski de göstermiÅŸ oldu. Ayrıştırıcı bir dil kullanmaktan özenle kaçınarak yapıcı bir dil benimseyen ancak siyasi ve toplumsal sorunları eleÅŸtirmekten de çekinmeyen BaÅŸbakan "50 yıl önce misafir iÅŸçi olarak gelen, bugün üçüncü ve dördüncü nesliyle Almanya'nın sosyal dokusunda tartışmasız yer edinen Türklerin, fırsat eÅŸitliÄŸinden, eÅŸit katılımdan ve birlikte yaÅŸama imkânından ne kadar istifade ettiÄŸini sormak ve sorgulamak bizim hakkımızdır" diyerek Türklerin uzun yıllardır pek çok Avrupa ülkesinde yaÅŸadıkları ve h&acir