The German Marshall Fund (GMF) tarafından yayınlanan “Atlantik Ötesi EÄŸilimler” adlı araÅŸtırma, Türkiye’nin ABD’ye soÄŸuduÄŸunu, buna karşın Ä°ran’a yakınlaÅŸtığını gösteriyor. Türkiye dahil 12 Avrupa ülkesi ve ABD’yi kapsayan araÅŸtırmada “Türkiye Batı’ya sırtını mı dönüyor?” altbaÅŸlığıyla aktarılan verilere göre Türklerin büyük çoÄŸunluÄŸu ABD ve Avrupa’ya mesafeli duruyor.
ABD BaÅŸkanı Bush’un kötü imajı, ABD’nin Irak, PKK ve son Lübnan saldırılarında izlediÄŸi politika ve AB’nin Kıbrıs ve Ermeni soykırımı iddiaları konusunda sergilediÄŸi tavır, Türkiye’yi geleneksel ekseni olan Avrupa-Amerika çizgisinden uzaklaÅŸtırıyor. AraÅŸtırmaya göre bu, Batı’nın Türkiye’yi kaybetmeye baÅŸladığının haberini veriyor. (AraÅŸtırma için bkz: www.transatlantictrends.org) International Herald Tribune’de (7 Eylül, 2006) araÅŸtırmanın bir deÄŸerlendirmesini yapan Suat KınıklıoÄŸlu’na göre, bunun temel sebebi 11 Eylül hadiseleri sonrasında Bush yönetiminin yarattığı “ya bizlesiniz ya da bize karşı” söylemi ve Irak’ta yaÅŸanan iç savaşın Türkiye üzerindeki etkisi. KınıklıoÄŸlu’nun dikkat çektiÄŸi önemli husus Avrupa’nın Türkiye’yi enerji güvenliÄŸi, göç yahut Lübnan’a asker gönderme konularında “angaje etmeye” çalışırken, Avrupa’nın geleceÄŸi tartışmalarının dışında bırakması. New York Times’ın 10 Eylül tarihli baÅŸ yazısında da araÅŸtırmanın bulguları, Avrupa ve Amerika’nın izlediÄŸi yanlış politikaların bir sonucu olarak deÄŸerlendiriliyor. Yazıya göre Türkiye’nin geleneksel Batı yanlısı politikaları, Türkiye’nin gergin bir bölgede köÅŸeye sıkışması ve AB üyelik mücadelesinde (Fransa ve Avusturya örneklerinde olduÄŸu gibi) kültürel ırkçılık ve siyasi ayrımcılıkla karşılaÅŸmasıyla sonuçlandı. New York Times’a göre ‘angaje edilmemiÅŸ’ bir Türkiye, kaybedilmiÅŸ bir Türkiye olacak. Amerika neden kaybediyor? Bu kanaat Washington’dan Londra’ya Batılı baÅŸkentlerde büyük bir aciliyet ve telaÅŸ hissiyle dile getiriliyor. Türkiye’nin dış politika tercihlerindeki dönüÅŸümle kamuoyundaki eÄŸilimler arasında gözlenen örtüÅŸme, Türkiye’nin en saÄŸdan en sola bir bütün olarak ABD-AB karşıtı bir çizgiye doÄŸru savrulduÄŸu ÅŸeklinde yorumlanıyor. Kimileri bunu AKP hükümetinin gizli gündeminin bir tezahürü olarak yorumluyor. Buradan doÄŸan boÅŸluk ise OrtadoÄŸu’ya ve Ä°slam dünyasına yakınlaÅŸma ile dolduruluyor. Bu tabloya bakanlar Batı’nın, NATO üyesi güçlü müttefiki Türkiye’yi kaybetmek üzere olduÄŸunu düÅŸünüyor. Bütün bu varsayımların ciddi sorunları var. Öncelikle Türkiye’de gözlenen Amerikan karşıtı tutum, 11 Eylül sonrasında yükseliÅŸe geçen küresel Amerikan karşıtlığının bir sonucu. 11 Eylül saldırılarının beÅŸinci yılını yaÅŸadığımız ÅŸu günlerde Bush yönetiminin tek taraflı, küstah ve kaba güç kullanımına dayanan irrasyonel politikaları Fransa’dan Hindistan’a bütün dünyada emperyalist bir güç gösterisi olarak deÄŸerlendiriliyor. ABD’nin Ä°srail’e verdiÄŸi kayıtsız-ÅŸartsız desteÄŸin devam etmesi, sadece Arap ve Ä°slam dünyasında deÄŸil Avrupa ülkelerinde de tepkilere yol açıyor. Tony Blair’in Bush yanlısı politikaları nihayet kendi siyasi kariyerinin sonunu getirdi. Fakat Ä°ngiliz kamuoyu, tıpkı Fransızlar yahut Belçikalılar