Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM'in Çarşamba günü yaptığı yıllık değerlendirme toplantısında, 2016 gelişmelerinin yanı sıra, 2017 yılına dair beklentiler de masaya yatırıldı. Malumunuz, küresel ticaretin kriz sonrası en yavaş gelişimi sergilediği 2016'da, yılı %0,8 oranında bir ihracat düşüşüyle ucu ucuna kapattık. Bu bağlamda ihracatçımız bir yandan eski pozitif rakamları hasretle anarken, diğer yandan ise böyle bir ortamda çok erimeden ayakta kalmayı bir başarı addediyor. Ne de olsa 2016 yılının, tuhaflık ve bedbahtlıkların tarihe geçtiği bir dönem olduğu inkâr edilemez.
2017 ise, “belirsizlik” yüklü sislerle dolu. Bununla birlikte, gerek bir takım gelişmeler gerekse bazı projeksiyonlar çerçevesinde, ihracatçımız 2017 yılında pozitif bir gelişime imza atmayı umut ediyor. Nitekim çeşitli uluslararası kuruluşların son günlerde yayınladığı raporlarda da, küresel talepte bu yıl bir toparlanma beklentisi dile getiriliyor. Gerçi bu noktada, “biz ne yılbaşlarında ne umutlar gördük” de diyebilirsiniz.
Bu bağlamda ise, aşağı yönlü riskleri zaten sürekli dile getirdiğimden şimdi tekrar etmeyeyim. Onun yerine, Türkiye açısından pozitif “ihtimaller” neler olabilir diye kısaca bir bakalım. Bu amaçla TİM toplantısındaki söylemleri de yanımıza alarak yola çıktığımızda, Rusya pazarında heyecanla “beklenen” ancak halen büyük ölçüde hayata geçmemiş olan normalleşmeyi evvela bir anmak gerek. Ayrıca uzun zamandır eriyen Irak pazarında da, son zamanlarda bir ışık belirdi sanki. Arkasında baz mı yoksa belli bir sektör mü var ve dolayısıyla ne kadar umut var, çok geçmeden anlarız.
Sonuç olarak ise, bu iki pazarda bu yıl yaşanması umulan olumlu gelişmeler, bir süredir kaybettiklerimizi toparlama çabası mahiyetinde olacak. Öte yandan, hükümetin sunduğu ve sunacağı ek destek ve teşviklerin de ihracatçımız için kıymetli olduğu anlaşılırken, 2017 ihracatı için en önemli unsurlardan biri, fiyatlarda yaşanabilecek yukarı yönlü hareketler olarak görülüyor.
Üstelik özellikle emtia fiyatlarında küresel ölçekte görülecek bir toparlanma, Rusya gibi ekonomisi zayıflamış ortaklarımızdan gelen talebe de olumlu yansıyabilir ki, bu da dolaylı bir fiyat etkisi olur.
HADLER İYİLEŞMİŞTİ
Tabii şimdi fiyatlar deyince, şöyle bir noktayı da eklemek gerekiyor: Evet, 2014 sonrasında ihracat fiyatlarında belirgin bir düşüş yaşadık. Bununla birlikte, ithalat fiyatlarında tabiri caizse daha paldır küldür bir düşüş kaydedildiği de aşikâr. Dolayısıyla da Türkiye ekonomisinin son 2 yılda dış ticaret hadlerindeki iyileşmeden yararlandığını bir defa not düşelim.
Tabii lafı açmışken belirtmek gerekir ki; ihracat ve ithalat birim değerlerindeki kayıplarda, 2016 yılında aylar ilerledikçe kademeli bir yavaşlamaya da şahit olduk. Bu yumuşamanın devamı da gelecek gibi duruyor. O halde fiyatlardaki müspet yönlü bir gelişimin, ihracatı olduğu kadar ithalatı da çeşitli açılardan etkileyeceğini hikâyeye eklemek gerek. Zaten mesela son dönemde konuşup durduğumuz petroldeki toparlanmaya dair etkiler de, bu konunun bir alt kümesi.
İşte buradan yola çıkarak, emtia fiyatlarının durumuna bir odaklanmakta fayda var. Nitekim emtia, genel ekonomik resmin, izlenmesi gereken mühim bir boyutu... Hele de bizim gibi ekonomileri, sıkı ithalat bağları dolayısıyla yakından ilgilendirirken...
BİR YIL ÖNCE BİR YIL SONRA
Mesela gelin, bir gösterge niteliğinde, CRB Emtia Endeksi'ne bakalım. Ağırlığı enerji ve tarımdan oluşan ve metalleri de içeren 19 metanın içine doluştuğu bu sepetin Haziran 2014'teki seviyesi 313 gibi bir zirvede iken, sonrasındaki baş aşağı gidiş sayesinde 2015 yılına 228'den girdiğini hatırlıyoruz. Tam 1 yıl sonra 2016 başında 176 düzeyine kadar sürünmüş olan endeks, bunun 1 yıl akabindeki bugünlerde ise 194'e tırmanmış durumda.
Kısacası, 2014 ve 2015 yıllarını kaybede kaybede geçiren emtia endeksi, 2016'da hafif bir toparlanma ile bugünlere geldi diyebiliriz.
Şimdi bir başka veriyle ilerleyelim. IMF hesaplarına göre oluşturulan bir sepete göre de, genel emtia fiyatlarında 2014 ve 2015 yıllarında sırasıyla %6,2 ve %35,3 oranlarında kayıplar kaydedildi. 2016 yılında ise düşüş yumuşayarak %10,3 oranında gerçekleşti. 2017 beklentileri nedir derseniz, orada da emtia genelinde pozitif fiyat gelişmelerinin geleceği yönünde bir görünüm var. Söz konusu IMF hesaplarında, bu umudun oranı %10.7…
Öyleyse verileri biraz daha açmak ve olaya ana kategoriler çerçevesinde bakmak iyi olacak. Yalnız bir sorun var, o da sayfada bugünlük yerimin kalmamış olması. O halde önümüzdeki hafta ayrıntılarla devam edelim diyerek burada noktalayayım.
Güzel bir hafta sonu dileklerimle…
[Yeni Şafak, 20 Ocak 2017].