SETA > Yorum |
Arjantin-Venezuela-İran Üçgeni

Arjantin-Venezuela-İran Üçgeni

Arjantin'in başkenti Buones Aires'te 1994 yılında gerçekleşen ve İran'ın sorumlu tutulduğu ‘AMIA saldırısı' soruşturmasının yeniden gündeme gelmesi, Latin Amerika-İran ekseninde şekillenen yeni ittifaklara ışık tutması açısından oldukça önem taşıyor.

Arjantin’in önde gelen gazetelerinden La Nación, Pazartesi günü birinci sayfasında Arjantin parlamentosunun, 1994 yılında gerçekleÅŸen ve Ä°ran’ın sorumlu tutulduÄŸu AMIA saldırısını araÅŸtırmak üzere Arjantin ile Ä°ran arasında bir “Hakikat Komisyonu” kurulmasını öngören mutabakat anlaÅŸmasını imzaladığını duyurdu. Bu, ilk bakışta çok önemli bir habermiÅŸ gibi görünmüyor. Nitekim haber Ä°ngilizce yayın yapan medya organları da baÅŸta olmak üzere, dünya basınında büyük bir yankı uyandırmış deÄŸil. Ne var ki bu antlaÅŸma, Hugo Chavez ölmeden kısa bir süre önce oluÅŸturulan Venezuela-Ä°ran-Arjantin üçgeninin misillemeye yönelik teknolojisini geliÅŸtirme planının yanı sıra, Brezilya’nın, bölgesel bir güç olan Arjantin’i geride bırakması çerçevesinde düÅŸünüldüÄŸünde oldukça önem kazanıyor.

AMIA SALDIRISI VE GERÄ°LEN Ä°RAN-ARJANTÄ°N Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°

Arjantin-Ä°ran iliÅŸkilerinde uzun süreli gerginliÄŸin nedeni olan AMIA saldırısı, 18 Temmuz 1994’de Arjantin'in baÅŸkenti Buenos Aires’te bulunan ve ismi saldırıyla anılan Yahudi Kültür Merkezi AMIA (Asociación Mutual Israelita Argentina) binasına gerçekleÅŸtirilmiÅŸti. Önüne bırakılan patlayıcı dolu bir aracın infilakı sonucu AMIA binası yerle bir olurken, saldırıda 86 kiÅŸi hayatını kaybetmiÅŸ ve 300’den fazla kiÅŸi de yaralanmıştı. Arjantin tarihine en büyük bombalı saldırı olarak geçen olaydan sonra, Arjantin hükümeti 2006 yılında kamuoyuna yönelik bir açıklama yapmış ve Hizbullah’ı saldırıyı gerçekleÅŸtirmek, Ä°ran’ı da saldırıyı planlamak ve finanse etmekle suçlamıştı. Arjantin’in 2007’de Ä°nterpol’den çıkarttığı tutuklama kararında yer alan ÅŸüpheliler arasında, patlamanın gerçekleÅŸtiÄŸi dönemde Ä°ran’ın Savunma Bakanı olarak görev yapan General Ahmed Vahidi’nin yanı sıra birçok üst düzey Ä°ranlı yetkili yer almıştı. Ä°nterpol’ün kararı aynı zamanda arama izni de içermiÅŸ, Arjantinli savcılara Ä°ran’a gidip ÅŸüphelilerin ifadesini alma izni de vermiÅŸti. Ä°ran bu emirlere ÅŸiddetle karşı çıkmış ve Ä°nterpol’ü ağır bir dille eleÅŸtirmiÅŸti. Dönemin Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı Ali Ekber Salihi ‘ancak tutuklama emirleri kaldırılırsa ÅŸüphelilerin ifadesinin alınmasına izin vereceÄŸini’ açıklamıştı. Bu olay, Ä°ran-Arjantin iliÅŸkilerinin önünde büyük bir çıkmaz olarak durmaktaydı; Hugo Chavez araya girinceye kadar...

Ä°RAN-VENEZUELA-ARJANTÄ°N YAKINLAÅžMASI

Chavez’in Ä°ran’la yakınlaÅŸma ve Brezilya’nın bölgesel bir güç olmasına engel olma planları hiç kimse için sürpriz deÄŸil. Nitekim Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Mahmud Ahmedinejad, 2005’ten ölümüne kadar Chavez’i tam altı kere ziyaret etmiÅŸti. Venezuela gazetelerine göre Ä°ran ve Venezuela arasında sadece 2010-2013 yılları arasında silah ticareti, inÅŸaat projeleri, araba ve traktör fabrikalarının kurulması, enerji tasarruf projeleri ve bankacılık giriÅŸimlerinin de bulunduÄŸu 270 deÄŸiÅŸik antlaÅŸma imzalandı. Bu iki ülkeye Arjantin’in de dâhil olmasıyla Ä°ran-Venezuela-Arjantin üçgeni kurulmuÅŸ ve aralarında halen oldukça karmaşık bir iliÅŸkiler ağını ortaya koyan silah antlaÅŸması yapılmıştı. Öncesinde ise Chavez bu ittifakı Kolombiya ile güçlendirmeye çalışmış, ancak Kolombiya’nın uyuÅŸturucu kaçakçılığına balta vurmak için ABD yardımını kabul etmesiyle planı suya düÅŸmüÅŸtü. Bunun üzerine Chavez’in, hem Amerika’nın Latin Amerika politikalarına hem de gittikçe güçlenen Brezilya’ya karşı bir güç oluÅŸturmak için Arjantin’le yakınlaÅŸma çabaları Arjantin Devlet BaÅŸkanı Christina Kirschner tarafından olumlu karşılanmıştı. Ä°ki ülke arasında baÅŸlayan yakın iliÅŸkiler, 2012 yılında Arjantin’den Venezuela’ya tarım araçlarının ithali için imzalanan milyar dolarlık bir antlaÅŸma ile güçlendi. En azından görünürde… Zira ‘Ä°ran Hakikat Komisyonu AntlaÅŸması’ Arjantin kongresinde tartışılırken muhalif parti üyelerince ortaya konan bir iddiaya göre, 2008 yılında Venezuela aracılığı ile Arjantin-Ä°ran arasında 5.9 milyar dolarlık bir nükleer reaktör satışı gerçekleÅŸmiÅŸ. Arjantin dış iÅŸleri bakanının bu suçlamaya cevabı ise suçlamanın kendisinden de ilginç: “Herkes bazen hata yapabilir”.

KIRCHNER’DAN ÅžAÅžIRTAN KARAR

GeçtiÄŸimiz Ocak ayına kadar Arjantin’in Ä°ran’la iliÅŸkisi görünürde gerginliÄŸini korumaktaydı. 27 Ocak’ta Arjantin Devlet BaÅŸkanı Cristina Kirchner’ın birden bire 2007’den beri bir kenarda duran AMIA soruÅŸturmasını açmak için Ä°ran’la centilmenlik antlaÅŸması (gentelmen’s agreement) imzalaması herkesi ÅŸaşırttı. Dahası kamuoyundan gelen sert tepkilere karşılık, Kirchner Yahudi komitesini Arjantin’in ulusal çıkarlarına karşı olmakla suçladı. Skandallara raÄŸmen Arjantin Meclisi antlaÅŸmayı 28 Åžubat’ta onayladı, fakat Ä°ran’dan uzun süre ses çıkmadı. Resmi bir açıklama olmamasına raÄŸmen, Arjantin kamuoyunda Ä°ran Meclisi’nin bu antlaÅŸmayı onaylamakta direndiÄŸi söylentiler arasındaydı. Önceki gün Ä°ran’ın Arjantin ataÅŸesi Ali Pakdaman, “Ahmedinejad’ın Meclis’in onayına ihtiyacı olmadığı ve antlaÅŸmayı onaya sunmadan imzaladığını” açıkladı. AntlaÅŸmaya göre; beÅŸ uluslararası uzmandan oluÅŸan bir Hakikat Komisyonu önce Arjantin’de delilleri inceleyecek, sonrasında Ä°ran’a giderek 1994 bombalaması ile ilgili soruÅŸturma yapacak. Bu antlaÅŸmayla ilgili dikkat edilecek üç nokta var:

Ä°RAN’IN CHAVEZ SONRASI LATÄ°N AMERÄ°KA HAMLESÄ°

Bu antlaÅŸmanın, Ä°ran açısından Chavez’in ölümüyle ciddi bir sarsıntıya uÄŸrayan Latin Amerika’ya açılma çabalarının bir parçası olduÄŸunu belirtmek gerekiyor. Son birkaç yıldır Brezilya’nın gölgesinde kalmaktan kurtulamayan Arjantin açısından ise bunun kendini alternatif bir güç olarak tanımlama ve ABD’nin Latin Amerika’da gittikçe azalan etkisine bir meydan okuma olduÄŸunu söylemek mümkün. Ahmedinejad’ın açıklamasından iki gün önce BeÅŸÅŸar Esed’in Arjantin medyasına verdiÄŸi röportajda ‘Batı’ya karşı durmanın altını çizmesi’ ve Arjantin’in en büyük medya gruplarından Clarin’in Esed’i mümkün olduÄŸunca sempatik yansıtmasının bir tesadüf olduÄŸuna inanmak oldukça güç.