Dünyanın sarsıntılı zamanlardan geçtiğini, güç kaymaları ile boşluklarının, terörizm, iklim değişikliği, kötü yönetişim, yoksulluk ve yerinden edilme gibi sınamaların karmaşık bir güvenlik bulmacası yarattığını ifade eden Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisinin ise her alanda hissedildiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, bu çerçevede uluslararası dayanışma eksikliği, tıbbi malzemeler için rekabet, kutuplaşma ve ekonomik durgunluğun boy gösterdiğini, tüm bunların herkes için büyük toplumsal ve güvenlik etkileri bulunduğunu ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, "Bu küresel krizden çıkış yolunun uluslararası dayanışma ve aklıselimden geçtiğine inanıyoruz. Barış, istikrar ve refahın tarifi basit: Tüm çatışmaları azaltmak, çatışmaları durdurmak, diyalog, diplomasi ve arabuluculuğu artırmak, kurallara dayalı ve yenilenmiş bir küresel sistem için çalışmak, güçlü ve hesap verebilir bir yönetişim, kimseyi arkada bırakmayan ekonomiler." diye konuştu.
Türkiye, Romanya ve Polonya'nın üç NATO müttefiki olarak bölgenin ve dünyanın karşılaştığı sınamalara ilişkin benzer yaklaşım ve perspektif paylaştığını belirten Çavuşoğlu, "Sınırlarımız NATO'nun sınırlarıdır. Bu nedenle ortak yaklaşımlarımızı, coğrafyamızı ve sahiplenme duygumuzu olumlu itici faktörler olarak kullanmaya karar verdik." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, üç ülkenin zaman zaman farklı bakış açılarının katma değerinden de yararlandığını belirterek bu yıl 22-23 Nisan'da Bükreş'te düzenlenecek Türkiye-Romanya-Polonya Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı'nın gündeminin zengin olduğunu kaydetti.
NATO Liderler Zirvesi'ne yaklaşık iki ay kaldığına işaret eden Çavuşoğlu, bu çerçevede NATO 2030 süreci hakkında da görüş alışverişinde bulunacaklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, mevcut sınamalar ve tehditlerle yüzleşmek için üç sihirli kelime olduğuna işaret ederek bunların "birlik, uyum ve dayanışma" olduğunu söyledi.
"Karadeniz'de provokasyonlardan kaçınılmalıdır"
Yakın çevrede birçok sorunun olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Dağlık Karabağ'ın son zamanlarda donmuş ihtilaf diye bir şeyin olmadığını gösterdiğini belirterek bu tür krizlerin Karadeniz Bölgesi'nin güvenliğinin ve istikrarının ne kadar hayati olduğunu hatırlattığının altını çizdi.Çavuşoğlu, Karadeniz'in İkinci Dünya Savaşı sırasında bile bir askeri çatışma denizi olmadığını belirterek "Bunun temel nedeni Montrö Sözleşmesi'yle oluşturulan hassas dengedir. Sözleşmeyi 1936'dan beri yaptığımız gibi şeffaf ve tarafsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz ama elbette sözleşme tek başına istikrarı sağlamak için yeterli değil. Bölgede yükselen gerilim hepimizi endişelendiriyor. Provokasyonlardan kaçınılmalıdır. Diplomasi ve diyaloğun egemen olmasını sağlamak için çok çalışmalıyız." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu Türkiye, Polonya ve Romanya'nın bölgede ve ötesinde barışı sağlayan ülkeler olarak kalmayı taahhüt ettiğinin altını çizdi.
[AA, 21 Nisan 2021]