İSTANBUL seçime gitti. Bu yazıyı yazarken henüz oy verme işlemi devam ediyordu. Biraz daha bekleyip yazıyı ilk sonuçlar gelmeye başladıktan sonra yazma imkanım vardı. İlk sonuçlara göre bir tahminde bulunup, biraz da risk alıp "sonucu önceden bilen yazar" havaları atabilirdim.
Böyle bir şey yapmak istemedim.
Çünkü sonuçlar ne olursa olsun yazımın içeriği değişmeyecek.
Şüphesiz İstanbul seçimi çok önemli.
Seçimin sonucu siyasete etki edecek.
Öte yandan tam seçimler bitmişken sakin kafayla oturup geleceğe bakmamız gerekiyor.
Önümüzde bir dahaki seçime kadar dört yıl var. Dört yılda büyük Türkiye yolculuğunda kritik dönüm noktalarından geçeceğiz. Önemli kararlar vereceğiz. Verdiğimiz kararların sonuçlarına göre sevinme ya da Allah korusun üzülme ihtimalimiz var.
Baştan söylemeliyim; zorlu bir yolculuk olacak. ABD S-400'lerin alımından dolayı Türkiye'yi yaptırım uygulamakla tehdit ediyor. Trump'ın yaptırıma pek taraftar olmadığı ancak ABD'deki Türkiye karşıtı İsrail lobisinin yaptırımda ısrarcı olduğu biliniyor.
Diyelim ki ABD aklı selimle hareket etti ve yaptırım kararı alınmadı. Yine de Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginlik devam edecek.
Yarın başka bir krizde tekrar karşı karşıya geleceğiz.
Suriye meselesi, terörle mücadele, Doğu Akdeniz'de ısınan sular... Hepsi dönüyor dolaşıyor merkezinde Türkiye'nin olduğu bir düğüm oluşturuyor. Bu düğümü ya çözeceğiz, ya da çözeceğiz. Bizim gibi evlatlarımızın da bu toprakları vatan bilmesini istiyorsak başka seçeneği yok.
Peki bu düğümü nasıl çözeceğiz?
Tam da seçimle ve siyasetle alakalı olan kısmı burası. Düğümü çözmenin tek yolu İstanbul seçimlerinin sonuçları ne olursa olsun birliğimizi, dirliğimizi, iriliğimizi muhafaza etmek.
İstanbul seçimleri kazanılır ancak seçim sonrası bir rehavete kapılırsak bu düğümü çözemeyiz. Keza İstanbul seçimlerini malum odakların proje adayı kazanırsa ve akabinde acımasız bir iç hesaplaşma başlarsa bu düğüm yine çözülemez.
Seçim sonuçları ne olursa olsun fırtınalı denizden sakin limanlara sağ salim varmak istiyorsak yapmamız gereken şey belli. Geminin kaptanının yani reisin etrafında birbirimize daha sıkı kenetlenmek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimden önce söylediği gibi "Türkiye İttifakı"nda birleşmek.
Seçimler ülkemizin olgunluğunu gösteriyor. Bu hengameden ancak daha güçlü ve daha olgun bir Türkiye ile çıkabiliriz.
Sonuçlar ne olursa olsun, hayırlı olsun!
Türkiye kazansın, Türkiye İttifakı kazansın![Takvim, 24 Haziran 2019]