Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin ardından, "artık kucaklaşma zamanı" mesajıyla dile getirdiği "Türkiye ittifakı" söylemini, önceki günlerde katıldığı programlarda "Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız" sözleriyle yeniden gündeme taşıdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Samsun'da gerçekleşen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı töreninde siyasi parti liderleriyle verdiği birlik fotoğrafı, "Türkiye ittifakı" söyleminin önümüzdeki dönemde eyleme döküleceğinin işareti olarak yorumlandı.
AA muhabirine konuşan Duran, Türkiye ittifakının olumlu bir kavram olduğunu belirterek, Türkiye ile başlayan her kavramın, 82 milyonu kucaklayan, onların dertlerini tasalarını gözeten, geleceğinin beraber olduğunu bilen ve bunu ifade eden bir kavram olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birbirine bağlanması gereken bazı fotoğraf kareleri, bazı cümleleri olduğuna dikkati çeken Duran, bunların Türkiye ittifakı kavramının içini doldurduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dönem, kızgın demiri soğutma dönemidir" ve "Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız" sözlerini, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde siyasi parti liderleriyle verilen fotoğrafları hatırlatan Duran, bütün bunların hepsinin aynı kavramın farklı şekillerde ifadesi olduğuna işaret etti.
Burhanettin Duran, Türkiye ittifakı kavramının "Türkiye'nin etrafındaki sorunlarla uğraşırken, gittikçe türbülansı artan küresel dünyada ortaya çıkacak meydan okumalarla yüzleşirken, kendi içini konsolide etmesi, kendi içerisinde bütün etnik, kimlik, siyasi görüş farklılıklarıyla ortak meselelerde bir araya gelmesi gerektiğine işaret ediyor" yorumunu yaptı.
"Bölgemiz, yeni bir dizayn hamlesiyle karşı karşıya"
Duran, Türkiye'nin 2013 yılından beri 17/25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi çeşitli saldırılarla karşı karşıya kaldığını, Türk milletinin direnişi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde bunların aşıldığını dile getirdi.Bu saldırıların sadece AK Parti ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik olmadığını, Türkiye'nin bekasına yönelik olduğunu vurgulayan Duran, Türkiye'nin çıtayı yükselterek bir üst lig oyuncusu olarak hareket ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin yeni bir dizayn hamlesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Duran, "Böyle bir dönemde içeride bizim kendi sıkıntılarımızı, ayrılıklarımızı bir kenara koyarak dış politikada da güçlü bir pozisyon oluşturmamız gerekiyor. Türkiye ittifakını, buna da işaret eden bir çağrı olarak görüyorum. Bütün 82 milyona, farklı siyasi görüşte olanların hepsine yönelik bir çağrı bu... Partilerin hepsinin bir araya geldiği bir ittifak gibi de söylemedi Cumhurbaşkanımız." diye konuştu.
"İçteki ihtilaflara boğulmamaya çağıran bir kavram"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır" sözlerine ilişkin Duran, "Ben Devlet Bahçeli'nin içeriğini öğrenmek istemesini gayet normal buluyorum." dedi.Burhanettin Duran, şöyle devam etti:
"Türkiye ittifakı demek, terörle mücadeleyi kesintiye uğratmak demek değil, Türkiye'nin dış politikasındaki iddiasından vazgeçmesi değil, Türkiye'nin kendisine bir şekilde zaman zaman Amerika tarafından dayatılan bir aktör olarak ikincil pozisyonda olma bunu kabullenme değil, Türkiye'nin tarihinden getirmiş olduğu ve coğrafyasının mecbur kıldığı birtakım hamleleri yapmasına, birtakım iddiaları öne koymasına engel değil. Ne o zaman? Bu aslında, birey, topluluk olarak tüm 82 milyonu kucaklayan, onun bir arada olduğunu, kaderimizin ortak olduğunu hatırlatan ve buna birlikte sahip çıkmaya, içteki ihtilaflara boğulmamaya çağıran bir kavramdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde siyasi parti liderleriyle verdiği fotoğrafa dikkati çeken Duran, "19 Mayıs'ta milli mücadelenin başladığı yerde ve 100. yılında Cumhurbaşkanı'nın çağrısı, bence Türkiye ittifakının çağrısının bir göstergesiydi." ifadesini kullandı.
"Siyasetin realitesini, rekabetini göz ardı eden bir söylem değil"
Bu söylemin ütopik bir söylem olmadığının altını çizen Duran, "Siyasetin realitesini, rekabetini göz ardı eden bir söylem değil. Biz, son 5-6 yılda çok sert bir siyasi rekabete şahit olduk. Bu seçimler sebebiyle siyaset çok gerildi. Bunu aşmanın yolu, realiteyi kabul etmektir. Sonra da ortak noktaları öne çıkararak, siyasi iklimi, siyasi kültürü bu tarafa doğru çevirmeye çalışmaktır." değerlendirmesinde bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir görevi olduğunu ve önce siyasi iklimi yumuşatmaya çalıştığını aktaran Duran, "Bu Türkiye ittifakı kavramlaştırmasıyla, negatif dilin değil, pozitif dilin siyasette hakim olması yönünde tavır ortaya koyuyor. Bunun zaman zaman eleştirilere, gerilimlere şahit olabileceğini bilmemiz lazım. Ama bu yönde kararlılıkla yürümek gerekiyor." diye konuştu.
"Türkiye hepimizin, kaderi hepimizi bağlıyor"
Türkiye ittifakı denildiğine iki noktanın bir araya getirilmesi gerektiğinin altını çizen Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:"Birisi; Türkiye'nin mücadele etmesi gerektiği konularda terör başta olmak üzere kararlılığın ortaya konulması, öbür taraftan da içeride bütün kesimleri kucaklayan, Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurumsallaşarak Türkiye'deki yaşam, özgürlük reform alanlarını genişleten ve Türkiye'nin mikro alanlardaki sorunlarına çözüm bulan bir siyasetin tahkim edilmesi gerekiyor. Bu geçişle birlikte Türkiye çok ciddi bir hamle yaptı ama yeni bir sistem henüz istenilen ölçüde varılması gereken yere gelmiş değil. Elimizde çok güzel bir fırsat var."
Duran, 2023'e kadar devam edecek olan bir yüzüncü yıl serisi olduğuna işaret ederek, "Bizim bu yüzüncü yıl serisini, Türkiye ittifakı kavramını da bir tür iradesini ortaya koyan, sembollerini yeniden tanımlayan, üreten, tazeleyen bir siyasi havayla karşılamamız lazım. İstanbul seçimlerinden sonra bu havanın çok daha rahat bir şekilde gelebileceğini düşünüyorum." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun kullandığı pozitif dile dikkati çeken Duran, şunları söyledi:
"Türkiye ittifakı kavramının ilk semeresi, bu pozitif dil kullanarak siyasi rekabet yapmak olsun. Seçimler sonrasında bizim önümüzdeki 4 yılı bu şekilde karşılamamız lazım. Türkiye hepimizin, kaderi hepimizi bağlıyor. Kimin kamarada, kimin güvertede, kimin kaptan köşkünde olduğu aslında o kadar önemli değil. Bu neticede Türkiye insanlarının refahını geliştirmektir. İktidarlar gelip geçebilir ama Türkiye'nin kalıcı menfaatleri, bizi, çocuklarımızı gelecek nesilleri ilgilendirdiğinden dolayı Türkiye ittifakı kavramı üzerinde titizlenilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bütün aktörlerin de bu hassasiyetle yaklaşması doğru olacaktır."
"Olması gereken yeni bir sıçramadır"
Türkiye'nin son 15 yılda ciddi bir hamle yaptığını vurgulayan Duran, "Bu hamlenin bugün durdurulmaya çalışıldığını ve birtakım sıkıntıları olduğunu görüyoruz. Olması gereken yeni bir sıçramadır. Hem yeni sistemini oturtan hem ekonomisini reformlarla toparlayan hem de dış politikadaki meydan okumalara cevap veren bir Türkiye ile yürümek istiyoruz. Biz, siyasetin çok günceline sıklıkla takılıyoruz. Meselelere 30-40-50-100 yıl geriye doğru giderek baktığımızda bu coğrafyada yaşamanın çok zor olduğunu, bu zorlukları ancak birlik ve beraberlikle aşabileceğimizi görmek gerekir. Ümit ediyorum ki bu yüzüncü yıl kutlamaları iktidar ve muhalefet açısından böyle bir yeni havanın doğmasına sebebiyet verir." açıklamasında bulundu.Türkiye ittifakı söyleminin içeriye olduğu kadar dışarıya yönelik de bir mesaj olduğunun altını çizen Duran, son 6 yılda iç politikayla dış politikanın çok iç içe geçtiğini söyledi.
FETÖ darbe girişimini örnek gösteren Duran, bunun sadece bir iç mesele olmadığını, bir dış ayağının da olduğunu dile getirdi.
Duran, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kavramsallaştırması şunu gösteriyor; 'Türkiye'nin kalıcı meseleleri konusunda Türkiye'yi bölemeyeceksiniz'. Bunu bir Cumhurbaşkanı olarak söylüyor olması da önemli. Bu, siyasi partiler üstü bir kararlılıktır. Türkiye'nin geleceğine dair hem Türk halkına hem de birtakım kendilerince oyunlar kuran ve Türkiye'nin iç meselelerini kullanmaya çalışan çevrelere de bir mesajdır. Bu aynı zamanda şunu gösteriyor; Türkiye pes etmeyecek. Türkiye kendisine 10-15 yıl önce biçilen o muvafık pozisyonu, ehil konumu kabullenmeyecek." şeklinde konuştu.
"Türkiye'yi kapsayan oldukça güzel bir kavram"
SETA Genel Koordinatörü Duran, şunları kaydetti:"Türkiye, coğrafyasıyla, etrafından gelen karşılaştığı sorunlarla, iki iç savaşından, üç tane terör örgütünden, mültecilere ve ekonomik sorunlara kadar çok önemli bir türbülansın, kara deliğin ortasında bir istikrar adası. Dolayısıyla burada yeni dizaynlar, yeni savaşlar peşinde koşanlar, Türkiye'nin mücadele azmini görmek zorundalar. Türkiye'nin de kendi içinde bölünemeyeceğini ve dışarıya karşı bu konular etrafında birleşebileceğini gösteren bir açıklamaydı. Eğer muhalefet buna gerekli cevabı verirse, daha aktif bir destek verirse bunun devam etmesi durumunda içerideki gerilimlerin azalacağı gibi Türkiye dışarıya karşı bütün kendi güçlerini seferber eden güçlü bir aktör olarak cevap verecektir.
Türkiye ittifakı, Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla 82 milyonu birden kucaklayan, Türkiye'nin dertlerine meselelerine sahip çıkan ve kendi içindeki ihtilaflarını ülkenin menfaatine zarar vermeyecek şekilde yöneten ama dışarıda da kendi iddialarını, bölgesel yapmak istediği hamlelerini pekiştiren, bunlara birlikte sahip çıkmaya çağıran bir kavram olarak görüyorum. Farklı etnik, kimlik yapılarıyla, siyasi görüşleriyle bütün Türkiye'yi kapsayan oldukça güzel bir kavram."
Türkiye ittifakı kavramının içinin doldurulması gerektiğini vurgulayan Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız" sözleri, Samsun'da gerçekleşen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı töreninde siyasi parti liderleriyle verilen birlik fotoğrafının bu kavramın içini doldurmaya yönelik hamleler olduğunu belirtti.
[AA, 25 Mayıs 2019]