SETA > Haber |
Washington'da quot Cenevre Süreci quot Paneli

Washington'da "Cenevre Süreci" Paneli

Washington'da düzenlenen panele katılan konuşmacılar, Suriye'deki siyasi sürecin geleceğini Astana ve Cenevre görüşmeleri kadar sahadaki fiili durumun ve gelişmelerin de doğrudan etkileyeceğini vurguladı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi (SETA DC) tarafından düzenlenen "Cenevre Süreci: Suriye'de Siyasi Bir Çözüme Doğru" başlıklı panele, ABD Barış Enstitüsü Kıdemli Danışmanı Mona Yacoubian, Washington Yakındoğu Politika Enstitüsü Araştırmacısı Andrew Tabler, Tahrir Ortadoğu Politika Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Hasan Hasan ve SETA DC Direktörü Kadir Üstün konuşmacı olarak katıldı. SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat ise programın moderatörlüğünü yaptı.

ABD'nin Cenevre görüşmeleri için çaba göstermeye devam edeceğini belirten Tabler, "Yine de asıl önemlisi, Suriye'de sahada Rusya'nın önderliğini tanıyan unsurların bu konuda ne adım atacağıdır." dedi.

Trump yönetimiyle ABD'nin İran'a karşı yeni bir strateji geliştirmeye çalıştığını anlatan Tabler, Cenevre süreci bağlamında İran'ın nasıl etkileneceğinin henüz belli olmadığını söyledi.

"Türkiye için en önemli rahatsızlık kaynağı PYD/PKK"

Kadir Üstün ise hem Suriye genelinde hem de Astana ve Cenevre özelinde terör örgütü PYD/PKK'nın masada olmasının Türkiye için en önemli rahatsızlık kaynağı olduğuna dikkati çekerek, "YPG, Türk-Amerikan ilişkilerindeki ana sorunların başında gelmeye devam ediyor." ifadesini kullandı.

PYD/PKK konusunda Ankara'nın duruşunun çok net olduğunu kaydeden Üstün, bu noktada Rusya'nın takınacağı tavrın da önemli olacağını ifade etti. Üstün ayrıca, "Beşşar Esed iktidarda kalırsa bu, Türkiye'nin beklentileri açısından bir istikrarsızlık kaynağı ve siyasi sürecin önünde bir sorun olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, Suriye'nin siyasi geleceğinde Suriyeli Kürtlerin yer almasına karşı değil ancak PKK endeksli bir PYD yapılanmasına karşı." ifadesini kullanan Üstün, ABD'nin YPG politikasının ciddi sorunlar içeren bir yaklaşım olduğunu vurguladı.

Sahadaki aktörlerin pozisyonu

DEAŞ'la mücadelenin sona ermesiyle yeni çatışma alanları ve konularının gün yüzüne çıkmaya başladığını anlatan Mona Yacoubian ise bu süreçte Suriye iç savaşının da sonuna doğru gelinmesiyle ciddi bir yük ve sorumluluğun ortaya çıktığını belirtti.

"Suriye'de siyasi çözümü Cenevre süreci sağlayamayabilir ancak Rusya'nın müdahalesi ve Halep'in düşmesi gibi sahadaki gelişmeler bu süreçte belirleyici olacaktır." yorumunu yapan Yacoubian, sahadaki aktörlerin pozisyonlarının önemine işaret etti.

Astana görüşmelerinin Cenevre sürecini kısmen gölgelediğini kaydeden Yacoubian, yine de her iki sürecin Suriye'nin geleceği bakımından hayati önemde konuların masaya yatırılması imkanını verdiğini sözlerine ekledi.

Cenevre görüşmeleri sürüyor

Suriye konulu Cenevre 8 görüşmelerinin son haftası, muhalif, rejim heyetleri ve Birleşmiş Milletler (BM) arasındaki toplantılarla devam ediyor. Muhalifler, 22-23 Kasım'da Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da toplanarak yeni ve geniş kapsamlı bir Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) oluşturmuştu. Üç hafta önceki Riyad 2 toplantısı bildirgesinde, muhalifler, Suriye'deki geçiş sürecinin, Beşşar Esed görevi bırakmadan geçiş yönetiminin başlamayacağını vurgulamıştı.

[AA, 13 Aralık 2017].


İlgili Yazılar
Trump ın Suriye Opsiyonları
Yorum
Trump’ın Suriye Opsiyonları

Aralık 2024

Hassas Bir Süreç
Yorum
Hassas Bir Süreç

Aralık 2024