Tarihi referandumun “evet” ile sonuçlanmasıyla birlikte, yeni bir dönem başlayacak. AK Partinin hem 2019 yılında yapılacak genel seçim öncesinde hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapması gereken işler için ortaya koyacağı yol haritası önemli.
İlk olarak, referandum sonucunda ortaya çıkan Türkiye haritasını iyi okumak ve analiz etmek gerekiyor. Geçmişte, AK Parti seçim sonuçlarını değerlendirmede başarılı bir performans gösterdi. Seçim sonuçlarını iyi okuyarak, atılması gereken adımlar konusunda çekinmeden, kararlı bir duruş sergiledi.
Şimdi de, referandum sonucunun iyi değerlendirilmesi ve sandıktan çıkan mesajın doğru değerlendirilmesi, Türkiye'nin yeni hükümet sistemine geçmeden önce yapması elzem olan ödevlerin başında geliyor.
Tabi, referandum sürecinde bazı kesimler tarafından kasıtlı olarak oluşturulmaya çalışılan negatif algının da son bulması için yapılacaklar var. Özellikle de ekonomi alanında.
Yani önümüzde yoğun bir reform gündemi var. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte, hükümet sisteminde gerçekleşen büyük dönüşümün, ekonomi kurumlarına, siyasete ve tabi ki yönetime yansıyacağı bir zaman başlıyor.
Dolayısıyla, Türkiye bir yandan yeni sisteme geçiş için hazırlığını yaparken diğer taraftan da bu geçiş döneminde mevcut sorunlarına odaklanmalı. Bunu yaparken de, sandığın verdiği mesaj yol gösterici olmalı.
EKONOMİ İÇİN YENİ EV ÖDEVLERİ
Peki Türkiye'nin hem var olan sorunlarını çözmesi hem de yeni dönemde yeni bir ekonomi hikayesi yazması için bu geçiş döneminde yapması gereken ev ödevleri neler?
Referandum sürecinde sahada gözlemlediğimiz en önemli sorunlardan birisi ekonomideki yavaşlama. Özellikle de 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, darbe girişiminin bertaraf edilmesine rağmen, ülke ekonomisine karşı art niyetli olarak yerleştirilmeye çalışılan olumsuz hava. Yatırımcıların referandum sonucunu beklemesi de, hem bir yavaşlama hem de bir belirsizlik oluşturdu. Bir an önce, bu rüzgârın tersine çevrilmesi gerekiyor.
Bu açıdan sandığın verdiği mesaja odaklanırsak, Türkiye haritasında “hayır” oylarının ağırlıkta olduğu şehirler büyük şehir, yani bu kentlerde üretim kapasitesi büyük. Dolayısıyla, bu şehirlerdeki seçmenin endişesinin giderilmesindeki en etkili araç, ekonomi.
Ekonomik büyümeyi destekleyecek, ekonomik üretimi arttıracak, şehirlerin işgücü potansiyelini ve üretim kapasitelerini etkin bir şekilde üretime yansıtacak özel yatırımlara ihtiyaç var.
Özellikle de, geçiş döneminde gerçekleşecek bu yatırımlar, hem ekonomik güveni arttıracak hem de Cumhurbaşkanlığı sistemine mesafeli olanlar için hükümet sistemi-ekonomi arasındaki pozitif ilişkiyi görmeleri bakımından somut bir örnek oluşturacak.
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte ekonomideki değişimin kendini göstereceği en önemli konulardan birisi istihdam. Türkiye'de her yıl yaklaşık 800 bin kişinin iş piyasasına girdiği dikkate alındığında yüzde 13'e yükselen işsizlik oranının düşürülmesi ve yeni iş piyasasına girenlerin istihdam edilmesi öncelikli konulardan olmalı.
Genç işsizlik oranı yüzde 24.5 seviyesinde, her 4 gençten birisi işsiz.Ne yazık ki, Türkiye'nin siyasi gündemi ve tabi ki, eski sistemin ekonomi alanında manevra yetkisini sınırlandırması, bu konuda atılması gereken adımları yavaşlattı, hatta ertelenmesine sebep oldu. Referandum sonrasında ise, hem geçiş döneminde hem de yeni hükümet sisteminde, ekonomi gündeminin ötelenme lüksü olmayacak.
2019 yılında yapılacak Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici seçmen profili olarak gençler öne çıkıyor. Dolayısıyla, gençlerin istihdamı, iş bulması, ekonomik üretimin pozitif bir ivmeyle sürmesi, gençlerin hükümet sistemine olan güvenini de arttıracak.
Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde halkın “evet” oylarındaki artış bölge halkının, ekonomik refahın ve toplumsal huzurun yanında durduğunu, dolayısıyla hükümete desteğini ortaya koymuştur.Bu da bölgenin yeni dönemde daha çok yatırım ve imkân beklediğini gösteriyor. Bölge halkının referanduma verdiği destek, bölgesel yatırımların arttırılmasıyla karşılık bulmalı.
Mevcut durumda, sandıktan çıkan mesajı iyi okumak ve sorunların tespitini yapmak önemli.
En önemlisi de, Türkiye'yi bir üst lige çıkarmak için yapılması gereken reformların neler olması gerektiğinin de konuşulması gerekiyor.
Bu konuyu da bir dahaki yazıda inşallah.
[Yeni Şafak, 20 Nisan 2017].