SETA > Yorum |
Yeni Dönemin Ekonomi Gündemi Yoğun Olacak

Yeni Dönemin Ekonomi Gündemi Yoğun Olacak

FED'in 17 Eylül'de faiz artışına gitmemesine rağmen, artış olasılığı her geçen gün yükseliyor. Bu durumun Türkiye ekonomisini yakından ilgilendirdiği de yadsınamaz gerçek. Bu yüzden FED'den gelecek bir faiz artışı kararı, son çeyrekte üzerinde durulması gereken önemli meselelerden birisi.

Türkiye açısından 2015 yılının son çeyreğinde, hem küresel ekonomik koşullar hem de bölgedeki gelişmelerle hareketli bir gündeme tanıklık edeceğiz. Üstelik son çeyrekte ülkede 1 Kasım genel seçimi de yaşanacak.

7 Haziran sürecinde ve sonrasında, toplumsal ve siyasi sorunlar gündemde ön sıralarda iken ekonomi, zorunlu olarak gündemin gerisinde kaldı. Dolayısıyla, ülkenin geleceğini belirleyen ve siyasi istikrar için birinci sırada yer alan seçimler ana gündem konusu. Diğer taraftan, Türkiye'nin kendi ekonomi gündemini her şeye rağmen, yani içerden ve dışarıdan tüm müdahalelere rağmen canlı tutma çabası var.

2015 yılının genel ekonomi değerlendirmesini yapmak için erken bir zamanlama olabilir, ancak son çeyrek yılın tamamının özeti gibi.2015'e seçim gündemiyle giren ülke ekonomisi, 7 Haziran sonrasında da seçim gündemi sıcaklığını koruyor.

Bu nedenle, 2015 yılının son çeyreği özellikle ekonomide belirlenen hedefler bakımından önemli bir dönem. Bu yıla ait ikinci çeyrek büyüme rakamı, felaket senaryosu yazanlar için yine bir hayal kırıklığı yaşattı. Üçüncü çeyrekteki 7 Haziran seçimi sonrası ortaya çıkan siyasi belirsizlik, yaşanan şiddet ve terör olaylarıyla Türkiye'yi 90'lı yıllara geri döndürme çabası, yılın son çeyreğinde gösterilecek performansın önemini daha da artırıyor.

Tabii bir de, Türkiye konusunda nedense kötümserlikten vazgeçememiş, not verme konusunda ise adil bir yaklaşım sergilememiş kredi derecelendirme kuruluşları var. Son çeyrek, Türkiye'yle yıldızı hiç barışmayan bu kuruluşların notlandırma dönemi aynı zamanda.

FED'in 17 Eylül'de faiz artışına gitmemesine rağmen, artış olasılığı her geçen gün yükseliyor. Bu durumun Türkiye ekonomisini yakından ilgilendirdiği de yadsınamaz gerçek. Bu yüzden FED'den gelecek bir faiz artışı kararı, son çeyrekte üzerinde durulması gereken önemli meselelerden birisi.

Tüm bunlara bütçe hazırlanması ve Orta Vadeli Program'ın açıklanması da eklenince açıkça görünüyor ki, 1 Kasım seçim sonrasında ekonomi gündemi yoğun.

Bu yüzden, 7 Haziran sonrasında ekonomi gündeminin yerini siyasi konuların aldığı bir dönemin ardından 1 Kasım sonrası, ekonomi gündemine tekrar dönülmesi için önemli bir tarih olacak.

1 KASIM SONRASI EKONOMİ GÜNDEMİ

Seçim atmosferine tamamen girildiği bu dönemde, 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de tüm partilerin ekonomik vaatleri seçim beyannamelerinde merkeze aldığı ve ekonomi başlıklarının fazlasıyla yeniden konuşulacağı bir süreç başlayacak. Yani,1 Kasım'ın ekonomik ve sosyal vaatlerle kodlanacağı aşikâr.

Ancak 1 Kasım öncesinde vaatlerin oy almak için sunulduğu ne kadar gerçekse, seçim sonrası dönemde ortaya çıkan siyasi tablonun Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunlara eğilmesi de o kadar zorunlu.

Peki yapısal sorunlar derken nelerden bahsediyoruz?

Tasarrufların artırılması gerekliliği, ihracatı artırırken ithalatı azaltma zorunluluğu, katma değeri yüksek ürünlerin üretimdeki payının artması, Ar-Ge faaliyetlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin sağlanması ve yüksek teknolojik ürünlerin üretimiyle beraber hangi alanlarda bu ürünlerin üretilmesinin belirlenmesi gibi temel sorunlar, Türkiye ekonomisinin mutlaka ve mutlaka çözmesi
gereken problemlerdir.

Bölgedeki istikrarın merkezi olan Türkiye'de enerji projelerinin devamı, enerji merkezi olma hedefinin kararlılıkla ilerlemesi ise, yine vazgeçilmez olan en önemli konulardan.

Bu yüzden ilk başta yapılması gereken, hem ekonomide geçmiş dönemlerde elde edilen kazanımların korunması hem de ekonomide başlatılan reform sürecinin kesintisiz bir şekilde sürdürülmesidir.

Çünkü bu sürecin başarıyla sonuçlanması, Türkiye'yi hak ettiği asıl konuma da yükseltecektir.

[Yeni Şafak, 21 Eylül 2015]