Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Ufuk Ulutaş'ın moderatörlüğünü üstlendiği panele, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, SETA Stratejik Araştırmalar Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, Gent Üniversitesinden Prof. Dr. Dries Lesage ve NTV Brüksel Temsilcisi Güldener Sonumut konuşmacı olarak katıldı.
Büyükelçi Erciyes, konuşmasında, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin büyük ölçüde ülkelerin deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile ilgili olduğunu belirterek, Doğu Akdeniz'e komşu Filistin de sayılırsa 10 ülke olduğunu ve bunların arasında çok sayıda çakışan deniz sınırı olduğunu kaydetti.
"Maalesef Kıbrıs Rumları, üçüncü ülkelerle Türkiye'yi hesaba katmadan ikili anlaşmalar yapıyorlar." diyen Erciyes, Avrupa Birliğinin (AB) hiçbir açıklamasında Kıbrıs Türklerinin haklarına değinmediğini ve bunun çifte standart olduğunu ifade etti.
Yalçın ise Türkiye'nin Akdeniz'e en uzun sınırı olan devlet olduğunu anımsatarak, "Türkiye'yi dışlayan bir anlaşma kabul edilemez. Türkiye olmadan Akdeniz'de çözümden bahsedemeyiz." dedi.
Libya ile Türkiye arasında yapılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının aynı zamanda Mısır ve İsrail'in de lehine olduğunu aktaran Yalçın, Türkiye'nin Libya'da meşru hükümeti desteklemeye devam edeceğini ve darbeye karşı olduğunu vurguladı.
Yalçın, NATO'nun Libya sorunuyla ilgilenmediğini, AB'nin ise sorunla başa çıkacak kapasitesi olmadığı değerlendirmesinde bulunarak, AB'nin artık bir blok olmadığını ve her Avrupa devletinin kendi çıkarlarının söz konusu olduğunu kaydetti.
Lesage da Akdeniz ve Libya konusunun "son derece önemli ve tehlikeli" olduğuna dikkati çekerek, AB'nin konuyu sanki Kıbrıs Türklerinin hiçbir hakkı yokmuşçasına ele aldığını belirtti.
Medyanın Doğu Akdeniz konusunda yeterince sorgulamadığını söyleyen Lesage, "Sadece AB kurumlarının sözlerini kopyalıyorlar." eleştirisinde bulundu.
Gazeteci Sonumut ise AB'nin Türkiye ile diyalog başlatmasının önemine işaret ederek, diyaloğa hazır olan Türkiye ile çekişmenin AB'nin menfaatine olmadığını kaydetti.
[AA, 6 Åžubat 2020].