Uzun yıllar öncesine dayanan Türkiye-Almanya arasındaki ilişkiler inişli çıkışlı bir geçmişe sahiptir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Ankara-Berlin ilişkilerinde siyasi gerilim artmış ancak ekonomi ve enerji alanındaki ilişkiler bu durumdan fazla etkilenmemiştir. Dış ticaret verilerine göre Türkiye’nin en fazla ticaret yaptığı ülke olan Almanya aynı zamanda Türkiye dışında en fazla Türk vatandaşın yaşadığı ülke konumundadır. Dahası Türk ve Alman enerji sektörlerinin benzerlikler taşıdığı da görülmektedir: Her iki ülke de ithal fosil yakıtlara yüksek oranda bağımlıdır ve bu durumu çözmek adına benzer stratejiler geliştirmektedir.
Bu durumun iki ülke arasında –özel sektör paydaşları aracılığıyla– önemli ortaklıkların ortaya çıkmasına vesile olduğu görülmektedir. Almanya’nın enerji teknolojilerinde –özellikle yenilenebilir enerjide– ileri bir konumda olması Türk-Alman girişimlerini şekillendirmektedir. Bilhassa 2000’lerin başından bu yana Alman enerji şirketlerinin direkt ya da Türk ortaklar aracılığıyla Türkiye enerji piyasasına yatırım yaptıkları ve piyasanın önemli paydaşları arasında yer aldıkları dikkat çekmektedir. Özetle Alman enerji firmaları Türkiye enerji piyasasında önemli etkiye sahiptir. Bu analizde Türk-Alman enerji ilişkileri incelenmekte, mevcut durumdan daha ileriye gidebilecek bir potansiyele sahip olduğu tespiti yapılmakta, özellikle Türkiye-Almanya arasında enerji alanındaki stratejik iş birliğinin artırılması sonucunda iki ülke açısından son derece önemli kazanımların ortaya çıkabileceği ifade edilmektedir..