SETA > Haber |
Türkiye için YPG PKK'nın Kontrol Ettiği Alanlar Terör Yuvası

Türkiye için YPG/PKK'nın Kontrol Ettiği Alanlar Terör Yuvası

ORSAM Suriye Çalışmaları Koordinatörü Orhan, "Türkiye açısından, Fırat'ın doğusunda YPG/PKK'nın kontrol ettiği her alan bir terör yuvası ve Türkiye'nin stratejisindeki birinci öncülük YPG'nin alan kontrolünün sona erdirilmesi." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) "ABD'nin Suriye'den Çekilmesi ve Bölgesel Siyaset" paneli düzenlendi.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş'ın moderatörlük yaptığı panele, SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra KanatOrtadoğu Stratejik Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Suriye Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan ve İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Hakkı Uygurkonuşmacı olarak katıldı.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, ABD'nin çekilme kararının üstünden iki ay geçmesine rağmen bölgesel siyaset açısından birçok bilinmeyenin olduğunu belirtti.

Yeşiltaş, "İran'ın bölgedeki etkisi, rejimin Fırat'ın doğusuna yönelik girişimde bulunması, Rusya'nın rejim üzerinden bölgeyi kontrol etme çabaları ve DEAŞ'ın yeniden güç kazanabileceği yönündeki çekinceler gündeme geliyor." ifadesini kullandı.

"ABD'nin kararı güç boşluğu yarattı"

ORSAM) Suriye Çalışmaları Koordinatörü Orhan ise ABD Başkanı Donald Trump'ın aldığı çekilme kararının tüm dünya ve ABD'li karar alıcılar için sürpriz olduğunu belirtti.

ABD'nin çekilme kararı öncesinde, Suriye'de Türkiye'nin desteklediği muhalifler, Rusya ve İran güvenlik garantisi altında Suriye rejimi ile ABD nüfusu altındaki YPG/PKK'dan oluşan üçlü bir yapının güç dengesi oluşturduğunu vurgulayan Orhan, "Çekilme kararından önce, bu üçlü fiili bölünme üzerinden siyasi çözüm aşamasına geçileceği görüşü hakimdi." dedi.

Orhan, "ABD'nin aldığı çekilme kararı, sahada yarattığı güç boşluğu ve yeni rekabet alanları açısında çok kritik bir gelişmeydi. Karar sonrasında, herkesin genel kabulü Fırat'ın doğusundaki Suriye topraklarında ciddi bir güç boşluğu oluşacağıydı. Esas soru; bu güç boşluğunu kim dolduracak?" şeklinde konuştu.

Suriye’de rekabet eden aktörler arasında Türkiye, Rusya, İran, Suriye rejimi ve yerel güç olarak YPG/PKK'nın varlığına dikkati çeken Orhan, "Türkiye açısından, Fırat'ın doğusunda YPG’nin kontrol ettiği her alan bir terör yuvası ve Türkiye'nin stratejisindeki birinci öncülük YPG/PKK'nın alan kontrolünün sona erdirilmesi." dedi.

Orhan, YPG/PKK’nin yükseliş trendinin Fırat Kalkanı ile durdurulduğunu, Zeytin Dalı Harekatı ile düşüşe başladığının altını çizdi.

YPG/PKK sorununun hala varlığını koruduğunu belirten Orhan, "Türkiye açısından bu işin NATO müttefiki ABD ile anlaşarak diplomatik yollarla çözülmesi birinci tercih ancak Türkiye algısında 'ABD, Türkiye'yi oyalıyor' görüşü güçlü.” İfadelerini kullandı.

ABD çekilme kararı sonrasında Türkiye'nin askeri seçeneğini bir kenara kaldırdığını vurgulayan Orhan, ABD ile Türkiye arasında diplomatik görüşmelerin tüm hızıyla sürdüğünü hatırlattı.

Orhan, ABD'nin çekilmesi sonrasında sınır bölgesinin ABD ile anlaşarak veya askeri müdahaleyle Türkiye'nin kontrolüne geçeceği öngörüsünde bulundu.

"Trump, İran ile nükleer anlaşmayı yeniden yapmak istiyor"

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kanat, ABD'nin Orta Doğu'ya yönelik dış politikasının Washington'da en çok tartışılan ancak üzerinde anlaşmaya varılamayan bir konu olduğunu söyledi.

Kanat, Beyaz Saray, Pentagon ve Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi'nin tehdit algıları konusunda uzlaştığına işaret ederek, "Tehdit olarak iki rakip var: Çin ve Rusya. İki devlet var: İran ve Kuzey Kore. İki devlet dışı aktör var: El Kaide ve DEAŞ." ifadesini kullandı.

ABD dış politika elitinin Suriye'den çekilme kararı konusunda ABD Başkanı Donald Trump'a ciddi tepki gösterdiğini ancak Trump'ın asıl hedefinin uzun süren savaşların sona erdirilmesi olduğunu iddia eden Kanat, "Suriye'deki çeklime kararı geniş bir çekilme sürecinin ilk adımı olabilir. Uygun şartlar oluşursa ABD, Afganistan’dan çekilecek ve Trump, ikinci seçimi kazanırsa muhtemelen Irak'tan da çekilecek." şeklinde konuştu.

Kanat, Suriye'den çekilmenin ABD'ye jeopolitik bir maliyeti olmayacağını ancak İsrail'in güvenliği ve Körfez bölgesinin istikrarının Washington için öneminin devam edeceğini vurguladı.

ABD'nin İran'a yönelik ambargosuna da değinen Kanat, "Trump, İran ile nükleer anlaşmayı yeniden yapmak istiyor. Eğer anlaşmayı yeniden yaparsa bölgesel politikalar çok önemli olmayacak. Daha karlı bir anlaşma yapmak Trump’a yetecek." diye konuştu.

"Çekilme sürecinin mümkün olmayacağını düşünüyorum"

İRAM Başkan Vekili Uygur, Suriye'de yaşanan sürecin ABD'nin politikalarının sonucu olduğunu savunarak, "Çekilme sürecinin çok mümkün olmayacağını düşünüyorum. ABD'nin bölgedeki hedefleri, İsrail'in güvenliği, petrol ve bölgede yaptığı yatırımları bir kenara atmayacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.

İran'ın Suriye'deki muhtemel pozisyonunun ABD'nin hamleleriyle doğrudan ilişkili olacağını vurgulayan Uygur, Tahran'ın pozisyonunun Washington yönetiminin bölgeyi YPG/PKK'ya bırakması, Türkiye'ye alan açması veya Rusya'nın bölgede elinin güçlenmesi konusunda farklı olacağını savundu.

[AA, 6 Mart 2019].


İlgili Yazılar
Trump ın Suriye Opsiyonları
Yorum
Trump’ın Suriye Opsiyonları

Aralık 2024

Hassas Bir Süreç
Yorum
Hassas Bir Süreç

Aralık 2024