1960’larda kırılamayan siyasi ve ekonomik bağımlılık, 1980’lerde uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerin oluşturduğu verimsiz yatırımlar ve 2000’lerde birçok ülkenin dahil olduğu bölgesel rekabet Afrika’nın yüzyıllara dayanan kronik sorunlarını gözler önüne sermektedir. 2000’lerin başından itibaren yeniden rekabet sahasına dönüşen Afrika Kıtası küresel ve yükselen güçlerin müdahil olduğu bir coğrafya haline gelmiştir. ABD, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Türkiye ve Japonya gibi güçlerin dahil olduğu rekabet kıtanın 21. yüzyılda bir mücadele alanına dönüştüğüne işaret etmektedir. Bu mücadele eski dönemlere kıyasla sadece Batılı ülkelerin yer aldığı ve tek tarafın kazançlı çıktığı sömürge ilişkilerinden farklıdır. Kıta genelindeki mücadele yatırım, kredi ve hibeler üzerinden gelişim gösterirken Türkiye ve Çin gibi ülkeler Afrika’nın kalkınmasına önem vermektedir. Diğer aktörlere göre eşit, adil ve karşılıklı kazanç temelinde gelişen Çin-Afrika ve Türkiye-Afrika ilişkileri kıta için yeni fırsatlar sunmaktadır. Mevcut fırsatların kazan kazan stratejisiyle hayata geçirilmesi ise bağımlılık ilişkilerinin eski dönemlere kıyasla zayıfladığına işarettir. Bu raporda Pekin ve Ankara yönetimlerinin Afrika Kıtası’ndaki ekonomik ve siyasi rekabeti karşılaştırmalı bir şekilde analiz edilerek Çin ve Türkiye’nin iş birliği için izlemeleri gereken politikalara odaklanılmaktadır.
Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın..