7155 sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca ticari uyuşmazlıklarda Kanun’da belirtilen konularda arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiştir. Böylece bu uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiştir. 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecek düzenleme ticari uyuşmazlıkların büyük bir bölümünün dostane bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk süreci içerisinde çözümlenmesini amaçlamaktadır. Arabuluculuk uyuşmazlıkların hızlı, kolay, basit ve kökten çözümlenmesini öngören bir yöntem olduğu için sadece ülkemizde değil dünya genelinde uygulaması olan bir mekanizmadır. Ülkemiz özelinde ise mahkemelerin iş yükü dikkate alınarak hem hukuk hem ceza yargısında mahkeme dışı çözüm yöntemlerine ilişkin mevzuat çalışmaları yapılmıştır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda (HUAK) tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi düzenlenmiştir. 6763 sayılı Kanun’la Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 ve 254’üncü maddelerinde yapılan değişikliklerle uzlaştırma kurumunun uygulama alanı artırılmıştır.
Arabuluculuk sistematik teknikler uygulayarak görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediğinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmaktadır.1 Arabuluculuk bir yargılama usulü değil bir müzakere yöntemidir. Arabulucu tarafların iletişim kurmalarını sağlayarak aralarındaki uyuşmazlığı sona erdirecek çözümü bizzat tarafların bulması konusunda yardımcı olacak, bu konuda özel bir eğitim almış, bağımsız ve tarafsız...