SETA > Yorum |
Bir Yıl Sonra Rusya yla Yeniden

Bir Yıl Sonra Rusya’yla Yeniden

Enerji konusunun hiç etkilenmeden iş birliğinin devam etmesi, iki ülkenin de fay hattının enerji olduğunu ortaya koyuyor.

Geçen yıl Kasım ayında Rusya'yla uçak düşürmeyle başlayan kriz, geçen bir yıl sonunda çözüme kavuşuyor. Çözüm noktasında adım adım ilerleyen hamleler, Başbakan Binali Yıldırım'ın Rusya ziyaretiyle birlikte nihayete ermiş oldu.

Türkiye ve Rusya arasındaki krizin bu denli hızlı çözülmesinde, vazgeçilmez ve dokunulmazlığı olan enerji konusunun yanı sıra bölgesel dinamiklerin de etkisi var.

Diğer yandan AB, 15 Temmuz darbe girişimine ses çıkarmazken, 15 Temmuz sonrasında Türkiye'nin normalleşmesi kapsamında attığı adımlar bahane gösterilerek, müzakereleri durdurma kararı alması ve tabii ki Suriye konusu, bölgenin iki güçlü ülkesi Türkiye ve Rusya'nın politikalarını değiştirmiştir.

Bu durum, yani Türkiye ve Rusya'nın arasındaki krizin çözülmesi, her iki ülkenin de faydasına oldu.

ENERJİNİN ÖNEMİ

Uçak krizi, iki ülke arasında yaşanabilecek en üst düzey krizlerden birisiydi. Uçak düşürme sonrasında Rusya'dan gelen yaptırım kararlarına rağmen, en büyük ticaret ortaklığına konu olan enerjide hiçbir değişiklik yaşanmamıştı. Çünkü, enerji konusu geçmişte olduğu gibi dokunulmazlık zırhı taşıyor her iki ülke için.

Enerji konusunun hiç etkilenmeden iş birliğinin devam etmesi, iki ülkenin de fay hattının enerji olduğunu ortaya koyuyor.

Rusya için Türkiye, her zaman doğal gaz sattığı ve başka pazarlara ulaşma açısından önemli bir ülke. Üstelik, Türkiye'nin önemi, AB ülkelerinin Ukrayna nedeniyle Rusya'ya karşı negatif tavırları daha da arttı. Dolayısıyla Ukrayna, Rusya tarafından by pas edilince, öne çıkan ülke Türkiye oldu.

Ayrıca, coğrafi konumu nedeniyle doğalgaz kaynaklarına sahip bir çok bölge ülkenin bu kaynakları Türkiye ve Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara taşıması konusunda Türkiye'nin alternatifsizliği Türkiye daha da önemli hale getirmiştir.

Dolayısıyla, bölgede diğer doğal gaz üreticileri ile başlayan TANAP gibi yeni projeler ve planlanan yeni projeler nedeniyle, Rusya'nın Türkiye'yi karşısına alması kendisi açısından hiç de rasyonel bir karar olmayacaktır.

Türkiye için ise, Rusya'nın enerji konusunda olduğu gibi siyasi meselelerde de stratejik bir önemi var. İthal edilen doğal gazın yüzde 56'sı Rusya'dan geliyor. Ayrıca Türkiye'nin ilk nükleer santralini Ruslar Mersin Akkuyu' da tamamlayacak.

Diğer yandan, bu dönem, enerji alanında en büyük projelerden birisi olacak Türk Akımı'nın başlaması ile ilgili anlaşmasının imzalanmış olması, bölgede bir çok siyasi ve ekonomik dengeyi değiştirebilecek potansiyele sahiptir.

TÜRKİYE HER ZAMAN İŞBİRLİKLERİ GELİŞTİRME POTANSİTELİ VAR

Türkiye ile Rusya arasında gelişen bu olumlu süreç, ticari işbirlikleri, büyük enerji projelerin kaldığı yerden devamı ve yerel paraların iki ülke ticaretinde kullanılması konusundaki karşılıklı talepler Türkiye'nin son dönemlerde ekonomi alanında yaşadığı kuşatmayı kırması için önemli bir çıkış oldu.

Yerel paralarla ticaret diğer bölge ülkeleri için de örnek olma özelliği var.

Rusya'nın yanında, Çin, İran ve diğer bölge ülkeleriyle başlatılacak yerel paralarla ticaret dönemi bir taraftan dövize olan talebin azaltılmasına diğer taraftan ticaretin farklı ülkelerle sorunsuz yapılmasına ve en önemlisi de ülkeler arasında gerçekleştirilecek işbirlikleri için de yeni bir dönemin ayak sesi olması açısından önemli.

Dünya ekonomik güç dengesinin değiştiği bir dönemde meydana gelen bu gelişmeler ve çıkışlar yeni kurumların ve kuruluşların belki de yeni bir finans sistemin de ayak sesleri olacaktır.

Ayrıca, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de bu süreçte bir çok alanda yaşadığı kuşatmayı kıracağı gibi, yeni güç dengesinin ne yöne hareket etmesi gerektiği konusunda belirleyici aktörler olacaktır.

[Yeni Şafak, 8 Aralık 2016].