“İki tehlike dünyayı sürekli olarak tehdit ediyor: düzen ve düzensizlik” der Paul Valery. Modern insan ve kurumlar bu iki baskı altındadır. Bu rapor son yüzyılda bu iki baskıyı defalarca yaşamış ve hala yaşayan eğitim sisteminin hücreleri olan okullar hakkındadır. Modern okullar toplumun ihtiyaçlarını karşılama doğrultusunda bir düzene ulaştığında toplumsal sistemlerdeki sürekli ve hızlı değişimin zorlamasıyla düzensizlik baskısına maruz kalmaktadır. Okulların en büyük çatışması budur: düzen ve düzensizlik arasındaki gerilim ile baş edebilmek. Bu çatışma son yüzyılda giderek sayısını ve etkisini artırarak tüm sosyal sistemler üzerinde daha görünür olmaya başlamıştır.
Günümüzde okullarda düzen ve düzensizlik çatışması “okul yönetimi” ve “öğretim liderliği” kavramları üzerinden yaşanmaktadır. Bu iki farklı kavrama karşılık gelen sorumluluklar okul yöneticisi üzerinde gerilim oluşturmaktadır. Okullarda yaşanan yönetimsel sorunların temelinde de bu gerilimin yönetilme zorluğu yatmaktadır. “Okul yönetimi” kavramı okullarda düzen sağlanmasına yönelik bir sorumluluk çağrıştırırken “öğretim liderliği” kavramı ise barındırdığı özellikler nedeniyle sürekli yenilenme, değişim ve dönüşüm gerektirmektedir. Okul müdürlerine bir yandan düzeni sağlama sorumluluğu verilirken diğer yandan onlardan bu alışılagelmiş düzenin dışına çıkarak okulu geliştirmeleri beklenmektedir. Okullarda yaşanan bu örtük çatışma okul müdürlerinin sorumluluklar üzerinden tartışılmasına yol açmaktadır.
Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesi için yapılması gereken çok iş vardır fakat bu işlerin en önemli ve öncelikli olanı okul müdürlerinin yönetimsel ve öğretimsel liderlik becerilerinin geliştirilmesidir..