Afrika’nın yoksul bir ülkesiydi anlatılan… Ülkemizin destekleriyle inşa edilen bir okulun giriş kapısının önünde yüzlerce minik ayakkabı gören TİKA yetkililerimiz, garipsedikleri bu durumun nedenini anlamak istemişlerdi. Aldıkları cevap ise, kalpleri eritecek cinstendi: O çocuklar için bir okula kavuşmak öyle paha biçilmezdi ki; okul kirlenip eskimesin düşüncesiyle, binaya her gün ayakkabılarını çıkararak girmekteydiler.
Bu anekdot, TİKA’mızın duygulandıran ve gururlandıran sayısız icraatlarından sadece birine ait. Kısa ancak dolu tarihçesiyle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), bugün Türkiye’mizin önemli dış politika araçlarından...
YILDA 2.000 PROJE
Türkiye’nin, 90’ların başında Orta Asya’daki Türk devletlerine kol kanat girmesiyle hızla büyüyen rolü, 1992 yılında TİKA’nın kurulmasını da beraberinde getirmişti. Bölgedeki kimlik inşası ve sosyal-kültürel gelişime güç vermeyi hedefleyen TİKA, ata topraklarına teknik altyapı konusunda da bolca destek oldu.
Türk Cumhuriyetlerine tarımdan eğitime, sağlıktan turizme kardeş eli uzatmak gayesiyle yola çıkan TİKA’ya, sonrasında ise, şefkatinin bereketiyle nice topraklara uzanmak nasip oldu. 2000’lerde dış politika yaklaşımımıza gelen heyecanın katkısıyla ivme kazanan bu gelişim; TİKA’nın, kanayan Balkanlar’a, savaşan Ortadoğu’ya ve kırılan Afrika’ya uzanmasını sağladı. Bugün 120 ülkede yılda 2.000 civarı proje geliştiren TİKA’mızın sosyal altyapı ve hizmetlere yönelik portföyü, faaliyetlerinin büyük bölümünü oluşturuyor.
ORANLARLA CÖMERTLİK
Öte yandan, Türkiye’nin yaptığı resmi kalkınma yardımlarına baktığımızda, OECD tarafından açıklanan son verilere göre, 2013 yılında 3,3 milyar dolara ulaştığımızı görüyoruz. Yapılan bu yardımların yaklaşık yarısı ise, insani yardım...
Türkiye’nin vizyonunu ve cömertliğini daha iyi anlamak için, dünya verilerine de bakmakta fayda var. OECD’nin, Resmi Kalkınma Yardımları (Official Development Assistance- ODA) listesini incelediğimizde, bakın neler dikkat çekiyor:
Miktar olarak, ODA’lerde en ön sıralarda ABD, İngiltere, Almanya, Japonya ve Fransa’yı görüyoruz. Ancak bu veri, tek başına biraz yanıltıcı… Zira her ülkeyi, kendi ekonomik büyüklüğüne göre değerlendirmek çok daha anlamlı. O halde, ODA’lerin milli gelire oranlarına bakmak daha doğru olacak. Bu şekilde sıraladığımızda ise, ilk 5’te Norveç, İsveç, Lüksemburg, Danimarka ve İngiltere geliyor. İlk sırada yer alan Norveç, Gayrisafi Milli Hasılasının (GSMH) %1,07’sini kalkınma yardımlarına ayırmış. Diğer ilgili ülkeler de onu, azalan oranlarla takip ediyor.
Bu 5 ülke, aynı zamanda BM’nin, Binyıl Kalkınma Hedefleri çerçevesinde yüksek gelirli ekonomiler için belirlediği %0,70 eşiğini geçebilen nadir ülkeler. BM’nin 2015’e kadar ulaşmasını istediği OECD Kalkınma Yardımları Komitesi (Development Assistance Committee- DAC) üyesi ülkelerin çoğunluğu, grafiğimizde de gördüğünüz gibi, henüz bu orana yaklaşabilmiş bile değil. Mevcut ortalamanın %0,40 olduğu düşünüldüğünde ve son dönemdeki gelişime bakıldığında, 2015’te halen eşikten bir hayli uzak bir tablonun hâkim olacağı anlaşılıyor.
Kaynak: OECD
Bu arada, Hollanda’nın daha önce eşiğe ulaştığını ancak sonrasında yeniden gerilediğini belirtelim. İngiltere ise, dünyanın en büyükleri arasında hedefi bugüne kadar tutturan ilk ülke... Hatta geçtiğimiz haftalarda Lortlar Kamarası’nda, %0,70’lik hedefi bulmuşken kaybetmeme kararı görüşülüyordu.
RESİMDEKİ TUHAFLIK
Resmin geneline baktığımızda ise, dünyanın yardım anlayışında tuhaf bir asimetri olduğu ortada. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, gelirine oranla oldukça gerilerde, %0,19’luk bir performansa sahip. Keza, AB ülkeleri, Japonya ve Kanada gibi ekonomiler de, bu anlamda dikkat çekici.
DAC üyesi olmayan Türkiye ise, %0,42’lik oranla, söz konusu çoğu zengin ülkeyi sollamış durumda. DAC içinde kendimizi konumlandırarak bakarsak, gerek hacim anlamında gerekse oransal olarak, en çok kalkınma yardımı sağlayan 11. ülkeyiz. Sadece insani yardım bağlamında ise, %0,21’lik oranla, 1. sırada yer aldığımızı gururla ifade edelim.
Türkiye’nin içinde dahi olmadığı DAC grubuna kıyasla sergilediği bu başarı, dünyanın da dikkatini çekmiyor değil. TİKA işbirliğiyle geçtiğimiz Cumartesi günü SETA’da düzenlenen “Geçmişten Günümüze Kalkınma Yardımlarının Dönüşümü” isimli uluslararası konferansta da, buna yakinen şahit olduk.
Bu doğrultuda; gelişmiş dünyanın kendine bir çeki düzen vermesi gerektiği ortada. Zaten hedefler de nicedir konulmuş ve öylece ulaşılmayı bekliyor. Gelişmekte olan Türkiye’nin performansı ise, işte bu anlamda ezber bozan bir örnek…
Kısacası, bugün dünyanın yardım zihniyetinin şöyle bir sarsılıp silkinmeye ihtiyacı var. Sadece muhtaç diyarlara değil, dünyanın geleceğine de iyilik yapmak adına…
[Yeni Şafak, 24 Mart 2015]