IŞİD örgütü sadece İslam dünyasında değil Müslümanların yaşadığı tüm coğrafyalarda Müslümanlara karşı şiddetin hem uygulayıcı hem de meşrulaştırıcı aktörüdür. Bu yönüyle birçok bölgesel ve küresel aktör açısından kullanım değeri olan ve şimdiye kadar bu kullanım değeri doğrultusunda maksimum fayda sağlamış bir örgüttür. Bu sebepten IŞİD’i bir avuç Harici’nin bir araya gelip vahşet metotlarını medyanın tüm nimetlerini kullanarak dünyaya servis eden bir örgüt olarak değerlendirmek yanlış olur. IŞİD kendi örgütsel yapısına ek olarak kullanım değeri itibarıyla da incelenmeli ve IŞİD’le mücadele “IŞİD’in kullanım değeri” de dikkate alınarak yürütülmelidir.
IŞİD’in şimdiye kadarki aktivitesi iki zaviyeden değerlendirilmeli: Öncelikle IŞİD sadece kendi gündemine göre hareket eden bir örgüt değil. Hızlı büyüyen her terör örgütü, hatta her yapı gibi, içerisinde farklı ülkelerin yüzlerce istihbarat mensubunu barındıran bir örgüt. Şimdiye kadar kritik noktalarda askeri liderlerinden müftülerine kadar IŞİD içerisinde farklı mevkilerde birçok istihbaratçı deşifre oldu, infaz edildi. Bu gerçeklik IŞİD’in kendi gündemine paralel olarak içindeki istihbaratçılar marifetiyle başka gündemleri de eşzamanlı olarak yürüttüğünü gösteriyor. İkinci olarak ise IŞİD’in gündeminin kesiştiği ecnebi gündemler de var. Diğer bir deyişle IŞİD’in yapıp ettiklerinden istifade eden, IŞİD üzerinden prim yapan ve operasyonlar hayata geçiren aktörler mevcut. Hatta bir adım iler
ŞIMARIK ORTAK ESED
IŞİD’i Suriye ve Irak düzleminde konuşmaya başladık. Irak’ta büyüyüp serpilmesinde boşaltılan hapishanelerden elini kolunu sallaya sallaya çıkan militanların kilit rol oynadığı diğer taraftan ise hapishanelerin boşaltılmasının “Prison Break” tarzı bir zekâ sonucu olmadığını herkes bilir. Örgütün lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin ABD tarafından çekilmiş hapishane vesikalığının basında dolaştığı şu günlerde, hapishanelerdeki aşırıcıların kaos üreticileri olarak doğal hayata salındığını görmek zor olmasa gerek. Benzer bir durum Suriye’de de gerçekleşti. Devrimin hemen başında Sednaya Hapishanesi’nden Esed tarafından salıverilen aşırıcılar devrimi “radikalleştirme” görevini ifa ettiler; ya da hiç olmazsa “radikallere karşı savaşıyorum” iddiasını Esed’in ağzına sakız ettiler. Daha sonraki dönemlerde IŞİD, Esed rejiminin Suriye’ye olası bir insani müdahaleye karşı elinde kullandığı en büyük koz oldu. Esed, IŞİD üzerinden Batı’da destek bulma çabası içerisine girdi. IŞİD, muhalifleri böldü, öldürdü ve Esed karşı olan savaşlarından alıkoydu. Yani Esed IŞİD’den maksimum fayda sağladı. Bu sebepten Esed, IŞİD’in varolmasına ya katkıda bulundu ya da varlığını tepe tepe kullandı. Bu yönüyle Esed için kullanım değerine sahip olan IŞİD, kendi gündemiyle birlikte Esed’in de gündemini de bilinçli veya bilinçsiz (bence bilinçli) yürütmüş oldu.
DEĞİŞİMİN TIKACI
IŞİD’in Suriye’nin kuzeyindeki genişlemesi bir taraftan Suriyeli muhaliflere diğer taraftan ise Türkiye’ye büyük bir baskı unsuruna dönüştü. IŞİD Suriye devrimine ve bölgedeki değişim hareketliliğine karşı yaratılan bir korsan gemisidir. IŞİD’i desteklemek isteyenleri teşhis etmek isterseniz değişimden kimlerin rahatsız olduğuna bakmanız yetecektir. IŞİD üzerinden terbiye edilmeyen değişim aktörü kalmadı. Örneğin, IŞİD’le en reel savaşı veren Türkiye’ye IŞİD üzerinden yapılan operasyonların sonu gelmedi. IŞİD Kobani’ye saldırdı, o zamana kadar kelimenin tam anlamıyla uyuyan uluslararası toplum harekete geçti. Kabak yine Türkiye’nin başına patlatıldı. 6-8 Ekim olayları uygulamaya sokuldu. PKK Kobani üzerinden uluslararası meşruiyete sahip bir aktör konumuna sokulmaya çalışıldı. An itibarıyla da Kobani sonrası IŞİD’ın yarattığı güvenlik tehdidiyle uğraşmak yine Türkiye’ye kaldı.
IŞİD’i anlamak istiyorsak sadece Esed’le ilişkilerine ve çıkar örtüşmelerine bakmak da yetmez. IŞİD kullanım değeri Ortadoğu coğrafyasını aşan ve Müslümanlara yönelik ötekileştirme ve değişim hareketliliğini çevreleme operasyonlarının merkezine yerleştirilmiş, çok yönlü ve çok uluslu bir konsorsiyumun adıdır.
[Akşam, 20 Şubat 2015]