Temsilciler Meclisi 6 Ocak Komitesi, 1,5 yıldır sürdürdüğü soruşturmayı eski Başkan Donald Trump aleyhinde Adalet Bakanlığı’na yaptığı 4 ayrı suç duyurusuyla sona erdirdi. Hukuki bağlayıcılığı olmamasına rağmen Adalet Bakanlığı’nın açacağı muhtemel davaya siyasi meşruiyet sağlayacağı düşünülen suçlamalar “resmi oturumları engellemek,” “ABD’yi dolandırmak,” “sahte beyanda bulunmak” ve “ayaklanmaya teşvik, yardım ve yataklık etmek” şeklinde sıralanıyor. Bu suç duyuruları yasal olarak Adalet Bakanlığı’nı Trump’a karşı dava açmaya zorlayamıyor ama siyasi baskı yarattığı kesin. Ayaklanmaya teşvikten dava açılması ve mahkûm olması durumunda ise Trump’ın 2024 başkan adaylığı tehlikeye girecek.
Temsilciler Meclisi 6 Ocak Komitesi, 1,5 yıldır sürdürdüğü soruşturmayı eski Başkan Donald Trump aleyhinde Adalet Bakanlığı’na yaptığı 4 ayrı suç duyurusuyla sona erdirdi. Hukuki bağlayıcılığı olmamasına rağmen Adalet Bakanlığı’nın açacağı muhtemel davaya siyasi meşruiyet sağlayacağı düşünülen suçlamalar “resmi oturumları engellemek,” “ABD’yi dolandırmak,” “sahte beyanda bulunmak” ve “ayaklanmaya teşvik, yardım ve yataklık etmek” şeklinde sıralanıyor. Bu suç duyuruları yasal olarak Adalet Bakanlığı’nı Trump’a karşı dava açmaya zorlayamıyor ama siyasi baskı yarattığı kesin. Ayaklanmaya teşvikten dava açılması ve mahkûm olması durumunda ise Trump’ın 2024 başkan adaylığı tehlikeye girecek.
6 Ocak Komitesi’nin raporunun ve suç duyurularının ülkenin ezici çoğunluğunun kabul ettiği bir siyasi meşruiyet zeminine dayandığını söylemek zor. Komite üyelerinden sadece ikisinin Cumhuriyetçi Parti’den olması ve bu üyelerin (Liz Cheney ve Adam Kinzinger) Trump karşıtı net söylemleri dolayısıyla partilerinden dışlanmış olmaları, Komite çalışmalarının her iki partinin ortak çalışmasından çok Demokratların Trump’la hesaplaşma gündeminden kaynaklandığı algısını yarattı. Trump’a karşı doğrudan tavır almaya cesaret eden Cumhuriyetçi sayısı az olduğu için Komite’ye sadece partiyle kopma noktasına gelen siyasetçiler girdi. Bu durumda 6 Ocak olaylarını “isyan” olarak mahkûm etmek ve Trump’ın 2020 seçim sonuçlarını meşru görmeyen söylemlerine karşı geniş bir kamuoyu oluşturmak pek de mümkün olmadı.
Amerikan siyasetinde epeydir devam eden kutuplaşmanın ana fay hatlarını kendi lehine ustaca kullanarak başkan seçilen Trump’ın kabaca sistem karşıtlığı olarak tanımlanabilecek Trumpçılığı Cumhuriyetçi Parti içerisinde hâkim kıldığını söyleyebiliriz. Trumpçı tabanın mobilizasyonunu diri tutmayı ve kendine karşı eleştirel Cumhuriyetçileri izole ederek partiden dışlamayı başaran Trump, partinin siyasi yöneliminde temel belirleyici olmaya devam ediyor. 2020 seçimlerini kaybetmesi sonrasındaki en önemli siyasi test olan ara seçimlerde Trumpçı adayların başarısız olması, Cumhuriyetçi Parti içinde Trumpçı söylemin geçmişte bırakılıp geleceğe bakılması gerektiği şeklindeki seslerin yükselmesine yol açmıştı. Sandıktaki başarısızlığın ortaya koyduğu Trumpçı siyasetin gerilemesi, Florida Valisi De Santis gibi isimlerin adaylığının çok daha ciddi konuşulması sonucunu da getirmişti.
Ara seçimlerde siyasi olarak gerilediği teyit edilen Trump’ın, 6 Ocak Komitesi’nin açıkladığı suç duyuruları sonrasında yasal engelle karşı karşıya kalma ihtimali de güçleniyor. Trump’a karşı açılan birçok dava arasında Özel Savcı Jack Smith’in Adalet Bakanlığı adına yürüttüğü soruşturmalar öne çıkıyor. Smith, Trump’ın 2020 seçimleri sonrasında iktidarın barışçıl biçimde el değiştirmesine engel olduğuna ve devletin gizli belgelerini Florida’daki evi Mar-a-Lago’da usulsüz bulundurduğuna ilişkin soruşturmaları yürütüyor. Komite’nin suç duyuruları Smith’in soruşturma bulgularıyla örtüştüğü takdirde Trump’ın başkan adayı olmasına engel olacak bir durum ortaya çıkabilir. Bunun farkında olan Trump, adaylığını bir an önce açıklamakla muhtemel yasal engelleri kendine karşı bir siyasi operasyon olarak mahkûm edip aşmayı planladığını gösterdi.
Amerikan siyasetine birçok açıdan ilkleri yaşatan eski Başkan Trump’ın 2020 başkanlık ve 2022 ara seçimlerinde başarısızlığa uğramasına rağmen parti içindeki ağırlığını devam ettirmesi en büyük avantajı olarak öne çıkıyor. 2024 adaylığına karşı aleyhte sesler yükselen Trump’ın karşısına dikilmeye cesaret eden Cumhuriyetçi sayısı fazla değil. Ancak en son Georgia eyalet seçimlerinde görüldüğü gibi Trump’ın kendi tabanına hâkim olmakla birlikte desteğini genişletmekte zorlandığı açık. Merkeze yakın Cumhuriyetçiler ve sağa yakın bağımsızların desteğini alamayan bir başkan adayının zafer kazanması çok zor olacağı için Trump’ın ya merkeze yanaşması ya da farklı bir adayı desteklemesi (mecbur olmadıkça ikinci adam olmayı kabul etmeyeceği için çok düşük bir ihtimal) gerekiyor.
Trump’ın hem siyasi yenilgiler hem de yasal engellerle oyun dışı kalması durumunda Trumpçı tabanın desteğini almayı başarabilen bir aday ihtimali öne çıkacak. Bu durumda Cumhuriyetçiler için en büyük şans ara seçimlerde beklenenden iyi performans gösterse de Biden’ın ilerleyen yaşı olacak. Cumhuriyetçilerin en büyük handikabı ise siyasi yenilgileri ve legal sorunlarına rağmen Trump’ın siyasi mirasıyla hesaplaşma konusunda yaşadıkları ikilem olarak öne çıkıyor. Partinin bir yandan sisteme kızgın Trumpçı tabanın enerjisine ihtiyacı var bir yandan da Trump’ın daha geniş kitlelere ulaşamayan söylemini değiştirmesi gerekiyor. Trump’ın siyasi mirasının hem paylaşılması hem de aşılması ihtiyacı, yaratıcı bir liderin geliştireceği yeni bir siyasi strateji gerektiriyor.
[Yeni Şafak, 21 Aralık 2022].