SETA > Yorum |
Batı ile Rasyonel Bir İlişki Kurmak Mümkün mü

Batı ile Rasyonel Bir İlişki Kurmak Mümkün mü?

Türkiye’de demokratik seçimlerle gelen iktidarları darbelerle deviren ve en son 15 Temmuz’da bu yönde girişimde bulunan Batılı ülkelerle nasıl rasyonel bir ilişki geliştirilebilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, perşembe günü TRT World Forum’da yaptığı konuşmada Avrupa ve ABD’ye yönelik uzun zamandır yaptığı eleştirileri tekrarlarken aynı gün Brüksel’de toplanan Avrupa Birliği liderlerinin en önemli gündem maddelerinden biri Türkiye’ye karşı yaptırımlar meselesiydi. Bundan bir gün önce ise ABD’den gelen bir heyet bu ülke ile Türkiye arasında yaşanan vize krizinin çözümü çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirdi. Türkiye ile Batılı ülkeler arasında uzun zamandan beri ciddi sorunlar var. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında Batı’nın izlediği politikalar nedeniyle bu sorunların zirve noktasına ulaştığı söylenebilir.

Bu sorunlar artık Türkiye’nin Batı ile rasyonel bir ilişki kurmasının mümkün olup olmadığı sorusunun sorulmasına yol açıyor.

Türkiye’ye yönelik en büyük tehditlerin başında olan PKK konusunda, müttefikliğin gereğini yerine getirmeyip Ankara ile dayanışma içerisinde olmayan ABD ve Avrupa ülkeleriyle hangi düzlemde rasyonel bir ilişki kurulabilir?

Almanya, Fransa ve Belçika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yapılan gösterilerde PKK mensupları serbestçe Öcalan posterleri taşıyabiliyorken, PKK örgütü Türkiye’deki sivilleri ve güvenlik görevlilerini hedef alan saldırılarını sürdürürken bu örgüt mensuplarının Avrupa’da Türkiye’nin bölünmesi için propaganda yapmalarına izin veriliyorsa bu ülkelerle rasyonel bir ilişki nasıl kurulabilir?

Türkiye’nin 65 yıllık müttefiki ABD, PKK’nın Suriye kolu olan PYD/YPG’yi ağır silahlar dâhil olmak üzere her türlü silahla teçhiz ediyor ve Ankara’nın bu konudaki itirazlarını kulak ardı ediyorsa Washington’la sağlıklı bir ilişki kurulması mümkün olabilir mi?

1999 yılından beri Pensilvanya’da barındırdığı Fetullah Gülen’in başında olduğu FETÖ tarafından kalkışılan darbe girişimini birlikte planlayan ABD’deki Türkiye karşıtı lobiye sahip çıkmaya devam eden Amerikan yönetimiyle rasyonel bir ilişki yürütülebilir mi?

Kendisinin İran’a karşı koyduğu yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle, yine kendisinin Tahran yönetimiyle anlaşıp bu yaptırımları kaldırdığı bir dönemde ülkesine seyahat eden Halkbank Genel Müdür Yardımcısını hukuksuz bir şekilde tutuklayan, buna karşılık Türkiye’de yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Amerikan Konsolosluğu çalışanı Türk vatandaşının serbest bırakılması için vize işlemlerini durdurmak gibi ağır bir diplomatik yaptırım kararıyla Ankara’ya baskı uygulayan ABD ile rasyonel bir ilişki mümkün mü?

“Ben senin üst düzey bürokratını uluslararası hukuka aykırı bir şekilde istediğim gibi tutuklarım, ancak senin ülkendeki konsolosluğumda çalışan senin vatandaşların bile diplomatik dokunulmazlığa sahip olmasalar da benim korumam altındadır, onları tutuklayamazsın” tavrı içerisindeki Amerika’daki Türkiye karşıtı lobinin ABD’nin Türkiye politikasını ipoteği altında tutmasına izin veren Washington yönetimiyle nasıl sağlıklı bir ilişki kurulabilir?

Türkiye’nin güvenliği için büyük bir tehdit olarak görülen FETÖ mensuplarının iadesine yanaşmayarak ve onlara her türlü korumayı sağlayarak Ankara’ya, bu örgütü Türkiye’ye karşı bir dış politika aracı olarak kullanmaya devam edeceği mesajı veren ABD ve Almanya ile rasyonel bir ilişki kurmak ne kadar mümkün olabilir?

Kendi ülkesindeki ve Türkiye’deki Kürtleri ve Alevileri Türkiye’ye karşı nüfuz politikasının bir aracı olarak örgütlemeye çalışan Almanya ile sağlıklı bir ilişki kurulabilir mi?

Türkiye’de demokratik seçimlerle gelen iktidarları, kendi çıkarlarını rahatsız edecek politikalara yöneldiklerinde, darbelerle deviren ve en son 15 Temmuz’da bu yönde girişimde bulunan Batılı ülkelerle nasıl rasyonel bir ilişki geliştirilebilir?

Benzer soruların Batı’da da farklı şekillerde sorulduğuna kuşku yok.

Onlar da “yakın zamana kadar Batı yörüngesinde tutmakta zorlanmadığımız Türkiye’nin ekseni neden kayıyor?”, “Eskiden ekseni kayan Türkiye’yi yörüngesine oturtmak için son çare olarak başvurduğumuz darbe başarılı oluyordu, şimdi neden olmadı” diye soruyorlar.

“Türkiye’yi ısrarla Batı yörüngesine oturtmaya çalışmamız daha fazla Batı’dan uzaklaşmasına neden oluyor, onu olduğu gibi kabul edip, karşılıklı egemenliğe saygı ve eşitliğe dayalı bir ilişki kurmaya yönelsek daha mı doğru olur” sorusunu sormaya başladıklarında Türkiye’nin Batı ile rasyonel bir ilişki kurması mümkün olacaktır.

[Türkiye Gazetesi, 21 Ekim 2017].