SETA > Yorum |

The Istanbul Forum

Başbakan Erdoğan: Barışın hakim olacağı bir Orta Doğu hedefliyoruz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Stratejik İletişim Merkezi (STRATİM) ve Alman Marshall Fonu’nun birlikte organize ettiği "Dünya Siyasetinde Orta Doğu: Sorunlu Bölgede Güvenlik Arayışı" konulu 1. İstanbul Forumu açılışına katıldı. Konferansın açılışında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, bu çapta bir konferans için Türkiye ve İstanbul’un seçilmiş olmasının son derece önemli olduğunu belirterek, bu önemli konferansa katkılarından dolayı SETA’ya teşekkür etti. 

Türkiye küresel barışa hizmet ediyor Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında İstanbul'un, dünyanın 5 kıtasından esintilerinin hissedileceği bir kent olduğu hatırlatmasını yaparak, İstanbul'un, dünya barışı için, birbirini anlama, önyargıların giderilmesi için büyük bir fırsat olduğunu söyledi. Ulusal, bölgesel ve küresel sorunlar arasındaki mesafelerin azalmasının, sorunları iç içe geçirdiğini, küresel sorunların, küresel ölçekli çözümleri zorunlu kıldığına dikkat çeken Başbakan, "Sorunlardan hiçbiri, altından kalkılamayacak sorunlar değildir. Yeni bir anlayışa yeni bir düzene ihtiyacımız var. Bu küresel düzen, herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören bir düzen olmak zorundadır." Dedi. Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel ve hukuk noktasında bölgesel ve küresel barış için son dönemde katkılarını arttırdığını dile getiren Erdoğan, "Türkiye, adil, paylaşımcı ve herkesi kucaklayan siyaset anlayışını kendi bölgesinde başarıyla uyguluyor. Komşularla sıfır problem politikası olarak ifade ettiğimiz bu yaklaşım sayesinde bütün komşularıyla sorunlarını çözüm yoluna koymuş, ilişkilerini son derece iyi bir noktaya getirmiştir. Bölgemizdeki sorunlar aynı zamanda küresel sonuçları olan ve herkesi ilgilendiren sorunlardır. Bölgede izlediğimiz yapıcı ve barışçı politika sadece bölgesel değil aynı zamanda küresel barışa hizmet ediyor." Dedi. Bölgenin istikrarını etkileyen sorunlarla ilelebet yaşamak istemediklerini belirten Erdoğan, "Çatışmaların değil barışın, korkunun değil güvenin, terör ve şiddetin değil huzurun, açlığın değil refahın hakim olacağı bir Orta Doğu inşa etmeyi hedefliyoruz." dedi.

Türkiye’nin ekonomik etkisi, gayri safi milli hâsılasının çok ötesinde Türkiye'nin ekonomik etki alanının, gayri safi milli hâsılasının çok ötesinde potansiyele sahip olduğunu da vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, Balkanlardan, Orta Doğu'ya, Kafkaslara, Orta Asya'ya ulaşan ekonomi havzası ile dünya ekonomisinde önemli yerde durduğunu ve önemli ekonomik aktörlerinden biri haline getirdiğini söyledi.

Orta Doğu’da barış dış müdahalelerle tesis edilemez Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin Orta Doğu’da demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak, bunu hazmetmiş bir ülke olarak bu havzada yapacağı çok şeyler olduğunu söyledi. Türkiye’nin AB’ye yük olacağını iddia edenlerin aksine Türkiye’nin bölgeye yapacağı katkıların göz ardı edildiğini belirten Başbakan Erdoğan: “Türkiye AB'ye yük olmaya değil, AB'den yük almaya aday güçlü ülkelerden biridir. Son yıllarda bu alanda büyük bir dinamizm yaşandığını da görmek zorundayız. Kalkınma fırsatı elinde olan ülkeler silsilesi burası. Ama önü kesilen ülkelerde Orta Doğu. Kendi haline bırakılsa bile sıçrama yapabilecek bir bölgeyi yok farz edemeyiz. Bu bölgenin genç nüfusu, kültür mozaiği, Orta Doğu insanlık tarihine çok önemli katkılar yapılmıştır. Bunlar yok sayıldığı gibi yok edilmeye çalışılıyor. İnsanlığın ilerleyişine adeta yön vermiştir. Tarım burada, sanat, bilim teknolojinin temelleri burada atılmıştır. Orta Doğu 3 semavi dininde beşiğidir. Biz bu bölgenin yeniden bir kültür bilim sanat barış ve huzur havzası haline gelmesini arzuluyoruz” dedi.

Dış ülkelerin müdahaleleri ile Orta Doğu'da barışın tesis edilemeyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, Dışarıdan başkalarının müdahale ederek sorunları çözecekleri yerine bölge ülkelerinin kendi meselelerini kendilerinin çözmelerinin fevkalade önemli olduğunu belirtti. Erdoğan: “Dışarıdan müdahale buralara destek anlamında olacaksa bu takdire layıktır. Ancak bu zafiyete yön tutacaksa bu kabullenemez.” dedi. Türkiye’nin terör ve şiddetin değil, huzurun, refahın hazır olduğu bir Orta Doğu inşa etmek istediğine dikkat çekti. 

Türkiye’nin Orta Doğu vizyonununda ilk halkayı komşular oluşturuyor Bölgemizde ülkelerin önemli ortak paydalarından birinin Türkiye’ye duyulan güven olduğunu belirten Erdoğan: “Herkesin bunu duyma ihtimali yok biz buna da saygı gösteririz. Son 7 yılda attığımız adımlar bunun çok açık net ispatıdır. Bu durum Türkiye'nin bölgede oynadığı yapıcı dış siyaseti aranır hale getirmiştir. Bölge ülkeleri ile ortak tarihimiz ve asırlar boyunca harmanlanmış kültürel özelliklerimiz işbirliğimizi sağlam temeller oluşturuyor.” Dedi. Türkiye’nin Orta Doğu'ya yönelik vizyonunda ilk halkayı komşuların oluşturduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bu politikaya Suriye ile Türkiye ilişkilerinin geldiği noktayı örnek gösterdi.

Irak’taki temaslarına da değinen Erdoğan, Irak'ta güvenlik, terörle mücadele, çevre, orman, enerji, tarım gibi alanlarda 48 adet protokol imzaladığını söyledi. Başbakan Erdoğan, bu sürecin sadece Irak ve ülkemize değil, bölgemizin güvenlik refah ve istikrarına da olumlu katkı yapacağını belirtti. Irak'ın geleceği üç etkene bağlı olduğunu dikkat çeken Erdoğan, bu etkenleri: Terör ortamından güvenlik ortamına geçilmesi, Irak'ın altyapı olarak yeniden inşa edilmesi ve halkın refahının sağlanması olarak sıraladı.

Filistin sorunu çözülmeden Orta Doğu’da barış tesis edilemez Filistin'in Orta Doğu'daki sorunların merkezinde yer aldığını ve bu mesele çözülmeden Orta Doğu'da kalıcı barışın tesis edilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, Gazze'ye yönelik operasyonların üzerinden 9 ay geçtiği halde yaşanan trajedinin yaralarının sarılmadığına dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, Gazze Şeridi üzerindeki ablukanın kaldırılması ve uluslararası toplumun bu yöndeki taahhütlerini yerine getirmesi çağrısında bulundu.

Erdoğan: Bölgemizde nükleer silah da kitle imha silahı da istemiyoruz Türkiye’nin İran ile ilişkilerini geliştirmekte kararlı olduğunu belirten Başbakan, İran’ın bölgenin önemli bir ülkesi olduğuna dikkat çekti. Erdoğan: "İran'ın nükleer programı konusunda uluslararası kamuoyunda mevcut olan endişenin giderilmesi gerektiğine kesinlikle inanıyoruz." dedi. Bununla birlikte İran'ın barışçıl amaçlarla nükleer enerjiden faydalanma hakkının da tartışma konusu yapılamayacağının söyledi. Erdoğan, şunları söyledi: "Nükleer silahlar konusunda bizim Türkiye olarak tavrımız son derece nettir. Biz nükleer silahlardan tamamen arındırılmış bir bölgede yaşamak istiyoruz. Biz bölgemizde nükleer silah da kitle imha silahı da istemiyoruz."

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin bölgenin güçlü ve hızla gelişen bir ülkesi olduğunu ve adil bir kalkınmadan başka hiçbir hedef taşımadığını belirterek, “Biz kılı kırk yararak ufkumuzu belirledik tespitimizi yaptık.” Dedi. Erdoğan, Filistin meselesi devam ederken Gazze'nin enkazı orada dururken Orta Doğu’da barışın tesis edilemeyeceğini de yineledi. Irak'ın yaralarını sarmadan istikrarı tesis edilemeyeceğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan: “Irak'taki dul bayanların sayısı 1 milyonun üzerinde. Biz buna bir çözüm aradık mı? Acaba bu bir milyon dul bayan bundan sonraki huzur dolu geleceğini nasıl bina edecek. Burada bizim sorumluluğumuz yok mu? Acaba böyle durabilir miyiz? Bunların üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine inanıyorum.” dedi.

Bölgede sorunlar ve çözümler net Terörün dini, milleti, ırkı ve vatanı olamayacağını belirten Erdoğan, teröre karşı ortak bir platform oluşturulmadığı sürece insanlığın küresel terörü beslemeye devam edeceğini söyledi. Bölgenin sorularının son derece net olduğuna bir o kadar da çözümlerin de son derece net olduğuna dikkat çeken Başbakan, birbirimize şüphe ile bakılmaması gerektiğini hatırlatarak şöyle dedi: “Eğer birbirimize şüphe ile bakarsak bu sorunlar çözülemez. Yeter ki birbirimize inanalım, güvenelim. Tarih boyunca olduğu gibi bugünde bir ve beraber olalım. Bunu dışarıdan biri gelip çözmesin. Ben bu noktada umutlu olduğumu belirtmek istiyorum.”  

İstanbul Forum programı

'Dünya Siyaseti'nde Orta Doğu' başlıklı panele ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Robert Wexler, Alman Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü'nden Volker Perthes, Başbakanlık Danışmanı İbrahim Kalın, Carnegie Düşünce Kuruluşu'ndan Paul Salem konuşmacı olarak yer aldı. Forumda, 'Türkiye'nin Komşuluk Politikası ve Orta Doğu' konu başlıklı bölümde ise konuşmacı olarak Michael Thumann (Die Zeit), AK Parti Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, Muhammed Nureddin (Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve Ian Lesser (Alman Marshall Fonu) katıldı. 'Orta Doğu'da İran' başlıklı oturum ise Bülent Aras'ın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya Hillary Mann Leverett (STRATEGA), Nazenin Ansari (Yabancı Gazeteciler Birliği), Burak Akçapar (Dışişleri Bakanlığı), Ruprecht Polenz (Alman Federal Meclisi) konuşmacı olarak katıldı. 'Çekilmeden Sonra Irak: Sırada Ne Var?' konulu oturum ise SETA Genel Koordinatörü Taha Özhan'ın moderatörlüğünde Safeen Dizayee (Bölgesel Kürt Hükümeti), Haitham Remdhan Aljabori (Babylon Üniversitesi), Henri Barkey (CEIP, Lehigh Üniversitesi) ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Orta Doğu danışmanı Erşad Hürmüzlü'nün katılımıyla gerçekleştirildi. 'İsrail - Filistin: Gazze, İki Devlet ve Diğerleri' konulu toplantıya ise konuşmacı olarak Filistin Kurtuluş Örgütü'nden Nebil Shaat, Jon Alterman (Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi), Shlomo Brom (ABD Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü), Max Rodenbeck (The Economist) konuşmacı olarak bulundu. Toplantının son oturumunda ise 'Orta Doğu'da Zorlu Etmenleri Devreye Sokmak' konu başlığı ile gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı olarak Gazateci Cengiz Çandar'ın yanı sıra Flynt Leverett (New America Foundation), Ezzedine Choukry Fishere (Kahire Amerikan Üniversitesi) ve Alastair Crooke (Conflicts Forum) katıldı.

Forum ile ilgili detaylı bilgi için: www.theistanbulforum.com