Muhalefetin en büyük motivasyonun Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı olduğunu biliyoruz. CHP'si, İYİ Parti'si, DEVA'sı, GP'si, HDP'si, SP'si, PKK'sı, DHKP-C'si ve diğerleri... Hepsini bir araya getiren Erdoğan'a karşı hissettikleri düşmanlık. Terör örgütleri Erdoğan döneminde belleri kırıldığı için düşman.
Terörün siyasi uzantısı olan HDP gibi partiler de dağdan aldıkları emir o yönde olduğu için. CHP, İYİ Parti, DEVA, GP ise ancak bunların desteği ile Erdoğan'ı yenebiliriz diye düşman. Erdoğan düşmanlığından nedneiyle PKK ve DHKP-C ile aynı çizgide yer almaktan utanmıyorlar, sıkılmıyorlar.
Tabanlarına da "mecburuz" mesajı veriyorlar.
Millet İttifakı denilen garip ittifakın da, tüm ittifakın HDP ile girdiği örtük ilişkinin de, HDP'li milletvekillerinin İYİ Partilileri "bizim sayemizde o sıralarda oturuyorsunuz" diye çocuk gibi azarlamasının da arkaplanda aynı düşünce var; Erdoğan'ı devirmek için HDP'ye mecburuz. Dolayısıyla ses edemeyiz.
Ancak insan garip bir yaratık.
Taktik icabı yaptığı ve yapmadığı şeyler, taktığı maskeler, büründüğü roller bir müddet sonra alışkanlığa sonra da karaktere dönüşebiliyor.
Yani taktik icabı PKK'ya çok ses çıkartmamak, "siyasi bir partidir" diyerek HDP'yı meşrulaştırmaya çalışmak çok tehlikeli. Zamanla alışkanlığa ve daha sonra da huya dönüşüyor. Bugün tam olarak bunu görüyoruz. Maalesef bazı siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, meşhurlar PKK'lı olmadıkları halde PKK'lıya dönüşmüş durumdalar. Önce Erdoğan düşmanlığı sayesinde PKK ile aynı yerde hizalandılar, sonra PKK'nın cinayetlerine taktik icabı ses etmemeye başladılar, şimdi de PKK'lıya dönüştüler.
Söylediklerim size abartılı geliyorsa PKK'nın Hatay'da başlattığı orman yangınlarına verilen tepkilere bir bakın isterseniz. Bir iki ürkek, PKK'nın adını anmayan, terörü ve teröristi açık şekilde lanetlemeyen, suçu hükümetin yani Erdoğan'ın üzerine atmaya çalışan "yangınlar neden hala söndürülemedi?" tepkisinden başka bir şey söylediler mi? Bu cılız tepkiyi de kamuoyu baskısında borçluyuz.
"PKK'nın çıkardığı orman yangınlarını neden görmezden geliyorsunuz?" sorusu yüksek sesle sorulmaasaydı o tepkiyi de vermeyeceklerdi. Susacaklar, "bizim çocukların vardır bir bildiği" deyip geçeceklerdi.
Gelinen nokta ortada;
PKK'nın cinayetleri karşısında susmak, HDP'yi meşrulaştırmak, şiddete karşı çıkmamak, bu ülkeyi savunmamak için ek bir motivasyona ihtiyaç duymuyorlar.
PKK'lılar kadar bu ülkenin düşmanı oldular. Ormanlarımız yanınca ciğerlerine ateş düşmüyor, siviller ölünce acıdan nefesleri kesilmiyor, askerimiz şehit olunca öfkeden çılgına dönmüyorlar, şehirlerimiz yıkılınca moralleri bile bozulmuyor.
AK Parti iktidarı son bulsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefet lideri olsa bile bu tutumları değişmeyecekler. Artık çizgiyi geçtiler. Taktikleri karakterleri oldu.
Bu ülkenin değil terörün çocukları oldular. Hatay'daki yangınları çıkartan "ateşin çocukları"na dönüştüler.
[Takvim, 12 Ekim 2020]