Tüm dünyada orta sınıfların tepkisel oy kullandıklarını konuşuyoruz. Ama tepkinin neye karşı olduğu konusunda yeterince tartışma yok gibi. Kimisi gençlerin tepkisel oy kullandıklarından bahsediyor. Kimisi gençlerin daha fazla özgürlük istediğini düşünüyor. Kimisi orta sınıfların işsizlikten ve refah düzeyinin düşmüş olmasından rahatsız olduğunu düşünüyor. Bunların çoğu gelişigüzel kullanılan değerlendirmeler ve biraz da gereksiz genellemeler. Mesela ben gençlerin gerçekten ne istediğini çok tespit edebilmiş değilim. İşin aslı onların da ne istediğini çok bildiklerini düşünmüyorum. Veya orta sınıfların refah seviyesinin eskisine oranla düşük olduğunu da zannetmem. Aksine orta sınıflar tüm dünyada gayet müreffeh bir yaşam sürüyor bile diyebiliriz. Mesela daha fazla özgürlük istediğini düşündüğünüz gençler daha milliyetçi bir tutum takınıyor. Normalde milliyetçilik daha ziyade görev ve sorumlulukları ifade ederken liberalizm özgürlükleri genişletmeye odaklanır. Ancak daha fazla özgürlük isteği içinde olduğunu söyleyen gençler aynı zamanda daha küresel karşıtı ve hatta bazen yabancı düşmanlığına dahi varabilecek bir milliyetçiliğe yöneliyor. Mesela refah seviyesinin düştüğünden şikâyet eden insanların harcamalarının hiç de azalmadığını görüyoruz. Aksine alışveriş çılgınlığı en yüksek düzeyde devam ediyor. Tam da bu yüzden dünyadaki tepkisel hareketlerin belli bir arayış çerçevesinde olmadığını sadece bazı aktör ve faktörlere yönelik bir tepki olduğunu ve yerine ne koymak istediğine dair belli bir kanaati olmadığını düşünüyorum. Asıl tepki insanların karşılayamadıkları beklentilerine. Liberal dünyanın içinde inançları şekillenen insanların beklentileri çok yüksekti. Ancak bu beklentilere sadece az sayıda aktör ulaşabildi. Ve küresel sermaye öylesine bir tekele dönüşüyor ki, toplumun neredeyse tüm diğer grupları sadece tüketici konumuna düşüyor. Doksanlı yıllarda veya 2000'li yıllarda işletme okuyup büyük pazarlamacı olma hayali kuran insanların hepsi bugün kendini boşa çıkmış gibi görüyor. Çünkü dünyada reklam, pazarlama, satış gibi işlemlerin neredeyse tamamı artık küresel oyuncular tarafından bölüşülmüş durumda. Orta sınıf beyaz yakalılar hayal kırıklığı içinde. Hem kendini eğitimli ve değerli hissediyor hem de mavi yakalı muamelesi görüyor. İşte bu nedenle öfkeli. Neye oy verdiğinin bir önemi yok. Birilerinden intikam almak istiyor. Bu da şimdilik popülizmin yükselişi gibi görünüyor ama uzun vadede bu tepki doğru adresini bulacak küresel şirketlere karşı yönelecektir. Her neresinden bakarsanız bakın liberalizm dünyayı fazla zorladı. Şimdi tüm dünyada büyük kalabalıklar yerli ve milli unsurlara dönüş yapacak gibi.
[Sabah, 4 Haziran 2019].