CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, geçen hafta yaptığı bir mitingde başörtüsü ve muhafazakar seçmen ile bir probleminin olmadığını iddia etti.
Söz konusu açıklama aynen şöyle: "Benim kız kardeşim 40 senedir başörtüsü takıyor. Size 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak söz veriyorum bu konu kapanmıştır. İster sokakta ister evde ister devlette tak nerede istiyorsan orada tak".
Peki muhafazakar seçmen bu açıklamaya inandı mı? Zira hem CHP'nin parti olarak bu konudaki tutumu, hem de Muharrem İnce'nin geçmişi bu açıklamayı açıkça yalanlıyor.
Zira CHP'nin tarihi söz konusu din ve dindarlar olduğunda yüzlerce anti demokratik uygulama ve yasağı sonuna kadar cansiparane bir şekilde savunmasının örnekleri ile dolu.
Başörtüsü yasağının kaldırılması yahut İmam Hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılması konusunda sonuna kadar direnen de, meclisten yasalar geçer geçmez Anayasa mahkemesine koşan da CHP'nin ta kendisi.
İşin aslı CHP muhafazakar seçmenin hafızasında muhafazakarların hakkı ve hukuku ile ilgili attığı olumlu bir tane adım ile bile yer edinebilmiş değil.
Muharrem İnce de aynı şekilde mecliste başörtüsü yasağını İslamofobik söylemlerle sonuna kadar savunmuş bir milletvekili olarak kayıtlara geçmiş durumda.
2008 yılında başörtüsü yasağının kaldırılması ile ilgili düzenlemeye "kadınların başını kapatacağınıza erkeklerin gözlerin kapatın" gibi saçma sapan bir argümanla itiraz eden de Muharrem İnce, 2013 yılında hükümetin temel eğitim kurumlarında başörtüsünü serbest bırakma kararını "Cumhuriyet'e meydan okumak" olarak nitelendiren de Muharrem İnce.
Dolayısıyla bu açıklama CHP'nin ve Muharrem İnce'nin geçmişi göz önünde bulundurulduğunda hiç de inandırıcı değil.
Zaten İnce'nin aynı mitingde başörtüsü konusunda yaptığı açıklamanın hemen ardından "gençleri tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim" açıklamasını yapması başörtüsü ile ilgili yaptığı açıklamanın seçmeni çocuk yerine koyup kandırmaya yönelik taktiksel bir açıklamadan ibaret olduğunu ortaya koyuyor.
Zira İnce'nin "gençlere yeni yurtlar inşa edeceğiz" gibi nötr bir açıklama yerine doğrudan farklı cemaatlere ve STK'lara ait yurtları gayri meşru gibi gösteren bir açıklama yapmış olması CHP ve İnce'nin dine ve muhafazakarlara bakışında değişen çok da bir şey olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
Dolayısıyla CHP'nin muhafazakar seçmeni ikna etmesi için kendi tarihi ve söylemleri ile sahici bir hesaplaşma yapmadan gerçekleştirmesi mümkün gözükmüyor.
CHP'nin muhafazakar seçmen ve dinle sahici bir şekilde barışmadığı ve uluslararası konjonktürün de başörtüsü yasağı konusunda oldukça uygun olduğu bir dönemde Türkiye'de başörtüsü yasağının yeniden gündeme gelmesi hiç de sanıldığı kadar zor değil. Bu iki konuyu ise önümüzdeki yazılarda açalım.
[Fikriyat, 20 Mayıs 2018].