SETA > Yorum |
Kendi Mirasıyla İktidarda Yüzleşmek

Kendi Mirasıyla İktidarda Yüzleşmek

AK Parti'nin zor bir iktidar deneyimi yaşadığını tespit etmeliyiz. Bu parti hem Kemalist düzenin isteyerek ya da istemeyerek ürettiği her türlü vesayeti aşmak hem de kalkınmayı ve demokratikleşmeyi sağlamak mecburiyetinde.

Herkese nasip olmuyor yapıp ettikleriyle yüzleÅŸerek yenilenebilmek. Mirası ile yüzleÅŸen aktör, siyasi partiler olunca bu daha da zor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye siyasetinde iki siyasi parti diÄŸerleri ile karşılaÅŸtırılamaz bir ehemmiyete sahip: CHP ve AK Parti.

Kemalist düzenin kurucu aktörü olarak CHP, Cumhuriyet'i kurarken eski rejim ilan ettiÄŸi Osmanlı devletinin mirası ile hesaplaÅŸtı. Ulus -devlet sistemine entegrasyonu hedefleyen Tek Parti dönemi uygulamaları aslın- da hesaplaÅŸmanın sonucuydu. Yeni bir devlet, toplum ve birey yaratmak isteyen CHP, uyguladığı modernleÅŸme projesi ile aynı zamanda yeni sorunlar da üretti. Tek tip kimlik arayışı güvenlikçi politikalarla ve bunlara verilen tepkilerle sonuçlandı.

Kürt milliyetçiliÄŸi, Alevicilik ve Ä°slamcılık Kemalist projenin ürettiÄŸi yeni siyasal sisteme entegre edemediÄŸi muhalefet hareketleri olarak tebarüz etti. Serbest Fırka ve Demokrat Parti deneyimleri CHP'nin iktidarda iken kendi mirasıyla yüzleÅŸme dönemleri olarak okunabilir.

Yapılması gereken çetin bir ÅŸeydi: kendi yaptıklarını da sigaya çekerek yenilenmek ve oluÅŸan muhalefeti eklemleyebilmek. Kendi baÅŸardıklarından beslenen yeni siyasallıkları entegre edecek bir siyasal alanı üretebilmek. CHP bütün bu yüzleÅŸme anlarından baÅŸarısızlıkla çıktı ve dönüÅŸemedi. CHP'nin lehine gibi görünen darbeler aslında CHP'nin yenilenme ÅŸansını yitirmesi ile neticelendi. Ortanın solu dönüÅŸümünün baÅŸarısını da 1970'li yılların radikalliÄŸi ve 1980 darbesi engelledi. Sonrasında ise CHP, Kemalist muhafazakâr anafordan bir türlü kurtulamadı. Kendi ürettiÄŸi anafordan çıkış yolu bulamadı.

Sözgelimi bugün CHP, Alevilik konusunda bile hâlâ kendi mirasıyla yüzleÅŸmekte zorlanıyor. Yazımın başında iktidarda iken kendi mirası ile yüzleÅŸme fırsatına sahip parti olarak AK Parti'den de bahsettim. AK Parti'nin geleceÄŸini ANAP örneÄŸi ile tartışmak yaygın iken ben niçin birbirinin zıddı olan bu iki partiyi bir arada anıyorum? Ä°ki sebeple: Ä°lki, her ikisi de uyguladıkları politikaların sonuçlarıyla yüzleÅŸecek kadar iktidarda bulundular. Ä°kincisi, her iki partinin getirdiÄŸi deÄŸiÅŸimlerin devrimsel etkileri oldu siyasal hayatımızda. Yani yeni bir düzen kuracak ve sonuçlarını devÅŸirebilecek bir fırsatı yakaladılar.

Ä°ktidarda on ikinci yılını dolduran ve yeni Türkiye projesini hayata geçirmeye çalışan AK Parti bugünlerde farklı muhalif kesimlerce kendi icraatıyla yüzleÅŸmeye çağırılıyor. Önümüzdeki on yıl daha iktidarda olması muhtemel olan AK Parti'nin "sonunu kendi yarattığı orta sınıfların" hazırlayacağı tezi buna bir örnek. DiÄŸer siyasi aktörlere yakın gelecekte iktidar umudu tanımayan bu tezin temel varsayımı ÅŸudur: AK Parti iktidarda iken kendi icraatıyla yüzleÅŸemeyecek.

AK Parti'nin zor bir iktidar deneyimi yaÅŸadığını tespit etmeliyiz. Bu parti hem Kemalist düzenin isteyerek ya da istemeyerek ürettiÄŸi her türlü vesayeti aÅŸmak hem de kalkınmayı ve demokratikleÅŸmeyi saÄŸlamak mecburiyetinde. Åžimdi yeni bir sınavla daha yüzleÅŸerek kendi güçlendirdiÄŸi aktörlerin farklılaÅŸan ve bazen çatışan taleplerini yönetmek durumunda. AK Parti vizyonunu yenileyerek yeni nesillere aktarma meydan okumasıyla karşı karşıya.

CHP'nin yapamadığını AK Parti yapabilir mi? Demokratik tercihlerin sonucu olan AK Parti iktidarının etkin ve katılımcı bir liderlikle bu konularla yüzleÅŸmesi pek ala mümkün.

[Sabah, 28 Kasım 2014]