SETA > Yorum |

Dindarlar "Tek Parti Dönemi Endişesi" mi Taşıyor?

AK Parti-Gülen Hareketi arasındaki mücadele islami aktörlerin kendi sınırlarını, zaaflarını ve farklılaşmalarını tanımaları açısından dönüştürücü bir tecrübe oldu. Dindarlık iddiasının neleri temsil edemediği görüldü.

Türkiye'de siyaseti açıklayan en "güvenlikli" kavramlaÅŸtırma sürekliliÄŸe vurgu yapmaktır. Ne de olsa gök kubbenin altında yeni gibi görünen birçok ÅŸey "eskinin yeni halleridir." Konu tarikat ve cemaatlerin iktidarla iliÅŸkisi ise bunu tarihsel baÄŸlamda ele almak genelleme yapma imkânı tanır.

Güncel kapışmaların toz dumanına karışmadan olguları derin bir perspektifle sunmayı kolaylaÅŸtırır. Türkiye'de Ä°slamcılığın tarihinin yazılmasına en büyük katkıyı saÄŸlayan Ä°smail Kara'nın çalışmaları bu minvalde temayüz etmiÅŸtir. Son dönemde verdiÄŸi mülakatlarla AK Parti-Gülen Hareketi arasındaki mücadeleye bakışını özetleyen Kara'nın süreklilik vurgusuyla yaptığı genellemelerin tartışılması gerektiÄŸi kanaatindeyim. Zira dini grupların Cumhuriyet döneminde devletle iliÅŸkisi sürekliliÄŸin yanı sıra önemli sıçramaları, farklılaÅŸmaları içeren bir hikâyedir.

Kendini Ä°slamcı olarak nitelemeyen bu iki aktörün yaÅŸadığı iktidar kavgası sadece Ä°slami hareket için deÄŸil ülkemizdeki din -devlet iliÅŸkileri açısından da yeni bir dönemdir. Uzun dönemli bakıldığında bu kavga hem fakirleÅŸtirici hem de zenginleÅŸtirici etkiler taşımaktadır.

Ä°slami aktörlerin kendi sınırlarını, zaaflarını ve farklılaÅŸmalarını tanımaları açısından dönüÅŸtürücü bir tecrübe oldu. Dindarlık iddiasının neleri temsil edemediÄŸi görüldü.

***

Dini grupların devletle iliÅŸkisi aşılması zor bir çeliÅŸki taşır. Bu çeliÅŸkinin bir yanı devletle bütünleÅŸme ile otonomisini korumak arasındadır.

Ä°ktidarı kullanan, imkânlarından faydalansa da zaman içinde dini neÅŸvesini kaybeder.

Bu kayıp, sivil toplumun alanında yeni dini oluÅŸumlarla kendini telafi eder. ÇeliÅŸkinin diÄŸer yanı ise meÅŸruiyeti kabul edilmeyen bir rejimle nasıl mücadele edileceÄŸi noktasındadır. Dini gruplar iliÅŸkide bulundukları devletin nihai kertede kendilerine ait olduÄŸunu düÅŸündüler.

Ä°slami bir meÅŸruiyete sahip olmayan Kemalist rejim ise tashih edilmesi gereken geçici bir düzendi. Bu yüzden devleti deÄŸil rejimi karşılarına almışlardı. Tek parti döneminin laikçiliÄŸi sürdürülemeyecek ve demokratikleÅŸme sayesinde her geçen gün aşılabilecek bir marazaydı.

Ä°slami grupların ÅŸiddete bulaÅŸmamasında Türkiye'nin bu kendi özel Sünni yorumunun önemli bir katkısı mevcut.

Devlet- rejim arasında yapılan ayrımın Ä°ran devriminin etkisiyle ve Milli GörüÅŸ'ün sert Ä°slamcılığı ile zaman zaman bulanıklaÅŸtığını elbette söyleyebiliriz. Ancak Türkiye'deki Ä°slami grupların rejimle mücadelelerinin seyri "devleti ele geçirmek" için her ÅŸeyin mubah olduÄŸu aÅŸamasına varmadı. Parti siyasetinin imkânlarının sıklıkla vesayetle dengeleniyor olması bile Ä°slami grupların genel kütlesinin demokratik alanda tutunmasını engellemedi.

Gülen Hareketi'nin hali pür melali ise yeni bir tecrübedir. Kendisini en başından itibaren diÄŸer dini gruplardan çok yönlü ÅŸekilde ayrıştıran bu hareketin bugün verdiÄŸi mücadelenin "istisnailiÄŸi" görülmelidir. Bu istisnailik iktidar oyununu sonuna kadar götüren dini bir grubun yaÅŸadığı yozlaÅŸma ve radikalleÅŸmedir.

Bu hareket özel hayata yönelik yaptıklarıyla dini grupların bariz vasfı olarak görülen adalet ve emniyet hissini kaybettirmiÅŸtir.

Kara'nın yakıştıramadığı saldırgan "dil ve üslubun" arızi bir özellik olmaktan ziyade daha kapsamlı uluslararası stratejik ittifaklarla ve gayelerle baÄŸlantısı fark edilmelidir. Ayrıca, Kara'nın mülakatlarındaki en sıkıntılı yan ise, dini grupların "tek parti dönemi endiÅŸesi" taşıdığı tezidir. Bu tezin AK Parti'ye yönelik "otoriterleÅŸme" ve "28 Åžubat'tan beter" suçlamalarıyla benzerlik taşıması da ilginç.

Yine bu tez, dini grupların büyük çoÄŸunluÄŸunun Gülen Hareketi'ne karşı Hükümet'i niçin desteklediÄŸini de açıklamamaktadır.

Daha önemlisi, dini grupların Gülen Hareketi'nin devlet içindeki paralel yapılanmasından duyduÄŸu "tehlike" algısının somutpratik mikro tecrübelerden beslendiÄŸini de gözden kaçırıyor. Dolayısıyla, AK Parti- Gülen Hareketi mücadelesi hatasıyla sevabıyla dindarlar için yeni bir tecrübedir.

[Sabah, 7 Nisan 2015]