Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurulmuş bir örgüt olarak görevi gereği üyelerinin koronavirüs (Covid-19) ile mücadelesine ışık tutması gerekmektedir. Geçtiğimiz aylardan itibaren DSÖ’nün krizde oynadığı rolün yetersiz ve taraflı olduğuna ilişkin eleştiriler yoğunlaşmıştır. Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump olmak üzere birçok ülke lideri DSÖ’nün kriz sırasında gösterdiği performansı sorgulamaya başlamıştır. Bu analizde ABD’nin DSÖ’ye verdiği tepkinin kısaca iç ve dış politikadaki yansımalarına değinilerek örgüte yöneltilen eleştiriler açıklanıyor. Analiz eleştirileri iki başlık altında toplamaktadır: Birinci eleştiri DSÖ’nün Çin’den bağımsız bir şekilde krize karşı bazı kararları almakta geç kaldığına ilişkindir. DSÖ Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un Çin’e yakın tutumunun koronavirüsü acil durum ve pandemi ilan etme kararlarını alırken etkili olduğu belirtiliyor. DSÖ’ye yönelik getirilen ikinci eleştiri ise kurumun Tayvan ile herhangi bir ilişki kurmaktan kaçınmasına ilişkindir. DSÖ koronavirüs krizi sırasında Çin’in talebi üzerine Tayvan’a uluslararası alanda tanınırlık sağlayacak bir hamle yapmamaya özen göstermiştir. Fakat bu hamlelerden kaçınırken salgın ile global anlamda mücadeleden ödün vermiş ve DSÖ’nün iletişim kanallarını Çin lehine tıkamıştır.
18-19 Mayıs 2020’de sanal ortamda yapılan toplantıda DSÖ’nün bağımsız bir şekilde soruşturulması teklifi DSÖ Direktörü Dr. Tedros ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping dahil olmak üzere bütün ülkeler tarafından desteklendi. Çin’in soruşturma talebine olumlu cevap vermesi ve DSÖ’ye sağlanan fonları artırarak yapıcı bir tavır sergilemesi uluslararası arenada liderlik rolünü ABD’den almaya çalıştığını gösteriyor. Toplantıya bakan seviyesinde katılan Washington yönetimi ise DSÖ Direktörü Dr. Tedros’a toplantı sırasında bir mektup gönderdi. Başkan Trump Twitter üzerinden yayımladığı mektupta DSÖ otuz günlük süre içerisinde köklü değişime gitmeye söz vermediği takdirde ABD’nin sağladığı fonları kesmeyi ve ülkenin kurumdaki üyeliğini bitirmeyi düşündüğünü ifade etti. Trump’ın gönderdiği bu mektup Washington yönetiminin uluslararası örgütlere ve anlaşmalara karşı takındığı tutumu hatırlatıyor. Washington, İran nükleer anlaşmasında olduğu gibi kısa sürede anlaşmanın temelini oluşturacak hususlarda ciddi değişiklikler yapılması talebinde bulunuyor ve bu talep yerine getirilmediği takdirde ABD’nin anlaşmadan çekilmesiyle tehdit ediyor. DSÖ’de görüldüğü gibi Washington yönetiminin bu tutumu Tayvan’ın DSÖ’de temsil edilmesi gibi ABD’nin savunduğu konuların tartışılmasını gölgede bırakırken bu konuların ABD’nin çıkarları doğrultusunda çözülmesini arka plana atıyor. ABD yönetiminin DSÖ’ye yaklaşımı genel olarak çok taraflı uluslararası kurumlarda takındığı tavrın bir örneğini oluşturuyor ve bu yaklaşım ise koronavirüsle mücadeleye zarar veriyor.
Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.
.