28 Kasım 1978, PKK’nın kuruluş tarihi olarak kabul edilir. Bu tarihte Abdullah Öcalan ve arkadaşları, Diyarbakır’ın Fis köyünde bir evde toplanarak örgütü kurdular. Sekiz ay sonra devlete sadık Bucak aşireti lideri ve aynı zamanda milletvekili olan Mehmet Celal Bucak’a düzenledikleri bir suikast girişimiyle de “resmi” kuruluşlarını ilan ettiler. Kuruluş bildirilerinde, sömürgecilik ve proletarya enternasyonalizminin yanı sıra “bağımsız Kürdistan” konusunu da ele almışlardı. Bu tarihten günümüze kadar PKK ile Türk solu arasında gelgitli ilişkiler hep var oldu. Ancak Öcalan’ın Türk solu ile ilişkisi daha eskiye dayanıyor.
Türk solunun en kitlesel dönemi olan 1960 ve 70'lerde, sol gruplar büyük gösteriler, sendikalar grevler düzenliyor, işçi hareketleri kitleselleşiyordu. Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) içinden çıkan bazı gençler de silahlı örgütler kurarak terör eylemlerine başvurmaya başlamışlardı. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya gibi figürler bu dönemin ürünleriydi. Gençler, ABD’ye karşı Küba ve Vietnam direnişlerinden de etkilenerek Lübnan'daki kamplarda silahlı eğitimden geçip Türkiye'ye döndüler.
İşin içine silah girince banka soymalar, adam kaçırmalar, insan öldürmeler devri başladı. Sağ-sol çatışmasının da ortaya çıktığı bu dönem, 1971 muhtırasıyla kapandı. Yasadışı sol örgüt liderleri öldürüldü, tutuklandı, idam edildi. TİP kapatıldı. Kaçabilenler Avrupa'ya sığındı.
Bu sırada Öcalan, İstanbul'da üniversite sınavlarına hazırlanan, 20'li yaşlarının başında bir tapu kadastro memuruydu. Ankara'ya taşınıp Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptırmasıyla birlikte siyasi atmosferin içinde yer almaya başladı. O sırada 1971 muhtırası ilan edilmişti ve THKP-C önderi Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmesini protesto eden bir eylemde yakalanarak Mamak Cezaevi’ne kondu. Kendi anlatımlarında asıl siyasallaşmasının bu dönemde olduğunu, “cezaevinin kendisi için bir okul” haline geldiğini söyler...
Devamını Kriter sitesinde okumak için tıklayın: Türk Solunun PKK Aşkı