Hilal kurulunca işler hızlandı. Çember daraldıkça çökmeler yaşanıyor. Önce Rajo sonra Cinderesi saatler içinde ele geçirildi. Şimdi Türk askeri Afrin şehir merkezine yaklaşıyor. Büyük bir hızla. Operasyonun ilk günlerine kıyasla daha bir ivme kazandığı herkesin dikkatini çekiyor. İlk günler giriş noktaları göz önüne alındığında bazı sorular akla geliyordu. Acaba operasyon yavaş mı gidiyor? Sonra olması gerekenin bu olduğunu konuştuk. Mümkün olduğunca az kayıp vererek fakat emin adımlarla ilerleme sağlandığında terör örgütünün zaman içinde çökmeye başlayacağını öngörüyorduk. Yavaş başlamak yavaş gitmek anlamına gelmiyordu. Yavaş ve emin adımlarla başlayınca devamı hızlanmaya başladı. Maraton koşusu gibi gittikçe tempo artıyor. Bu durum özellikle Rajo ve Cinderes örneklerinde karşımıza çıktı. Öyle ya da böyle terör örgütünün bu iki merkezde direnmek isteyeceğini düşünüyorduk. Zira ikisi de Afrin şehir merkezi dışındaki en kritik merkezlerdi. Normal şartlarda çok zayıf bir direniş dahi günler alabilirdi. Her ne kadar Türk silahlı kuvvetleri üstün ateş yeteneğine ve şehir savaşı tecrübesine sahip olsa da sokakların ve evlerin temizlenmesi zaman alır. Ancak bu sefer öyle olmadı. Rajo üç saat gibi kısa bir sürede düştü. Rajo'nun en az iki katı büyüklüğündeki Cindres de saatler içinde düştü. Bu kadar çabuk ve sorunsuz düşmüş olması hem bir sevinç kaynağı oldu hem de kuşku uyandırdı. Şimdi herkes soruyor. Acaba çok kolay olmadı mı? Böyle olunca da taktik bir çekilme mi var sorusu akla geliyor. Acaba başka bir tuzak mı çıkacak karşımıza? Elimizde yeterli veri yok. Ancak görüntüye bakarsanız bu bir taktik çekilme değil. Aksine telaş içinde kaçıyorlar. Aksi taktirde Rajo ve Cindres'te taktik gereği biraz direniyormuş gibi yaparlardı. Daha da önemlisi merkezler terk edilmiş ancak tuzaklama bile yapılmamış. Hatırlarsanız DEAŞ'ın da terk etmek zorunda kaldığı merkezler olmuştu. Fakat DEAŞ özellikle planlı çekilme yaptığı yerlerde ciddi tuzaklar kurmuştu. Şehir merkezleri terk edildikten sonra bile uzun müddet askerlerimiz patlayıcı temizlemek zorunda kalmıştı. Fakat şimdi PYD öylesine telaşla kaçıyor ki, geride bıraktığı merkezleri tuzaklayacak kadar vakitleri bile yok. Alelacele geri doğru çekiliyorlar. Akılla değil içgüdüyle hareket ediyorlar. İçgüdüleri onları Afrin merkeze doğru kaçmaya itiyor. Bu karşı konulmaz bir psikolojik çöküntü. Bozgun zamanlarında ortaya çıkar. Elde kalan mühimmat ve terörist sayısı her ne olursa olsun, bu tür bir bozgun psikoloji gelip çöktüyse,kaçış kaçınılmaz olur. Bir taraf savaşı kazanmayı bir kenara bırakın sürdürme cesaretini bile yitirdiyse önünde hiçbir şey duramaz. İradesi kırılmış teröristler kendilerini son bir can havliyle Afrin merkeze doğru atıyorlar. Zaten şimdi bu çekilme bir tuzak olsa bile etkin bir tuzak olması için yeterince zaman vemekân kalmadı. Çember daraldı. Süre azaldı. Manevra imkânı da kısıtlı. Halbuki PYD ilk günden itibaren saçma bir mevzi savaşına kendini mahkûm etmeseydi belki canımızı daha fazla yakabilirdi. Ama kendini devlet sanan teröristler sınır savunmasına öylesine çaba sarf ettiler ki, asıl stratejik değer iyüksek merkezleri savunacak enerjiler kalmadı. Daha geniş bir coğrafyada daha fazla hareket ve daha fazla pusu imkânı varken, kendilerini mevziye hapsettiler. Şimdi manevra için ne enerjileri var ne da alanları. Sıkıştıkça sıkışıyor. Son bir yanlış inanışa sürükleniyorlar. Şehir merkezinde direnebileceğini sanıyorlar. Bunu sonuna kadar deneyecekler. Fakat şimdiye kadar öylesine kritik hatalar yaptılar ki, artık kurtuluşları yok. Bunu da görmeleri zaman alacak. O zaman da onlar için çok geç olacak. İnşallah.
[Takvim, 10 Mart 2018]