Muhaliflere sorsanız Türkiye saman bile üretemiyor, ithal ediyormuş. Yalan olduğu bir yana, anlamadıkları Türkiye'nin o aşamaları çoktan geçtiğidir. Gerekirse katma değeri düşük mallar ithal de edilir. Fakat asıl olan katma değeri yüksek ve ihtiyacınız olan malları üretmek ve yatırımlarınızı stratejik alanlara yapmaktır. Samanı dünya piyasasında her zaman bulabilir ve uygun fiyata açığınızı kapatırsınız. Fakat silah teknolojilerindeki son gelişmeleri takip edemiyorsanız bırakın küresel güç olmayı bağımsız dış politika bile takip edemezsiniz.
Türkiye'nin geliştirmekte olduğu bu stratejik vizyonu bu zamana kadar görmediyseniz bile son hafta olanlara bakarsanız Türkiye'nin şimdiden nasıl bir yol kat ettiğini anlarsınız. Doğalgaz rezervi gün geçtikçe artıyor. Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan 85 milyar metreküp daha açıkladı. Yine geçtiğimiz hafta Karabağ'da Türk SİHA'larının teknolojik üstünlüğünü gördük. Aliyev'le röportaj yapan gazeteciler bile kendisine Türk SİHA'larını soruyor. Atılan güdümlü füzeler Rus yapımı Ermeni hava savunma sistemlerini perişan ediyor. Benzer görüntüleri Libya'da da izlemiştik. Ama bu sefer MAM füzelerinin Ermenilere ait küçücük delikleri bile arayıp bulduğunu görmediyseniz, tavsiye ederim bulup izleyin. Türk silahlarının hassas hedef tespit ve imha kapasitesi sayesinde Ermeniler kafasını bile kaldıramıyor. Anında imha ediliyor.
Neymiş? Demek ki uğraşınca oluyormuş. Kendi gazını bulmak uğruna kendi arama gemilerini alma vizyonu neyse kendi silah teknolojini geliştirme vizyonu da odur. Enerji bakımından dışa bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz. Yaygınlık kazanan bir savaş tipinin en etkili silahlarını üretiyoruz.
Bu da çok kimsenin ayağına basmak demektir. Düşünsenize Rusya'nın dünyaya sattığı iki şey vardır. Biri gaz diğeri silah. Bir yandan Batı ittifakına karşı özgürlüğümüzü ilan ediyoruz. Fakat sanıldığı gibi Rusya'ya bağımlı hale de gelmiyoruz. Aksine bu iki alanda da Rusya'yı fena halde zorluyoruz. Hem gaz buluyoruz hem de Rus silahlarının prestijini alt üst ediyoruz.
Şunu artık herkesin görmesi lazım. Bundan on yıl önce hayal dahi edilemeyecek bir konumdur bu. Ama birileri hayal etmekle kalmadı. Türkiye'nin yatırımlarını da bu noktaya kaydırdı. Sonuç ortada. Üç maddede özetleyelim.
Bir, Batı ittifakına bağımlılığımız kalmadı. İki, Rus gazına bağımlılığımız azalıyor. Üç, yeni bir savaş türünü son yıllarda en iyi yapan ülke konumuna geldik. SİHA devriminin uygulayıcısı olduk. Bence önemli! Saman mı? Gerekirse onu da yaparız.
[Sabah, 19 Ekim 2020.