SETA > 5 Soru |
5 Soru Hollanda da Koronavirüs Salgını

5 Soru: Hollanda’da Koronavirüs Salgını

Hollanda’nın Koronavirüs bilançosu nedir? Hollanda Koronavirüsün yayılmasını engellemek için hangi önlemleri aldı? Hükümetin aldığı önlemlerin halkın farklı kesimlerine etkisi ne oldu? Hollanda sağlık sistemi krizi aşabilecek kapasiteye sahip mi? Hollanda ekonomisi bu krizi kaldırabilir mi?

  1. Hollanda’nın Koronavirüs bilançosu nedir?

Hollanda’da ilk olarak 27 Şubat’ta İtalya’nın kuzeyindeki Lombardiya bölgesinden dönen bir kişiye Koronavirüs (COVID-19) teşhisi kondu. Testin pozitif çıkması üzerine hasta hemen izole edildi ve temas halinde bulunduğu diğer kişilerin tespit edilmesi amacıyla da bir araştırma başlatıldı. Bu tarihten sonra yeni vaka haberleri birbiri arkası gelmeye devam etti ve 6 Mart’ta Rotterdam’da yaşayan 86 yaşındaki bir erkek hastanın virüse bağlı enfeksiyon sebebiyle hayatını kaybettiği duyuruldu. Aradan sadece bir hafta geçtikten sonra vaka sayısının 804’ü bulduğu ve bunlardan 174’ünün de sağlık sektöründe çalıştığı açıklanırken ölü sayısı ise 10’a ulaşmıştı. Sağlık sektöründe hizmet veren kişilerin sayısının bu denli yüksek çıkmasının bu kişilerin daha sık test edilmelerinden kaynaklandığı belirtildi. 21 Mart itibarıyla hasta sayısı 3 bin 631’e ulaşırken bunlardan 836’sı hastanelerde tedavi altında. Ölü sayısı bir hafta içinde büyük bir artış göstererek 136’ya ulaştı. Ölen hastaların birçoğunun 80-84 yaş aralığında bulunduğu; ölen en genç hastanın 63, en yaşlı hastanın da 95 yaşlarında olduğu açıklandı.

Tablo 1. Hollanda’da Koronavirüs Vaka Sayıları

Hollanda’da Koronavirüs Vaka Sayıları Kaynak: “Netherlands”, Worldometer, https://www.worldometers.info/coronavirus/country/netherlands, (Erişim tarihi: 21 Mart 2020).

  1. Hollanda Koronavirüsün yayılmasını engellemek için hangi önlemleri aldı?

Virüsün Kuzey İtalya’ya gelmesi ve buradan hızla yayılmaya başlamasıyla artık Avrupa salgının merkez üssü haline geldi. Bunun üzerine Hollanda Dışişleri Bakanlığı 3 Mart’ta bir seyahat uyarısı yayımlayarak vatandaşlarına Kuzey İtalya seyahatlerini sadece zorunlu durumlarla kısıtlamaları tavsiyesinde bulundu. Uyarı metninde vatandaşların bölgedeki durumla ilgili bilgi alarak seyahatlerini buna uygun düzenlemeleri istendi. Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü Kuzey İtalya seyahatlerinin tamamıyla yasaklanmasını istemesine rağmen Dışişleri Bakanlığının tavsiye niteliğinde bir bildiri yayımlaması oldukça fazla tepki topladı. Hangi bölgelerdeki insanların daha fazla risk altında olduğunu tespit edip vatandaşları daha temkinli olmaya teşvik etmek için yine bu tarihten itibaren belediyelere göre yeni pozitif test sonuçlarının görülebildiği bir harita yayımlanmaya başladı.

Harita 1. Hollanda’da Koronavirüsün Yayılımı

Hollanda’da Koronavirüsün Yayılımı

Kaynak: “Actuele Informatie over Het Nieuwe Coronavirus (COVID-19)”, Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü, 22 Mart 2020, https://www.rivm.nl/nieuws/actuele-informatie-over-coronavirus, (Erişim tarihi: 22 Mart 2020).

Hükümet ilk olarak 9 Mart’ta Koronavirüsün yayılmasını önlemek için alınması gereken hijyen önlemlerini açıkladı. Elleri sık sık yıkamak, dirseğin iç kısmına hapşırmak veya öksürmek ve kağıt mendil kullanmak gibi genel önlemlerin yanı sıra vatandaşların bundan böyle tokalaşmamaları gerektiğinin altı çizildi. Hollanda’nın geri kalanından farklı olarak Kuzey Brabant bölgesi için ise ayrı önlemler alındı. Bu bölgedeki vatandaşlara soğuk algınlığı belirtileri, ateş ya da öksürük gibi durumlarda sosyal etkileşimlerini sınırlandırmaları, okula, işe gitmemeleri, kalabalık arasına karışmamaları tavsiye edildi. Ayrıca işverenlere bu bölgede oturan çalışanlarını mümkün mertebe evden çalıştırmaları çağrısında bulunuldu. Aradan sadece birkaç gün geçtikten sonra hükümet bir önlem paketi yayımladı. Böylece yüz kişinin üzerindeki bütün toplantı, konser ve spor müsabakaları ülke genelinde yasaklandı. Yaşlı ve kronik hastalığı olanların olabildiğince evde kalmaları ve toplu taşıma kullanmamaları gerektiği vurgulandı. Üniversite ve yüksekokullardan uzaktan eğitim vermeleri istenirken ilk ve orta dereceli okullarda –buralarda henüz vaka görülmemiş olması ve uluslararası olmamaları sebebiyle– eğitimin olağan şekilde devam etmesine karar verildi. Ayrıca okulların kapatılmasının daha büyük toplumsal sonuçları olacağının da altı çizildi. Hem halihazırda alınan önlemlerin yetersiz olduğunun anlaşılması hem de vaka ve ölü sayılarının artmasından ötürü alınan kararlar güncellenerek 15 Mart’ta bir dizi ek önlem alındı. Daha önceki önlemlerden farklı olarak ilk ve orta dereceli okullar ile kreşlerin 6 Nisan’a kadar kapatılmasına, sadece sağlık ve ulaşım sektöründe çalışanlar ile polis ve itfaiyecilerin çocukları için okul ve kreşlerin açık olmasına karar verildi. Restoran ve kafelerin kapatılacağı fakat paket servisi veya eve servisin devam edebileceği belirtildi. Alınan bu önlemlerin yeterliliği tartışılmaya devam ederken Hollanda da kısmi karantina uygulamasına geçen Avrupa ülkelerinden biri oldu.

Koronavirüs fotoğrafı

Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak 2020’de yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor. (AA)

  1. Hükümetin aldığı önlemlerin halkın farklı kesimlerine etkisi ne oldu?

Hükümetin alınan önlemlerin dozunu her seferinde artırması halk arasında gözle görülür bir paniğe sebep oldu. Her ne kadar hem hükümet hem de Merkezi Gıda Ticaret Bürosu halkı sağduyulu bir şekilde alışveriş yapmaya davet ettiyse de vatandaşlar süpermarketler önünde uzun kuyruklar oluşturarak deyim yerindeyse rafları yağmaladılar. Bu durum aynı zamanda ekonomik açıdan yetersiz olan ve tek seferde büyük miktarlarda alışveriş yapmaya gücü yetmeyenlerin boş raflar yüzünden daha da zor durumda kalmalarına sebep oldu.

İlk ve orta dereceli okulların 16 Mart’tan 6 Nisan’a kadar kapatılmasıyla öğrenciler için üç haftalık bir tatil dönemi başladı. Üç hafta boyunca çocukların ve gençlerin virüs kapma riskleri araştırılarak sonuçlara göre yeni bir karar alınacak. Özellikle orta dereceli okullara devam eden ve Mayıs’taki sene sonu sınavlarına hazırlanan öğrenciler için bu dönemler oldukça önemli. Eğitim Bakanı Arie Slob bu durumdaki öğrencilere öncelik verileceğini açıklasa da ortada somut bir plan yok. Uzaktan eğitim ve online dersler bir çözüm olarak öne çıksa da her çocuğun aynı imkanlara sahip olmadığı göz önünde bulundurulduğunda bu şartlar altında eğitimde eşitliğin nasıl sağlanacağı merak konusu.

Hükümetin vatandaşları olabildiğince evde kalma ve sokakta bir buçuk metre mesafeyi koruma konusunda sürekli uyarmasına rağmen insanlar parklara ve sahillere akın ediyor. Özellikle trenlerdeki yoğunluktan dolayı istenilen sosyal mesafeyi korumak kesinlikle mümkün değil. Ayrıca pazarların ve giyim mağazalarının hala açık olmasından dolayı da sanki tatildeymişçesine alışveriş yapan insanlara rastlamak olağan. Yetkililer tamamıyla bir sokağa çıkma yasağının gelmesini engellemek için insanları sorumluluk almaya ve kurallara uymaya davet ediyor. Ama bütün bunlar söylendiği gibi bir tavsiye ve bir ricadan öteye gitmediğinden herhangi bir yaptırım şu an için uygulanmıyor. Diğer birçok ülkeyle karşılaştırıldığında alınan önlemlerde hem geç kalan hem de gevşek davranan Hollanda’nın bu yaklaşımı salgının önüne geçmeye yetecek gibi görünmüyor.

  1. Hollanda sağlık sistemi krizi aşabilecek kapasiteye sahip mi?

Salgın tüm hızıyla yayılmaya devam ederken ve bunu engellemek için –yeterliliği tartışılıyor da olsa– bir dizi önlem alınmışken akıllardaki en önemli sorulardan biri de Hollanda sağlık sisteminin Koronavirüs kriziyle başa çıkabilecek kapasiteye sahip olup olmadığı. Bunun cevabı Hollanda’yı önümüzdeki günlerde neyin beklediğine hazırlıklı olmakla yakından ilişkili. An itibarıyla yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı 354. Tüm Hollanda toplam 1.150 yoğun bakım yatak kapasitesine sahip ve bunlardan 575 tanesi Koronavirüs hastaları için ayrılmış durumda. Hollanda Yoğun Bakım Derneği önümüzdeki hafta 800-1.000 arası yeni hastanın yoğun bakımlarda tedavi altına alınmasını öngördüklerini ve bunun kaldırabilecekleri en yüksek hasta sayısı olduğunu belirtti. Ayrıca bölgeler arasında yoğunluk farkı olduğundan Koronavirüs hastalarını yoğun bölgelerden daha az yoğun bölgelere nakletme seçeneğinin araştırıldığı ve nakil işlemlerini gerçekleştirmek için de Savunma Bakanlığından yardım istendiği açıklandı. Öyle ki Kuzey Brabant bölgesindeki hastanelerde Koronavirüs kaynaklı yoğunluktan dolayı diğer hastalara sağlık hizmetleri verilemiyor. Sağlık Bakanlığı yoğun bakım yatak kapasitesini artırmak için çabalarını sürdürürken ilk etapta hastanelerde bulunan ama kullanılmayan yoğun bakım ünitelerinin çalışır hale getirilmesi ve solunum cihazı bulunan ameliyathanelerin yoğun bakım servisi olarak kullanılmasıyla kapasitenin artırılması planlanıyor. Ayrıca önümüzdeki haftadan itibaren Savunma Bakanlığının elinde bulunan solunum cihazlarının da kullanılmaya başlanması bekleniyor. Teknik ekipman ve hastane koşullarının yanı sıra personel eksikliği de Hollanda sağlık sisteminin çözüm bulması gereken konulardan. Personel eksikliğinden dolayı hastanenin farklı birimlerinde görev yapan personelden yardım istenildiği belirtilirken bu personelin öncelikle Koronavirüs hastaları konusunda eğitilmesi gerekiyor. Her ne kadar mevcut yoğunluğa geçici çözümler bulunmuş gibi görünse de bu çözümlerin ne oranda yeterli ve sürdürülebilir olacağı, alınan önlemlerin etkisini ne ölçüde göstereceğiyle doğru orantılı olacaktır.

  1. Hollanda ekonomisi bu krizi kaldırabilir mi?

İstisnasız Koronavirüs virüsüne maruz kalan bütün ülkeler ekonomi alanında büyük bir sınav veriyor. Ülkeler için zorlu bir stres testi olan bu salgın ekonomik dayanıklılık hakkında da önemli bilgiler edinilmesini sağlıyor. İnsanların birkaç hafta önceye nazaran daha çok evlerinde kalmaları tüketim alışkanlıklarının değişmesine sebep oluyor. Hollanda’da bir aile gelirinin yaklaşık yüzde 6,3’ünü restoran ve kafelerde, yüzde 3,2’sini sosyal aktivitelerde ve yüzde 20’sini de aslında ihtiyaçları olmayan giyecek, elektronik eşya ya da ev eşyası gibi ürünleri satın almaya harcıyor. Kendilerini neyin beklediğini bilmedikleri böyle bir kriz durumu ise insanları tasarruf etmeye yöneltiyor. Tabii ki talepteki bu azalma işletmelere de aynı oranda yansıyor. Her ne kadar online alışveriş devam ediyor da olsa işletmeler kazançlarının bir kısmını kesin olarak kaybetmiş durumda.

Hükümet hem işçileri hem de işletmeleri desteklemek adına gerekirse 15,6 milyar avro kullanılacağını taahhüt etti. Geçtiğimiz günlerde de ilk etap destek planlarını yayımladı. Böylece en az yüzde 20 gelir kaybı yaşamayı bekleyen işletmelere işçi maliyetlerinin karşılanması hususunda yardımda bulunulacak. Böylelikle işletmeler personel maaşlarını ödemeye devam edebilecek. Bu işletmeler aynı zamanda kolaylıkla vergi ertelemesinden faydalanabilecek. Bu yardımlardan faydalanabilmek için çalışanları işten çıkartmama şartı getiren hükümet böylelikle de salgın kaynaklı işsizliğin önüne geçmeyi amaçlıyor. Ayrıca küçük ve orta ölçekli şirketlere ihtiyaçları olduğunu kanıtladıkları takdirde acil durum kredisi verilmesi de sunulan yardım paketinin içerisinde yer alıyor. Hollanda Bankacılık Birliği de bu zor günlerde çözümün bir parçası olmak adına küçük ve orta ölçekli işletmelere 2,5 milyon avroya kadar olan kredilerinde ödemeleri altı ay erteleme fırsatı verdiklerini açıkladı. Yalnız bu imkandan faydalanabilmeleri için işletmelerin halihazırda “sağlıklı” olmaları gerekiyor. Zaten ödeme problemleri yaşayan ve sorunlu olan şirketlere bu fırsat tanınmıyor. Tüketici kredileri için ortak bir erteleme kararı olmamasına rağmen tüketicilerin bankalarıyla iletişime geçip uygun bir çözüm arayışına girebilecekleri de belirtiliyor.

Başbakan Mark Rutte ulusal borç seviyesini belli bir seviyeye düşürdüklerini, bunun da kendilerine hareket imkanı sağladığını ve bütçedeki ilk 80-90 milyar avroluk bir ekstra yükü kaldırabileceklerini belirtti. Buna rağmen asıl bilanço ve bunun halka yansımaları kriz sonrası tam anlamıyla belli olacak.

Küresel bir tehdit oluşturan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) ile mücadele sürecini inceleyen SETA çalışmaları