SETA > Yorum |
Tel Abyad'ta Arap ve Türkmenler Neden Tehcir Ediliyor

Tel Abyad'ta Arap ve Türkmenler Neden Tehcir Ediliyor?

Suriye'de politik hedeflerin gerçekleştirilmesi adına şöyle bir döngü kurulmuş durumda: Önce IŞİD muhaliflerin kontrolünde olan bir bölgeye saldırıp ele geçiriyor, ardından ABD meşru bir hedef olarak IŞİD'i bombalıyor, yumuşatılan bölgeye ardından YPG güçleri girerek burada kontrolü sağlıyor.

Uluslararası toplumun terk etmiÅŸliÄŸiyle birleÅŸen iç çatışmalar ve IŞİD’in yükseliÅŸi Suriye devrimini mutlak yenilginin kıyısına kadar taşımıştı. Ancak son birkaç ayda Suriye devriminin makûs talihinin deÄŸiÅŸmekte olduÄŸuna dair iÅŸaretler ortaya çıkmıştı. Muhalifler 4 yıllık bir sürenin arından büyük oranda birlikte hareket edebilmeyi öÄŸrendiler, Fetih orduları kurarak hem Kuzey hem de Güney cephelerinde rejim ve destekçileri karşısında çok önemli kazanımlar elde etmeyi baÅŸardılar. En büyük vilayetlerden Ä°dlib neredeyse tamamen özgürleÅŸtirilirken, Güney’de Dera kentinde de ciddi ilerlemeler saÄŸlandı. Suudi Arabistan’da Kral Selman döneminin baÅŸlaması, Yemen’de Ä°ran yayılmacılığının devlet düzeyinde ilk defa yanıt görmesi, Türkiye’nin daha aktif bir ÅŸekilde oyuna dâhil olmasıyla adeta bölgesel geliÅŸmeler Suriye için ters bir dalgaya dönüÅŸtü ve psikolojik üstünlük de uzun bir aradan sonra muhaliflerin eline geçti. Ancak böyle bir konjonktürde Suriye için baÅŸka hesapları olan oyun kurucu aktörler sürecin istedikleri yönde ilerlememesinden endiÅŸe ederek devreye girmekte çekinmedi.

ABD'DEN YENÄ° OYUN

Suriye devrimine resmen ihanet etmiÅŸ olan ve verdiÄŸi hiç bir sözü yerine getirmeyen ABD, IŞİD’e karşı verdiÄŸi sözde mücadelede araçsallaÅŸtırdığı ve adeta sahada kara gücü haline getirdiÄŸi PKK’nın Suriye kolu olan PYD unsurlarıyla yeni bir oyun kurmuÅŸ durumda. Daha önce Ayn el Arab’ta (Kobani) temellerini attığı bu yeni jeo-politik oyunda Türkiye’nin Suriye sınırında Haseki-Kamışlı’dan Afrin’e kadar olan hattın PYD ve onun silahlı gücü olan YPG kontrolüne bırakılması amaçlanıyor. Böylelikle hem Anadolu coÄŸrafyasıyla Arap dünyası arasında PKK kontrolünde bir Kürt kuÅŸağı oluÅŸturulabilecek hem de ABD gözünde “Ä°slamcı” oldukları için pek makbul sayılmayan Suriyeli muhalifler adeta kapana kıstırılmış olacak. Belki daha uzun bir vadede ise Irak’ta Erbil’den Lazikiye kadar birleÅŸtirilmiÅŸ Kürt kuÅŸağıyla Akdenize eriÅŸilerek, bir anlamda enerji kaynakları açsından da Türkiye dışında bir alternatif güzergah hayata geçmiÅŸ olacak.

Yine Suriye üzerinden tetiklenecek Kürtçü milliyetçilikle Türk iç siyaseti de bir nevi esir alınacak. Kobani olaylarıyla ilk meyvesini veren bu siyasi mühendislikle PKK-PYD’nin Türkiye’deki siyasal uzantısı HDP koçbaşı haline getirilerek Ak Parti iktidarı devrilecek ya da terbiye edilecek. Mezkur jeo-politik hedeflerin gerçekleÅŸtirilmesi adına ÅŸöyle bir döngü kurulmuÅŸ durumda; önce IŞİD muhaliflerin kontrolünde olan bir bölgeye saldırıp ele geçiriyor, ardından ABD meÅŸru bir hedef olarak IŞİD’i bombalıyor, yumuÅŸatılan bölgeye ise ardından YPG güçleri girerek burada kontrolü saÄŸlıyor. Åžimdi bu döngüde Tel Abyad ABD-PYD koalisyonu adına jeo-poltik bir hedef halinde.

TEL ABYAD NEDEN ÖNEMLÄ°?

Suriye’nin Rakka vilayetine baÄŸlı kentlerden birisi olan Tel Abyad neredeyse tamamı Arap ve Türkmenler’den oluÅŸuyor ve yüz bin civarında nüfusa sahip. Ancak Tel Abyad’ı asıl önemli kılan coÄŸrafik konumu. Åžanlı Urfa ilinin Akçakale ilçesinin tam karşısında yer alan Tel Abyad, Suriye’nin Kuzey hattında Irak-Suriye ana lojistik güzergahı olan M4 kara yolunun üzerinde yer alıyor ve PYD’nin birbirinden ayrık Cezire ve Kobani kantonlarının tam ortasında bulunuyor. Dolayısıyla Tel Abyad’ı almak PYD’nin Rojava devrimi olarak adlandırdığı ve nihayetinde PKK kontrolünde bir devlet hedefi için olmazsa olmaz toprak bütünlüÄŸünün ilk halkasını oluÅŸturmakta.

Bu yüzden genel olarak Esed rejimiyle muvazaalı bir iÅŸbirliÄŸiyle elde ettiÄŸi Kürt bölgeleri olan Cezire, Kobani ve Afrin kantonlarıyla ve Kürtlerin yoÄŸun olarak yaÅŸadığı Halep’teki EÅŸrefiye bölgesi dışında bir etkinliÄŸi olmayan PYD, Arap ve Türkmenlerin yaÅŸadığı Tel Abyad’ı ele geçirebilmek adına büyük bir çaba sarf etti. ABD’nin çok yoÄŸun hava desteÄŸiyle IŞİD unsurları bölgede yumuÅŸatıldı ve nihayetinde ciddi bir direniÅŸ olmadan IŞİD Rakka’ya çekilirken YPG güçleri Tel Abyad’a girerek bölgenin kontrolünü saÄŸladılar.

DEMOGRAFÄ°K OPERASYON

IŞİD ile mücadele paranteziyle meÅŸrulaÅŸtırılmaya çalışılan bu jeo-politik oyunun son perdesinde ise PYD kantonlarının toprak bütünlüÄŸünün sürdürülebilmesi adına bölgede demografik yapıyı deÄŸiÅŸtirme çabasına girildi. Akçakale sınır kapısından çok kısa sürede Türkiye’ye 25 bine yakın kiÅŸi sığınırken, anlatımları doÄŸrultusunda insanların kentlerinden köylerinden YPG güçleri tarafından tehdit edilerek sürgün edildikleri görülüyor. Mültecilerin köylerine, evlerine, eÅŸyalarına ve ekinlerine YPG tarafından el konulmuÅŸ durumda. Ayrıca ABD hava kuvvetlerinin Tel Abyad’lıların bilinçli bir ÅŸekilde bölgeyi boÅŸaltmasını saÄŸlayacak ÅŸekilde bombalama yapıldığı anlaşılıyor. PYD ise Tel Abyad’ta Burkan el-Fırat gibi Özgür Suriye Ordusuna ait kuvvetlerle birlikte IŞİD’e karşı mücadele ediyoruz iddiasında bulunarak aslında Arap ve Türkmenlere yönelik bir tehcir politikası izlemediÄŸini iddia ediyor ancak PYD’nin ÖSO ile alakası olmayan çok az sayıda Arap savaÅŸçısı makyaj unsur olmaktan öte bir anlam ifade etmiyorlar. Kuzey cephesinin en önemli 15 muhalif yapısının bir araya gelerek PYD’nin etnik temizlik yapmakla suçlaması da bu görüntüyü bir kez daha tahkim etmiÅŸ durumda.

Her ne kadar ulusal ve uluslararası basında PYD’ye baÄŸlı YPG güçleri “özgürlük savaÅŸçıları” olarak lanse edilip, ÅŸeytanlaÅŸtırılmış IŞİD’le mücadele eden kahramanlar olarak gösterilse de kantonları birleÅŸtirebilmek uÄŸruna yerinden edilmiÅŸ on binlerce insan ve PYD lideri Salih Müslim’in bir gün gelecek savaşımız Araplarla olacak ve Araplar Kürt bölgelerinden sürülecek (Serek TV, 24,11,2013) sözleri baÅŸka bir hakikati gözler önüne seriyor.

Ä°LKEL MÄ°LLÄ°YETÇÄ°LÄ°K

PKK makyevelist bir iÅŸtahla Türkiye, Irak ve Suriye hattında büyük bir oyun oynuyor. PYD, ABD ve Esed rejimiyle kurduÄŸu iliÅŸki sayesinde Suriye’de elde ettiÄŸi kantonların yanı sıra YPG hali hazırda Suriye-Irak Yerubiye sınır hattını ve Sincar’a kadar giden hattı da kontrol etmekte. Yine PKK’ya baÄŸlı HPG güçleri ise Ä°ran’dan aldığı destekle Irak’ta Mahmur ve Kandile kadar uzanan bir alanda etkinliÄŸe sahip. KDP’nin etkinlik alanı Sincar dağında silahlandırdığı Yezidileri kullanarak adeta bir Kürt iç savaşını tetikleyecek ÅŸekilde kantonlaÅŸmaya çalışmakta. PKK Irak-Suriye hattında mevzi kazanıp Anadolu coÄŸrafyasının Arap dünyası ile bağını keserken Türkiye’de ise siyasal uzantısı HDP’yi besleyecek bir ilkel milliyetçilik pompalıyor.

Karışımızda büyük bir özgüven patlaması yaÅŸayan ve her türlü ihtirasını IŞİD ile mücadele parantezine almış durumda olan bir örgüt var. Suriye’de ABD ve Esed rejimiyle, Irak’ta Ä°ran Devrim Muhafızları ve Åžii milislerle hareket edebilen ve sadece kazanmaya ve tahakküm kurmaya odaklanmış bir yapılanma.

[Star Açık GörüÅŸ, 21 Haziran 2015]