Başkan Erdoğan kritik bir dönemde kritik bir Almanya ziyareti başlattı. Almanya Türkiye için her zaman önemli bir muhatap olmuştur. Hâlâ Türkiye'nin en büyük ticaret partneri. En yüksek Türk nüfusu Almanya'da yaşıyor. İki ülkenin de birbirine önem verdiği ortada. Fakat son yıllarda ilişkilerin çok gergin olduğunu da biliyoruz. Erdoğan Berlin'e indiği andan beri Berlin'de OHAL havası var. Tüm şehir polisle doldurulmuş. Muazzam güvenlik önlemleri alınmış. Amerikan Başkanı bile gelse böylesi önlemler alınmazdı. Sohbet ettiğimiz polislere "neden bu kadar yoğun ve kapsamlı tedbirler var" diye sorduğumuzda, yüzlerinde bir gülümseme doğuyor. Gördüğüm kadarıyla Erdoğan geldi diye Berlin kilitlenmiş. Korkularını hep abarttığını düşündüğüm Almanlar bu kez abartıda sınır tanımamış. Gelelim ziyaretin içeriğine. Hiç şüphesiz bu ziyaretin ikili hedefleri olacak. Almanya ve Türkiye arasındaki gerginliği düşürmek, bazı özel konulara çözüm bulmak, Almanya'daki Türklerin sorunları, Almanya'nın FETÖ ve PKK'ya güvenli liman olması gibi tonlarca gündem başlığı bulmak mümkün. Belki de gündemin ana maddesi bu başlıklardan biri olacak. Ancak bu görüşmenin daha geniş bir kapsama oturtulması gerektiğini düşünüyorum. Sadece ikili ilişkiler değil çoğunlukla uluslararası siyaset masaya yatırılacak. Zira uluslararası sistem kaynayan bir kazan gibi. Amerika'nın hali ve tavrı ortada. Eski müttefikleriyle ortaklık yapmak yerine onlarla kavga ediyor. Sadece düşmanlarını değil dostlarını da tehdit ediyor. Türkiye zaten uzun süredir böylesi bir durumla boğuşuyor. Boğuşmak bir kenara artık yüzleşmeyi de öğrendi. Suriye başta olmak üzere tüm kritik konularda Ankara Washington'ın baskılarını göz ardı ettiği gibi buna karşılık çeşitli partnerlikler de inşa etmeyi bildi. Son olarak İdlib'de Rusya'yla varılan mutabakatın İdlib ve hatta Suriye'yi aşan sonuçları olabileceğini düşünüyorum. Henüz Almanya bu aşamada değil. Trump'la sorun yaşadıkları çok ortada. Bunun somut zararlarını göreceklerini de biliyorlar. Ancak Türkiye gibi çok kritik meseleler üzerinden kriz yaşamadılar. NATO'nun bütçesi, Rusya ve İran'a karşı ortak tutum konularıyla uğraşıyorlar. Fakat bunun dozajı artacaktır. Amerika Almanya'yı da zaman içinde itmeyi becerecektir. Bu çerçevede Almanya yeni bir arayışın parçası bile olabilir. Türkiye ve Rusya arasındaki uyuma Almanya'nın yakınlaşması ihtimali çok farklı bir dünyanın doğmasına neden olurdu. Ancak göründüğü kadarıyla Almanya'nın henüz bununla yüzleşmeye cesareti yok. Amerikasız bir dünyayı hayal edemiyor. Veya Amerika'ya rağmen çeşitli diplomatik müzakerelere başlayamayacağını düşünüyor. Ancak zaman onları bu doğrultuya doğru itebilir. İhtimal varsa şayet, denenmesinde fayda var. Bahsettiğim şey Türkiye, Rusya ve Almanya'nın Amerikan karşısı bir hat kurması değil. Bu üç ülke Amerika'dan bağımsız adım atmayı becerebilirse bile bunun muazzam sonuçları olur. Bu nedenle demekte fayda var. Sanırım Erdoğan'ın ziyaretinde de bunlar gündeme gelecek. Bakalım Merkel'in cevabı ne olur?
[Sabah, 29 Eylül 2018].