CHP ile ilgili sorun gittikçe karmaşıklaşıyor. Parti ülkenin gerçek gündemini devamlı ıskalıyor ve suni gündemlerle meşgul oluyor. Tüm ülke başkanlık sistemine geçişi tartışırken, CHP bunu bir rejim tartışması olarak sunmaya çalışıyor. Tam bir geri kalma numunesi. İstesiniz de istemeseniz de, kabul etseniz de etmeseniz de, bu ülkede bir rejim sorunu, bunalımı yok! Türkiye bu tartışmayı geride bıraktı. En son, 2007 yılında eşi başörtülü birisinin Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden bir rejim krizi çıkardınız. Ne oldu? Millet, iradesinin arkasında durdu ve cumhurbaşkanını seçti. Böylece ülkede bir rejim bunalımı olmadığı, eşi başörtülü biri cumhurbaşkanı olunca devletin yıkılmadığı, hatta başörtülü milletvekili, bakan, amir ve memurun da gayet “normal” bir şey olduğu anlaşıldı.
“Normal”… CHP’nin anlayamadığı, idrak edemediği kelime bu. İyi ve kötü değil, biri diğerine tercih edilir değil, fakat normal!
Ve Türkiye için hükümet sistemi değişikliğini konuşmak da normal.Siyasetin, yol asfaltlamak ve hiçbir zaman bitmeyen fabrikaların temelini atmaktan öteye gidemediği günler de geride kaldı. CHP burada da geri kalmışlığın numunesi olarak karşımızda. Artık Türkiye’de siyaset yol da asfaltlıyor, temel de atıyor, yönetim sistemi değişikliğini de tartışıyor. Başkanlık sistemini konuşuyor, “başkanlık yerine cumhurbaşkanlığı desek ne olur” diye düşünüyor, “parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişte bir ara döneme ihtiyaç var mı yok mu” diye tartışıyor… AK Parti ile MHP uzlaşmaya çok yakın. Bir yol kazası olmazsa kısa sürede teklif meclisten geçecek ve sonra referanduma sunulacak. Her şey planlandığı gibi normal seyrinde gidecek.
Peki, ya bir yol kazası olursa ne olacak? Hemen söyleyeyim; Türkiye bir fırsatı tepmiş olacak, her an bir yönetim krizi riskiyle yaşamaya devam edecek, yönetimde istikrar kurumsallaşamayacak. Ama ülke batmayacak, bitmeyecek ve tükenmeyecek. Anormal bir dönem yaşanmayacak, siyaset oldukça zor, ama normal seyrinde devam edecek. AK Parti başkanlık sistemi için çabalamaya devam edecek, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yakaladığımız istikrarı kurumsallaştırma çabasının peşini bırakmayacak.
Ülke normalleşti ama CHP bir tür anormallikler partisine dönüştü. Ekonomide kriz olduğunu, ülkenin 2010’dan beri otoriterleştiğini, çözüm süreci devam ederken de rafa kaldırıldığında da bölünmenin eşiğinde olduğumuzu ve rejim krizine doğru yuvarlandığımızı söylüyor. Maalesef bitmedi; güney sınırımızın tamamı yıllardır savaşla boğuşurken, Türkiye terör örgütlerine karşı topyekûn mücadelesini sürdürürken, Türk ordusu Kuzey Suriye’de askerî bir operasyon yaparken, bunların hepsini siyasetin ve gündelik hayatın ritmini bozmadan gerçekleştirebildiğimizi 5 yıldır tüm dünyaya göstermişken, CHP ülkemizin “Orta Doğu bataklığı”na çekildiğini iddia ediyor. Dahası var; 15 Temmuz ihanetini, darbe ve işgal girişimi gören Türkiye, canı ne kadar yanarsa yansın 18 Temmuz Pazartesi günü kaldığı yerden devam etti. Gece vatan nöbeti tutan insanlar sabah tam saatinde işlerinin başında oldular, bankalar açıldı, herhangi bir ürüne ulaşmakta sıkıntı yaşanmadı, yatırımlar devam etti. Ama CHP’ye sorsak, ülke OHAL şartlarında bir bilinmezliğe gidiyor.
Bütün olağanüstülüklere rağmen normal akışını bozmayan bir ülkenin devamlı krizlere, bunalımlara, çıkmazlara, iç savaşa, bataklığa, diktatörlüğe yuvarlandığını söylerseniz; normalleşen bir ülkede hâlâ anormal şartların kapıda olduğunu iddia ederseniz, siyaset yapamazsınız. Bırakın iktidar olup devleti yönetmeyi, muhalefet bile olamazsınız. Hatta kendi partinizi bile yönetemezsiniz.
Bugün CHP’nin içerisinde bulunduğu durum tam olarak bu. Kendisini bile yönetemeyen bir CHP var. Pazar günü bütün şiddet eğilimli sol grupların, mezhepçi radikallerin, sosyalist devrim rüyası gören gericilerin ve en fenası PKK’nın siyasi uzantısı olmaktan bir adım öteye gidememiş HDP’ninkatıldığı bir miting yapıldı. CHP kendini bile yönetemediği için mitinge katılmayı/katılmamayı bile beceremedi. Önce katılmaya karar verdiler, sonra seçmen tepkisinden korkup “parti kimliği olmadan, parti bayrağı taşımadan katılalım” dediler. Baktılar tepkiler kesilmiyor, ondan da vazgeçtiler. Sureti haktan görünmek için “kimse mitinge gitmeyecek” dediler. Ama bu sefer de artık iyiden iyiye mezhepçi radikallerin eline geçmiş olan parti teşkilatlarına söz geçiremediler.
Velhasılıkelam; ülke normal Kemal Bey, anormallik sizde ve partinizde!
[Türkiye, 22 Kasım 2016].