SETA > Yorum |
Amerikalı Anneler Ağlamasın Kürt Anneler Ağlasın mı

Amerikalı Anneler Ağlamasın, Kürt Anneler Ağlasın mı?

Amerikalı anneler ağlamasın da Kürtlerin annesi ağlasın mı? Kürt çocuklar daha değersiz mi ki cephede ölüyor? PKK/PYD Türkiye’den topladıkları çocuk yaşta olan Kürtleri başkaları adına niye cepheye sürüyor?

PKK ile DAEŞ’in birbirine karşı savaşı Türkiye topraklarına taşınınca, topraklarımız kan gölüne döndü. İki örgütün de intihar bombacısı yetiştirme kapasitesi var. İki örgüt de bulundukları ülkeyi istikrarsızlaştıracak kadar terör üretebiliyor. İkisinin de bu yıkıcılığı onları hem birbirlerine karşı hem de başka ülkelere karşı kullanışlı araçlar haline getiriyor.

PKK için DAEŞ’le savaşmanın çoklu gerekçesi var. En öncelikli gerekçe, PKK/PYD’nin yerleştiği ve kontrol ettiği Kobani gibi yerlere DAEŞ’in yaptığı saldırılar. DAEŞ Kobani’yi almak istedi, PYD bunun için direndi. PYD, DAEŞ ile mücadelesinde esas yardımı Amerikalılardan aldı. Bu sebeple de Amerikalılarla stratejik ortaklık yapmaları kendileri açısından anlaşılır.

KÜRT ÇOCUKLAR FEDAİ Mİ?

Sorun tam olarak şu: DAEŞ Kürtlerin kontrol ettiği alana saldırmasa bile, diğer alanlarda PYD’nin DAEŞ ile savaşmaya gönüllü olması. Bu hal kötüye karşı iyinin her şartta savaşması değil. Kötü ile başkaları adına da savaşmayı kabul etme hali. Bir nevi paralı askerlik hali. Vekalet savaşlarını yürüten bir araç haline düşme hali.

Amerikalılar, Avrupalılar, Türkiye devleti DAEŞ’i kötü biliyor ve onu mümkünse yok etmek istiyor. Fakat bu ülkelerin şöyle bir sorunu var. Kendi iç kamuoylarının asker kaybına tahammülü yok. Yani Amerikalı anneler çocuklarının ölmesini istemiyorlar. Bu sebeple de devletler kötüyle ancak uçakla bombalayarak ve sahada savaşacaklara silah vererek mücadele ediyorlar. Bu aşamada sorumuz tam da şu: Amerikalı anneler ağlamasın da Kürtlerin annesi ağlasın mı? Kürt çocuklar daha değersiz mi ki cephede ölüyor? PKK/PYD Türkiye’den topladıkları çocuk yaşta olan Kürtleri başkaları adına niye cepheye sürüyor?

MAHALLENİN PİSKOPATIYLA MÜCADELE ETMENİN RACONU

Mahallenin psikopatı ile mücadele etmenin de bir raconu vardır. İlk kural psikopata kendini ve çocuklarını yem ettirmemektir. Psikopata dayılanmak olmaz. Psikopatın karşısında sinmemen de gerekir. Mümkün olduğu kadar psikopata bulaşılmaz. O bulaşırsa da güç yanında akıl da kullanman gerekir. Psikopat için ölmek de öldürmek de büyük sorun değildir. Uzak duramıyorsan yönetmeye çalışman gerekir. O da mümkün olmadığında fena halde dövmen gerekir.

DAEŞ psikopat zihinli bir örgüt. Türkiye devleti, devlet aklıyla DAEŞ’in bu topraklara bulaşmasını önlemeye çalışıyordu. Bu yapının Türkiye’yi istikrarsızlaştırmasını önlemek için direk karşısına almamaya çalışıyordu. Amerikalılar, Avrupalılar nasıl askerini direk kullanmıyorsa, Türkiye de aynı şeyi yapıyordu. Ama PKK/PYD fedai gibi davrandı. Kendisini DAEŞ ile karada savaşabilen güç olarak konumlandırdı. Bu sayede güç ve meşruiyet devşirmeye çalıştı. Bu siyasetin en az iki maliyeti var. Birincisi, Kürt çocuklar fedailik sürecinde ölüyor. İkincisi, DAEŞ ile oluşan varoluşsal düşmanlık Türkiye içine taşınıp, Türkiye’de mitinglerde intihar bombalarının patlamasına sebep oluyor.

KİMİNİN SİLAHI KİMİNİN CANI

Dünyamızda en önemli şey insan. Silahların cephanenin bir değeri var ama insan yanında değeri zayıf. Amerikalıların, Avrupalıların, Türkiye’nin silahları harcanırken Kürtlerin canlarını vermesi haksızlık. Kürt çocuklar da Amerikalılar kadar değerli. Kürt anneler de Amerikalı anneler kadar değerli. Kürt anneler şunu diyebilir: Kötü ile savaşmak kaçınılmazsa, sizin çocuklarınız savaş alanında varsa bizimki de olsun! Sorun şurada. Kürt anneler olan biteni anlayamıyor. Çocuklarının öldüğünü görüyor da, niye öldüğünü bilemiyor.

[Star, 17 Ekim 2015]