SETA > Strateji Araştırmaları |
Türkiye'nin Ulusal Çıkarları ve Muhalefet

Türkiye'nin Ulusal Çıkarları ve Muhalefet

Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.

Vaktimi ve nefesimi CHP ile tüketmeye hiç niyetim yok. Türkiye'nin bu kadar gündemi varken CHP'nin skandallarını konuşmak yazmak bana çok acı geliyor.

Ancak işi öyle noktaya getirdiler ki, görmemek mümkün değil.

Son bir hafta içinde yapılan açıklamalar ibretlik. Libya meselesinde baştan beri tutarlı bir tavır sergilemediklerini zaten biliyorduk. Türkiye'ye karşı cihat ilan eden Hafter'i seküler olarak sunmalarına gülüp geçmiştik. Ama iş orada kalmadı. Yunanistan'ın bize karşı desteklediği Hafter'i desteklemek gerektiğini bile söylediler. Yok artık demekle yetindik.

Ama son olarak üzerine tüy dikmeyi de becerdiler. CHP'ye göre Erdoğan Libya petrollerinin peşine düşmüş. CHP de buna izin veremezmiş.

Yanlış okumadınız. Bir Yunanlı siyasetçiden bahsetmiyorum. Birleşik Arap Emirlikleri de değil. Rus da değil.

Türkiye'den bir siyasi parti adına konuşan biri bu lafı etmiş. Tüm dünya Libya'ya gözünü dikmişken, birileri meşru Libya Hükümeti'ni askeri bir darbeyle devirmek isterken ve böylelikle Türkiye'yi resmin dışına itmeye çalışırken Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.

Lütfen söyler misiniz bana bunun adı ihanet değildir de nedir? Bunun adı Türkiye'nin ayağına sıkmak değildir de nedir? Varsa aklınızda daha hafif bir tabir onu kullanayım. Ama maalesef ben daha hafifini bulamıyorum.

Yunanistan'la beraber Türkiye karşıtlarını destekleyip Türkiye'yi suçlayanlar için başka bir ifade tarzı benim zihnimde yok.

İster ülkeye yabancılaşmak deyin ister gözünü Erdoğan düşmanlığı bürümek deyin ne derseniz deyin. Mantıken vardığı nokta Türkiye'nin ulusal çıkarlarına ihanettir.

Ayasofya tartışması da bundan bağımsız değil. Biz Ayasofya'nın bir egemenlik sembolü olduğunu anlatmaya çalışırken onlar Sultanahmet Camii'ni bile müze yapmanın peşinde.

Bitmediler. Bitmeyecekler. Düzelmediler.

Düzelmeyecekler.

Şöyle düşünün bu CHP iktidar olsaydı, Suriye'de PKK devleti de kurulurdu.

Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın talepleri de gerçekleşirdi. Bunda şüphe yok.

Ancak anlaşılıyor ki, hala camilerle dertleri de bitmemiş. Onları da kapatacaklarmış.

Bunları ben değil CHPli vekiller söylüyor. Hala CHP'yi bu ülkenin geleceğinde iktidar adayı olarak gören ve destekleyen varsa şapkasını önüne koysun düşünsün. Samimiyetle anlamak isteyene bunlardan daha açık örnek yok.

[Sabah, 13 Haziran 2020].