Pençe Kartal ve Pençe Kaplan harekatları, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) son yıllarda Irak'ta bulunan PKK terör unsurlarına yönelik gerçekleştirmiş olduğu en geniş kapsamlı operasyonlardır. Bu harekatlar terör örgütünün Suriye ve Irak üzerinden Türkiye'ye ve sızma girişimlerinin artması nedeni ile icra edilmektedir. Stratejik açıdan harekatların hedefi Türkiye-Irak ve Türkiye-Suriye sınırı boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu engellemektir. Daha önceleri Suriye'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile Suriye'de kesintiye uğrayan terör koridoru girişimini Irak sahasında da engelleme çabası son dönemde öncelik kazanmıştır. Harekatlarla terör örgütünün Türkiye-Irak ve Türkiye-Suriye sınırları boyunca teröristlerin ve silahların geçişi için kullandığı alanlar daraltılmaya çalışılmaktadır.
TSK son yıllarda benimsediği terörle yerinde mücadele anlayışı ile bölgedeki terör unsurlarına yönelik operasyonlarını yoğunlaştırmıştır. Türkiye'nin terörle mücadele stratejisinin diğer bir ayağı olarak bölgede örgütün üst düzey yöneticilerini hedef alan çok sayıda operasyon başarı ile icra edilmiştir. MİT ile TSK arasındaki yakın iletişim ve ortak çalışma bu stratejinin etkili olmasını sağlayan temel parametredir.
Kuzey Irak'ta bulunan PKK kamplarını ve geçiş yollarını hedef alan Pençe harekatları Mayıs 2019'da başlatılmıştır. Pençe-1, Pençe-2 ve Pençe-3 harekatları Kandil, Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk bölgelerini hedef almaktaydı. Pençe harekatları PKK'nın bu bölgedeki alan hakimiyeti ve Suriye'ye yönelik hareket serbestisini engellemeyi hedeflemekteydi. Bu amaçla Suriye sınırı boyunca Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile terörden arındırılmış bölgeler oluşturuldu. Irak sınırı içlerinde ise kalıcı güvenlik bölgeleri oluşturulamamıştır. Irak Merkezi Hükümeti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin terör örgütüne yönelik eylemsizlikleri bölgeyi Türkiye'nin güvenliği açısından istikrarsızlaştırmaktadır.
Koronavirüs salgını nedeni ile kısmen duraklamak zorunda kalan operasyonlar terör örgütünün artan saldırı ve sızma girişimleri nedeni ile öne çekilmiştir. Türkiye sınırları içerisinde operasyon kabiliyetini kaybeden terör örgütü bu süre boyunca Irak ve Suriye'deki faaliyetlerini yavaşlatmadı. Özellikle Irak üzerinden Suriye'ye sızan PKK'lı teröristler Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekat bölgelerine yönelik terör saldırılarını artırdılar. Bölgedeki siviller, Suriye Milli Ordusu unsurları ve Türk güvenlik güçleri terör örgütü tarafından hedef alındı. Türkiye, terör örgütünün bölgeyi istikrarsızlaştırma stratejisinin önüne geçmek için böylesi bir adım atmak zorunda kaldı.
PKK son dönemde Kuzey Irak üzerinden Türkiye'de yeni eylemler yapmaktadır. Terör örgütünün özellikle Sincar yapılanmasını güçlendirme stratejisi ve Sincar'da Kandil benzeri yeni bir yapılanmaya gitme çabaları bazı uluslararası aktörlerce de desteklenmektedir. Irak-Suriye hattındaki bu hareketliliği önlemek ve terör örgütü açısından yeni yapılanmanın önüne geçmek bu operasyonun öncelikli hedeflerinden biridir. Bu nedenle Haftanin'e yapılan kara operasyonu, TSK açısından daha kalıcı bir yapılanmayı zorunlu kılabilir. TSK önleyici operasyonlardan, önleyici yapılanma adımına geçerek bölgede terör örgütünün hareket alanını daraltmaktadır. Daha önce ağırlıklı olarak kara unsurları ile hayata geçirilen bu askeri strateji, İHA ve SİHA'ların devreye girmeleri ile çok daha etkin bir şekilde yürütülebilir hale gelmiştir.
Pençe Kartal Harekatı TSK'nın son yıllarda gerçekleştirmiş olduğu en geniş kapsamlı ve en karmaşık hava harekatı olarak kayda geçti. Harekata Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları, insansız hava araçları ve silahlı insansız hava araçları katıldı. Harekat kapsamında Türkiye-Irak sınırı boyunca bulunan terör örgütü kampları ve geçiş yolları nokta vuruşlarla hedef alındı. Terör örgütü PKK'nın Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk bölgelerinde bulunan kamplarına yönelik etkili taarruzlar gerçekleştirildi. Özellikle Mahmur ve Karacak gibi sınırdan oldukça uzak bölgelere yönelik hava bombardımanı terör örgütünün beklemediği bir hamle olmuştur.
Terör örgütünün TSK'nın operasyonlarını önlemek ve bölgede rahat hareket edebileceği ortam oluşturmak için bu bölgelerde sivil yerleşimlerden faydalandığı bilinmektedir. Bu sayede zaman zaman sivil halkın arasına karışarak kamufle olmayı başarmaktadır. Bölgedeki siviller üzerinde baskı oluşturarak örgüte zorla eleman kazandırmakta ve çocuk savaşçıları örgüte katmaktadır. PKK'nın sahadaki hakimiyetini zayıflatmak aynı zamanda terör örgütünün sivil halk üzerindeki baskısını da azaltacaktır. Hava harekatı, terör örgütünün harekat bölgelerinde sivil kalkan oluşturmaya yönelik mobilizasyonu nedeni ile planlanandan kısa tutulmuştur. MİT ve TSK'nın yaklaşık bir yıldır sürdürdükleri istihbarat çalışmaları sayesinde nokta hedefler önceden belirlenmiş ve sivillerin harekattan etkilenmemeleri sağlanmıştır.
Türkiye son dört yılda terörle aktif bir şekilde mücadele ederek terör örgütünü ağırlıklı olarak kendi sınırları dışına çıkarmayı başarmıştır. Türkiye sınırları içindeki terörist sayısı 500'ün altına inmiştir. Bundan sonraki dönemdeki stratejik önceliği ise terör örgütünün Türkiye sınırı boyunca kendisi için oluşturmaya çalıştığı bölgeyi terörden arındırmak veya en azından örgüt açısından kullanılamaz hale getirmek olacaktır. Pençe operasyonları yakın zamanda farklı şekillerle devam edecektir. Türkiye'nin önündeki en büyük engel ise terör örgütünün sivilleri kalkan olarak kullanma stratejisi ve yoğun bir şekilde dış destek almaya devam ediyor oluşudur. Türkiye'nin son dönemde terörle mücadele konusunda geliştirmiş olduğu yüksek teknolojili askeri altyapı ve istihbarî kapasite bu zorlukları aşma konusundaki en önemli avantajlarındandır. Türkiye bu avantajını kullandıkça terör örgütü köşeye sıkışacak ve yeni strateji arayışlarına girecektir.
[Sabah, 27 Haziran 2020].