Terrorists have killed 2000+ innocent people in Turkey since 2015. Many of those attacks were planned in NORTHERN SYRIA.
The Turkish people suffered more than their fair share.WE WON’T REST UNTIL JUSTICE IS SERVED.
We won't stop until we drain the terrorist swamp next door. pic.twitter.com/btUdyyextj
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) 18 Ocak 2019
Görüntülerde Türkiye'ye farklı terör örgütlerinin nasıl sırasıyla saldırdığı anlatılıyor. Bu zamana kadar dünyanın kulak tıkadığı saldırılar teker teker ekrana geliyor. İletişim çağında insanlara çarpıcı ve net biçimde Türkiye'nin neyle mücadele ettiği aktarılıyor. Görmediyseniz görmenizi ve paylaşmanızı tavsiye ederim. Yıllardır PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi türlü türlü terör örgütleriyle mücadele ettik. Bu yolda son iki sene içerisinde büyük başarılar yakaladık. Hendek operasyonları, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının yapıldığından bu yana Türkiye artık sistematik saldırılar altında değil. Halbuki bu örgütler her hafta sonu sırasıyla saldırıyordu. Dış dünyadan da destek gören bu gruplar ülkeyi çok tehlikeli sınırlara getirmişti. Ancak bunlarla mücadele kolay olmadı. Özellikle uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin bu mücadelesine destek vermek şöyle dursun müttefikleri bile Türkiye'yi hedefe koydu. PKK yedi düvelden destek alırken, PYD sınırımızda ABD tarafından beslendi ve büyütüldü. Lideri Amerika'da yaşayan FETÖ Türkiye'de darbe yaparken Amerikalılar avuçlarını ovuşturuyordu. Hatta TV'lere çıkan uzmanlar "Türkiye'de bize yakın bir darbe oluyor" demekten zerre kadar utanmadılar. Türkiye DEAŞ'la sahada askeri mücadele veren tek devlet olmasına rağmen uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin DEAŞ'a destek verdiği yalanını yaydılar. Ancak tüm bu kara propagandaya rağmen Türkiye kendi güvenliği için yapması gerekeni yaptı. Olağanüstü hâl ilan edildi. Askeri operasyonlar gerçekleşti ve güvenlik sağlandı. Ancak bu da aleyhimize kullanıldı. Devletlerin desteklediği uluslararası medya Türkiye'yi suçlamaya devam etti. Terörle mücadele işin bir kısmı. Diğer kısmı da terör destekçisi bu propagandayla mücadeledir. Şimdiye kadar atılan tüm adımlar maalesef Batı başkentlerinde mahkûm edildi. Konuyla ilgili yayınlar yapsak da söyleşiler düzenlesek de bunlara ya yer verilmedi ya da önü kesildi. Şimdi Türkiye yeni ve kapsamlı bir iletişim stratejisi benimsemiş gibi görünüyor. Sosyal medyanın çok daha etkili olduğu ve insanların ikişer dakikalık videolara bakarak bilgi sahibi olduğu bir dünyada bu tür kısa ve çarpıcı mesajlar içeren çalışmaların sayısı artacaktır. Türkiye'nin terörle mücadele ettiği, haklı olduğu ve bu mücadeleyi sonuna kadar vereceği sürekli işlenecektir. Terörün Suriye'deki bir numaralı sponsoru Brett McGurk Trump'ın baskısıyla görevini bıraktı. Ancak Türkiye düşmanlığını bırakmamış. Bu Obama kalıntısı ve saplantılı adam makaleler yazıp PYD'ye verilen desteği utanmazca meşrulaştırma gayreti gösteriyor. Ancak her şeyin bir sınırı var. Bundan sonra ne yapsa faydasız. O da kaybetti. Desteklediği teröristler de kaybedecek. Teröristler kazanamaz. Terör destekçileri de kazanamaz. Varacakları yer en çok burasıdır. İnşallah yakın zamanda bu gibi terör destekçilerinin kişisel hikayeleri de deşifre edilir. Zira durmayacağız. Bu kepazelikleri anlatmaya devam edeceğiz.
[Sabah, 20 Ocak 2019]