Astana Süreci nedeniyle NATO'cularla Esedciler aynı noktada birleşti. Tahran Zirvesi'nde olanları fırsata dönüştürmek istediler. Astana Süreci'nin "çöküşünü" ilan ettiler. Biz de cevap olarak "çöküş falan olmadığını" söyledik. Astana görüşbirliği nedeniyle kurulmadı ki görüş farklılığı nedeniyle yıkılsın. Tam tersi Astana farklı bakışa sahip ülkeler arasında bir uzlaşı arayışıdır. Ancak bu gerçeğe bakmak yerine kendi işine geleni görenler Astana'nın çöktüğünü ve İdlib'de Rusya'nın durdurulamayacağını söylüyordu. Hem NATOcular hem de Esedciler öncelikle İdlib konusunda korku pompaladılar. Rusya çok kararlıymış. Hemen istiyormuş. İdlib'i vuracakmış. Asıl derdi NATO'yu parçalamakmış. Yoksa Türkiye'ye taviz falan vermezmiş. Türkiye'yi kullanıyormuş. Türkiye'nin ısrarı anlamsızmış. Kabullenmek zorundaymış. Daha neler neler. Ne akıllar ne iddialar... Ancak bugün Soçi zirvesinin ardından baktığımızda resim çok net çıktı ortaya. Rusya rasyonel zeminde kalabilmeyi başarabiliyormuş. Esed gibi bir etnik temizlik peşinde değilmiş. İran gibi yayılmaya çalışmıyormuş. Yayıldığı kadarıyla memnunmuş. Yerleştiği zemini tutmak istiyormuş. Öncelikli gündemi elde ettiği üslerin güvenliğiymiş. Çekingenmiş. Pazarlığa açıkmış. İdlib'de gereksiz bir maliyete katlanmak yerine diplomatik bir müzakereyi tercih edermiş. Üsleri güvende olduğu müddetçe İdlib'de kimin oturduğuna pek bakmıyormuş. Esed'e veya İran'a bağımlı değilmiş. Ve hatta onların kulağını çekebilirmiş. Alanlarını daraltabilirmiş. Buna karşılık Türkiye'yi ciddiye alıyormuş. Türkiye'yle müzakere etmek zorunda olduğunu görüyormuş. Öte taraftan tek derdi de İdlib değilmiş. Amerika ve İsrail başta olmak üzere diğer ülkelerin bir oldubitti yaratmasından çekiniyormuş. Zaten Soçi görüşmelerinin hemen ardından İsrail tuhaf işlere girişti. Ve bence o gece Rusya'nın Suriye hava sahasındaki teknik zayıflığı ortaya çıktı. Bu da Rusya'nın Suriye'deki caydırıcılığı adına ciddi bir sorun teşkil ediyor. Belki de Rusya daha fazla ve daha kaliteli yığınak yapmak zorunda kalacak. Sanırım Rusya'nın tehdit algısında bir değişim yaşanıyor ve Türkiye'ye yaklaşıyor. Soçi'de yapılan uzlaşı bunun en açık göstergesi. Uygulanabildiği takdirde ve eğer bir kazaya uğramazsa, İdlib işi Türkiye lehine çözüldü ve bitti diyebiliriz. Hatta devamı daha ilginç. Bundan sonra masaya Fırat'ın doğusu ve Akdeniz'in doğusu yatırılmış gibi. Fırat'ın doğusu malum. PYD Türkiye'nin öncelikli gündemi. Öte taraftan Doğu Akdeniz'de gerilim artıyor. Kuzey Kıbrıs Rum kesimi, İsrail ve Amerika'nın Doğu Akdeniz'de atacağı adımlar yine Türkiye ve Rusya için rahatsız edici bir durum. İşte bu iki bölge Rusya ve Türkiye'nin kritik mutabakatı olabilir. Tabii iki taraf da güven sorunu yaşamaya devam edecek. Zaten abartılı bir romantizme dayalı güven hissine de hiç gerek yok. Fakat şurası çok açık. Ortaya çıkan jeopolitik resim Rusya ve Türkiye arasında bir işbirliğini davet ediyor.
[Sabah, 22 Eylül 2018].