Türkiye 2017'den itibaren "önleyici mücadele konsepti" çerçevesinde Türkiye'de ve komşu bölgelerde terörizmle mücadele harekatı icra etmeye başlamıştır. Türkiye'de iç huzurun bozulmasına yönelik Gezi Parkı Şiddet Olayları, şehir merkezlerinde 2015'te başlatılan terör olayları ve nihayetinde 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında terörizmle mücadelede proaktif bir yöntem tercih etmiştir. Diğer bir ifadeyle terörü kaynağında kurutma stratejisini hayata geçirmiş, istihbarat ve savunma teknolojisine dayanan etki odaklı teröristle mücadele sürecini başlatmıştır.
Devamlılık ve kararlılık çerçevesinde şekillenen Pençe serisi harekatlar yurt içinde Kapan serisi operasyonlarla koordineli icra edilmektedir. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kapan operasyonları terör örgütünün Türkiye içindeki yapılanmasını hedef almış, MSB uhdesinde yürütülen Pençe harekatları ise terör örgütüne yurt dışında darbe indirmeyi amaçlamıştır. Böylece siyasi anlamda demokratik normlar dahilinde sivil kontrol, hukukilik ve iş bölümü gibi ilkelere riayet edilmiştir.
Tercih edilen strateji bağlamında Suriye'de Türkiye'nin güvenlik çıkarları aleyhine oynanan oyun bozulmuş ve aynı zamanda Irak'ta kökleri olan terör örgütünün devamlılığını yok edecek adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede bir yandan Suriye'de Zeytin Dalı Harekatı yürütülürken diğer taraftan Irak'ta 10 Mart 2018'den itibaren Kararlılık Harekatı başlatılmış ve Irak kuzeyinde 30 kilometre derinlikteki Sidekan bölgesi kontrol edilmiştir. Aynı süreçte örgütün elebaşlarından olan Rıza Altun 21 Mart 2018'de etkisiz hale getirilmiştir. Söz konusu operasyonla Irak kuzeyinde alan kontrolü esas alan yeni bir strateji yürürlüğe sokulmuş ve terör örgütünün hareket serbestisinin kısıtlanması amaçlanmıştır.
Kararlılık Harekatı ile elde edilen başarı PKK'nın kapasitesiz olduğunu ortaya koyarken 28 Mayıs 2019'dan itibaren Irak kuzeyinde Bradost-Hakurk bölgesinde Pençe Harekatı başlatılmıştır. Milli Savunma Bakanı Akar 6 Haziran 2019'da Pençe Harekatı özelinde Türkiye'nin niyetini "Son terörist etkisiz hale getirilmeden bölgeden çıkmayacağız" cümlesiyle ifade etmiş ve harekatı 12 Temmuz 2019'da sonlandırılırken toplamda 143 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Pençe Harekatı'nın bittiğinin açıklandığı günün hemen ertesinde 13 Temmuz 2019'da ikinci bir harekatın, Pençe-2 Harekatı'nın Zaho-Barzan bölgesinde başlatıldığı duyurulmuştur. Böylece terörizmle mücadelede devamlılığın söz konusu olduğu hatırlatılmıştır. Harekat esnasında Hacı Kurhan, Metin Akgün, Gülüzar Tural ve Saliha Kaytar gibi örgütün etkin isimleri yanında 80'in üzerinde terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Pençe-2 Harekatı'nın akabinde TSK "hudut güvenliğini sağlamak ve teröristleri etkisiz hale getirmek" amacıyla 23 Ağustos 2020'den itibaren Haftanin ve Sinat bölgelerine yönelik Pençe-3 Harekatı'nı başlatmıştır. Bu harekatta da Nedim Karakulak ve Galya Bekir başta olmak üzere birçok terörist etkisiz hale getirilmiştir. Dolayısıyla harekatlarda terör örgütünün komuta kontrol yapısının öncelikle hedef alınmasına yönelik askeri tercihin ön plana çıktığı görülmüştür.
Covid-19 salgınının etkileri ve Suriye ile Libya'daki gelişmelere paralel olarak Pençe-3 Harekatı'nın icra edildiği bölgelerde 15 Haziran 2020'nin erken saatlerinde hava unsurlarıyla Pençe-Kartal, 17 Haziran 2020'nin erken saatlerinde de hava ve kara unsurlarıyla Pençe-Kalkan harekatları icra edilmeye başlanmıştır. Böylece terörizmle mücadelede devamlılık ilkesine 2020'de de bağlı kalınmış ve terör örgütünün toparlanmasına mahal verilmeyeceği gösterilmiştir.
Terörizmle mücadelede kararlılık ve devamlılığın sağlanması istikametinde yürütülen söz konusu harekatlarda şu hususlar dikkat çekmektedir:
- Terör örgütüne Irak'ta rahat üslenme imkanı tanınmayacağı
- Irak güvenlik güçlerinin kapasite sorunu nedeniyle önleyemediği terör yapılanmalarına izin verilmeyeceği
- Harekatlarda aynı anda farklı bölgelerde, geniş cephede, derinliği olan bir sahada ve farklı araç/yöntemlerin sinerjik kullanılacağı
Irak'ta icra edilen terörizmle mücadele terör örgütüne destek olan devletler açısından mesajlar içermektedir. PKK'yı farklı isimlerle "yaşatma"ya çalışan ve kendi gündemleri istikametinde araçsallaştıran devletlerin Türkiye'nin harekatlarında herhangi bir varlık gösteremeyen ve araç olmanın gerektirdiği kapasiteden uzak olduğu anlaşılan PKK'ya desteğini sorgulaması gerekmektedir. Nihayetinde bu devletlerin, vatandaşlarınca ödenen vergileri terörizmi finanse etmek için kullanması müteakip dönemde siyasi sonuçlara da neden olabilecektir.
Diğer devletler yanında Irak Merkezi Hükümetinin, Pençe harekatları sonrasında yaptığı açıklamalarda Irak'ın egemenliğine vurgu yaptığı görülmektedir. Irak, PKK'nın Irak'taki varlığına yönelik hiçbir askeri önlem alamamıştır. Ancak Irak; DEAŞ söz konusu olduğunda Haşdi Şabi'yi devlet gücü haline getirerek başarılı operasyonlar düzenleyebilmiştir. Türkiye'nin Irak kuzeyindeki referandum sürecinde Irak'ın bütünlüğüne yönelik tavır sergilemesi ve sırf bu nedenle Irak'ın bütünlüğünü muhafaza edebilmesi dikkate alınırsa Bağdat yönetiminin de PKK'ya karşı tavır alması zamanının geldiği anlaşılmaktadır. Aynı şekilde PKK'nın varlığı Irak kuzeyindeki yerel yönetim için de bir tehdit haline gelmiştir. Nitekim PKK, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne meydan okuyan girişimlerde bulunmuş, Irak ve Suriye'de ABD desteği sonrası Irak kuzeyinde daha rahat hareket eder hale gelmiştir. Sonuçta Irak'taki güvenlik kuvvetlerinin Pençe harekatlarına benzer askeri tedbirler almasının zamanı gelmiştir.
Sonuç olarak Türkiye'nin terörizmle mücadele kararlılığı Irak veya herhangi başka bir devlette terör yapılanması olduğu sürece devamlılık gösterecektir. Türkiye'nin askeri kapasitesi ve terörü kaynağında kurutma esasına dayan "önleyici müdahale konsepti" dikkate alındığında tünelin sonunda ışık görülmüştür. Ancak süreç sabır ve azim gerektirmektedir. Komşu ülkelerin de artık bu tünelde Türkiye ile birlikte yürümesi ve egemenlikleri altındaki topraklara sahip çıkması gerekmektedir. Pençe harekatları Türkiye'nin söz konusu kararlılığının bir ifadesidir.
[Sabah, 20 Haziran 2020].