Sabah Gazetesince 15 Temmuz'un ardından Türkiye gündeminin dünyaya doğru anlatılması amacıyla kurulan ve Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından desteklenen "Sabah Yazarlar Kulübü" DE
BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca'nın açılış konuşmasını yaptığı panele Sabah yazarı Hilal Kaplan, İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın ile SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye ile İngiltere'nin benzerlikleri üzerinde duran Kaplan, imparatorluk geçmişi bulunan her iki ülkenin ticari ilişkileri ile terörle mücadeledeki iş birliğine dikkat çekti.
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye ilk desteği veren Batı ülkesinin İngiltere olduğuna işaret eden Kaplan, girişimin ardından İngiltere'nin Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ın ve bir süre sonra da Başbakan Theresa May'in Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlattı.
İsmail Çağlar ise 15 Temmuz darbe girişiminin İngiliz basınına yansılamalarını ele aldı.
Darbe girişimi sırasında ve sonrasında İngiliz gazetelerinin darbe girişiminin "İslamcılara karşı" olduğunu yazarak, girişime meşruiyet sağlamaya çalıştığını anlatan Kaplan, gazetelerin darbecileri de "seküler" diye nitelendirmesini eleştirdi.
Çağlar, Türkiye'nin DEAŞ ve PKK terör örgütlerinin saldırılarının hedefi olduğu dönemde de İngiliz basınının iyi sınav vermediğini kaydetti.
Türkiye'de yaşanan 5 DEAŞ saldırısına karşın İngiliz gazetelerinde Türkiye'nin DEAŞ'ı desteklediği iddialarının yer aldığını anlatan Çağlar, PKK saldırılarının yaşandığı dönemde de aynı gazetelerin bu kez Türkiye'nin "kendi halkını öldürdüğünü" yazmaya başladığını ifade etti.
Doç. Dr. Yalçın da Türkiye'nin Arap Baharı döneminde halk hareketlerine verdiği destekte Batılı müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığını söyledi.
Bununla birlikte Türkiye'nin terk edildiği yalnızlık içinde bağımsız bir aktör haline geldiğini anlatan Yalçın, "Yalnız olmak zordur ama bu sizi bağımsız ve özerk yapar." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin AB üyeliği perspektifiyle ilgili bir soruya ise Yalçın, ABD'nin hegemon güç olarak dünya sahnesinden kendisini geri çekmesinin sonuçları üzerinde durarak yanıt verdi.
Hegemon gücün eksikliğinde ülkeler arasında iş birliğinin yerini rekabetin aldığına dikkati çeken Yalçın, bu rekabetin AB üyesi ülkelerin kendi aralarında da görüldüğünü kaydetti.
Yalçın, AB ülkelerinin kendi içinde bile yaptığı rekabetin, AB ile Türkiye'nin yakınlaşmasını da sorunlu hale getireceğini savundu.
[AA, 18 Nisan 2018].